Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, terditli olarak tapu iptali ve tescil isteği ile 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesine dayalı tazminat isteğine ilişkindir....
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesine göre tazminat istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1947 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre kesinleşen kadastrosu, 1991 yılında kesinleşen 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B uygulaması ile 1958 yılında kesinleşen arazi kadastrosu vardır. Mahkemece, çekişmeli taşınmazın arazi niteliğinde olduğu kabul edilmek ve gelir esasına göre değer tespit edilmek suretiyle, dava tarihi itibarıyla hesaplanan değer üzerinden tazminat ödenmesine karar verilmiş ise de; karar dosya kapsamına ve yerleşik uygulamaya uygun değildir....
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın arazi niteliğinde olduğu kabul edilmek ve gelir esasına göre değer tespit edilmek suretiyle, dava tarihi itibarıyla hesaplanan değer üzerinden tazminat ödenmesine ve ıslahla arttırılan bölüm de dahil olmak üzere, hesaplanan toplam değere dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmiş ise de; karar dosya kapsamına ve yerleşik uygulamaya uygun değildir. 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi gereğince tapu kaydının iptalinden kaynaklı tazminat davalarında, zararın, mülkiyetin kaybedildiği tarih olan, tapu iptaline ilişkin mahkeme kararının kesinleştiği günde doğmuş olduğu, bu nedenle değer tespitinin bu tarih itibarıyla yapılacağı, faize de bu tarihten itibaren hükmedileceği, ıslah suretiyle arttırılan miktar yönünden ise ıslah tarihinin esas alınacağı kabul edilmektedir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 22/03/2022 NUMARASI : 2021/241 ESAS, 2022/140 KARAR DAVA KONUSU : Tapu Sicilinin Tutulmasından Kaynaklanan Tazminat KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK' nın 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 07/12/2021 NUMARASI : 2017/268 2021/1211 DAVA KONUSU : Tazminat (Maddi-Manevi Tazminat) KARAR : Taraflar arasındaki Tazminat (Maddi-Manevi Tazminat) davası hakkında kurulan hükmün istinaf incelenmesi davacılar vekili, Asli Müdahil T12 vekili tarafından istenilmekle, dosya incelendi....
için bir "sebepsiz zenginleşme" amacı taşımaması ve sebepsiz zenginleşme aracı niteliğinde de olmaması gerektiği, manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi zararın da karşılanmasın da amaç edinmediği, davacı tarafça talep edilen manevi tazminat tutarı değerlendirildiğinde, davacı tarafın yasal dayanaktan yoksun manevi tazminat talepleri ile haksız açılmış davanın reddini talep etmiştir....
Tapu Sicil Müdürlüğüne gönderilen ilk müzekkerenin gereğinin yerine getirilmesi halinde haciz tarihi itibariyle davacının sıra cetvelinde ikinci sırada yer alacağı ve satıştan elde edilen bedel ile alacağını kısmen karşılayabileceği, ancak haciz şerhinin işlenmemesi sebebiyle alacağını elde edemediği ve 4721 sayılı TMK’nın 1007. maddesi uyarınca Devletin sorumluluğu kapsamında tazminat talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır. 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi, tapu sicilinin aleniliği ve tapu siciline güven ilkelerinin yansımasının sonucu olarak, mülkiyet hakkı ya da başkaca bir aynî hak edinen kişinin, bu sicilin tutulması nedeniyle uğradığı zararın tazminine ilişkin olup, buna göre "Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.”...
Şöyle ki; Türk Medeni Kanunu'nun 1007. maddesinde, tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devletin sorumlu olacağı hükme bağlanmıştır. Devletin tapu sicilinin tutulmasından doğan sorumluluğunun, nitelik itibarıyla kusursuz sorumluluk olduğu hususu gerek doktrinde gerekse Yargıtay kararlarında kabul edilmektedir. Sicillerin doğru tutulmasını üstlenen ve taahhüt eden Devlet, gerçeğe aykırı ve dayanıksız olarak tutulmuş olan kayıtlar nedeniyle doğan zararları da ödemekle yükümlüdür. Tapu işlemleri, kadastro tespiti işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğundan, tapu kütüğünün oluşumu aşamalarında kadastro işlemleri ile tapu işlemlerinin bir bütün oluşturduğu kuşkusuzdur. TMK’nın 1007. maddesinde kabul edilip sorumluluğun doğabilmesi için ilk şart, Tapu Sicil Tüzüğü'nün 7. maddesinde sayılan ana ve yardımcı sicillerin Devlet tarafından tutulması için gerekli bir eylem veya işlemin bulunmasıdır....
Satış vaadi sözlemesinin şerh kaydı halen terkin edilmiş değildir. Satış vaadi sözleşmelerinin tapuya şerhi lehine şerh konan kişinin sözleşme ile edindiği kişisel hakkını güçlendirir ve bu şerhle kazanılan hak sonraki maliklere karşı da ileri sürülebilir. Gerçekten, 2644 sayılı Tapu Kanununun 26/5. maddesinde sözleşmenin tapuya şerhinden itibaren 5 yıl içinde satış yapılmazsa gayrimenkul siciline verilen şerhin tapu sicil muhafızı veya memuru tarafından re'sen terkin olunacağına dair hüküm bulunmaktadır. Somut olayda satış vaadi sözleşmesinin tapuya şerh verildiği 25.1. 1989 tarihinden itibaren 5 yıl geçtiği halde satış işlemi yapılmadığında tarafların bir uyuşmazlığı yoktur. Ancak 2644 sayılı Tapu Kanunun 26/5 maddesinin Tapu Sicil Tüzüğünün 78/4....
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat davasıdır. 4721 sayılı TMK'nın 2. maddesine göre, “Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.” Aynı Kanununun 3. maddesine göre ise, “Kanunun iyiniyete hukuki bir sonuç bağladığı durumlarda, asıl olan iyiniyetin varlığıdır. Ancak, durumun gereklerine göre kendisinden beklenen özeni göstermeyen kimse iyiniyet iddiasında bulunamaz.” Medenî Kanunun 3. maddesinde düzenlenen iyiniyet, “Hakların kazanılması” ile ilgili olduğu halde, Medenî Kanunun 2. maddesinde yer alan dürüst davranma “Hakların kullanılması” ve “Borçların yerine getirilmesinde” söz konusu olur....