olup, tapu sicil müdür ya da memurunun kusuru olsun ya da olmasın, sicilin tutulmasında; kişilerin mal varlığı çıkarlarını koruyan hukuk kurallarına aykırı davranılmış olması yeterlidir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, 4721 sayılı MK’nın 1007. maddesine dayalı tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan tazminat ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, yukarıda yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılardan T1 vekili tarafından istinaf edilmiştir. 4721 sayılı TMK'nın sorumluluk kenar başlığını taşıyan 1007. maddesi “Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur” hükmünü içermektedir. Bu maddede düzenlenen sorumluluk, kusura dayanmayan (objektif) bir sorumluluk türü olup tapu müdür ya da memurunun kusuru olsun ya da olmasın, sicilin tutulmasında, kişilerin malvarlığı çıkarlarını koruyan hukuk kurallarına aykırı davranılmış olması yeterlidir. Kusurun varlığı ya da yokluğu Devletin sorumluluğu için önem taşımamakta, sadece, Devletin memuruna rücu halinde iç ilişkide etkili olmaktadır....
Asliye Hukuk Mahkemesi 09/09/2016 tarih 2015/208 E. - 2016/205 K. sayılı kararında, mahkemenin, vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden kanuna aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı tarafın istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b. 1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat davasıdır. Dosya kapsamından 2004 yılında yapılan kadastro çalışmalarında Yalnızdam köyü 144 ada 31 parselin 1046,77 m2 yüzölçümü ile bir katlı kargir bina ve fındık bahçesi niteliğiyle davacı adına tescil edildiği, Hazine tarafından 2006 yılında açılan tapu iptali ve tescil davası açtığı, Orman Yönetiminin aynı iddia ile davaya katıldığı, ......
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat davasıdır. Dosya kapsamından dava konusu ... köyü 191 ada 67 parsel sayılı taşınmazın 27/1/2004 tarihinde kadastro sonucu 2657 m2 yüzölçümü ve fındıkbahçesi vasfı ile davacı ... adına tescil edildiği, Hazine tarafından açılan dava sonucu ......
Bölge adliye mahkemesince; ...Asliye Hukuk Mahkemesi 09/09/2016 tarih 2015/126 E. - 2016/190 K. sayılı kararında, mahkemenin, vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı tarafın istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir. 2017/571 - 2018/6831 Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat davasıdır....
Maddesi ile 17/08/2013 tarihinde yürürlüğe giren Tapu Sicil Tüzüğünün 69/4 maddesi uyarınca hak sahiplerinin başvurusu üzerine Tapu Sicil Müdürlüklerinin ayni hak veya şerh edilmiş kişisel hakların silinmesi konusunda görevlendirilmiş olması bu davada tapu sicil müdürlüğünün davalı sıfatıyla yer alması sonucunu sağlamayacağı gibi hak sahibinin belirlenememesi nedeniyle de hak sahibini temsil etmesi yasal olarak mümkün olamayacağını, Tapu Sicil Müdürlüğü ve Maliye Hazinesi farklı kurumlar olduğunu, Tapu Müdürlüğünün taraf olabileceği bir an düşünülse bile, tapu müdürlüğünün işlemlerinden dolayı dava Tapu Müdürlüğüne değil hazineye yöneltilmesi gerektiğini, Tapu Sicil Müdürlüğü aleyhine açılabileceği düşünülse bile Tapu Sicil Müdürlüğü Çevre ve Şehircilik Bakanlığına Maliye Hazinesi Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlı olduğunu, her iki Bakanlık farklı tüzel kişiliklere sahip olduğunu, açılmış olan davanın esastan reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar...
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle zamanaşımı itirazında bulunduklarını, davanın klasik bir TMK 1007' ye göre tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat davası olmadığını, söz konusu taşınmaza dair bir kamulaştırma iddiası bulunduğunu, buna göre taşınmaz miktarındaki eksilme bir tapulama işleminden kaynaklı olamayacağını, yapılan bir kamulaştırma işlemi varsa bunun karşılığının da ödendiğini, evvelki malike davanın ihbarı ile davayı takibinin sağlanmasını talep ettiklerini bu nedenlerle açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar ve davalı ... vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü; K A R A R Davacı ... vekili, 14/01/2014 havale tarihli dava dilekçesi ile ..., 964 parsel sayılı 12200 m² yüzölçümlü taşınmazın, ... tarafından açılan ....Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/285 E. - 2009/38 K. sayılı kararı ile tapu kaydının iptaline ve orman niteliğiyle ... adına tesciline karar verildiğini, Türk Medenî Kanununun 1007. maddesinde, tapu sicilinin tutulmasından doğan zararlardan devletin sorumlu olduğunun düzenlendiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 130.000.00....
Hukuk Dairesinin 26.06.2018 tarihli ve 2018/1614 E., 2018/4861 K. sayılı kararı ile; “…Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan tazminat davasıdır. 1) Hükmüne uyulan bozma kararına, kararın dayandığı gerekçeye göre; davalı ... vekilinin 236 sayılı parselden ifrazen oluşan 839, 840, 841, 842 sayılı parsellerle ilgili temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2) ...sayılı parselden oluşan taşınmazlara yönelik temyiz itirazlarına gelince; dosya kapsamından, davacının tazminat istemine konu yaptığı Haziran 1949 tarih 20 numaralı tapu kaydı kapsamında kalan ...sayılı parselden oluşan 834, 835, 836 ve 837 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının Pendik Kadastro Mahkemesinin 1991/14 E. - 4 K. ve 2008/5 E. - 14 K. sayılı kararları ile iptaline karar verildiği, Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği anlaşılmaktadır....
Tazminat isteğine dayanak Narlıdere ilçesi, Narlıdere mahallesi 66 ada 23 parsel sayılı 746,25 m² yüzölçümündeki ve arsa niteliğindeki taşınmaz 02/12/1972 tarihinde satın alma yolu ile davacılar murisi adına tescil edilmiş iken Hazine tarafından açılan dava nedeniyle İzmir 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/15-280 sayılı kararı ile taşınmazın 309,36 m2'lik kısmının kıyı kenar çizgisi içerisinde kalması nedeniyle tapusunun iptaline ve tescil harici bırakılmasına karar verilmiş, verilen bu karar Yargıtay denetiminden geçerek 21/02/2005 tarihinde kesinleşmiştir. Eldeki dosyada davacı mirasçılar davasını 20/01/2015 tarihinde açmıştır. TMK’nın 1007. maddesinde düzenlenen tapu sicilinin tutulmasından doğan zararlardan dolayı açılacak davalar için kanunda özel bir zamanaşımı süresi öngörülmemiştir....