Koleji" olduğu, kira sözleşmesinin başlangıcının 01.08.2003; kira süresinin 13 yıl olduğu; kira sözleşmesindeki yıllık kira bedelinin 36.000 TL olup, 12 aylık dönemler sonunda yıllık olarak ödeneceğinin kararlaştırıldığı, davacının talebinde ise; ödenen aylık kiranın düşük olup, talep edilen kira bedelinin günün koşullarına uygun olduğunu belirttiği, bu durumda açılan davanın kira sözleşmesine dayanan tespit davası olmayıp uyarlama niteliğinde bulunduğu anlaşılmıştır. Davacının talebi kira tespitine yönelik değil, ödenen kira bedelinin ekonomik koşullara uyarlanarak belirlenmesine ilişkindir.Dava bu niteliği itibariyle, kira sözleşmesine dayanan kira tespit davası olmayıp, kira parasının günün ekonomik koşullarına uygun olarak düzenlenmesi istemini içeren uyarlama davasıdır....
Diğer taraftan; 6100 sayılı HMK'nun "Sulh Hukuk mahkemelerinin görevi" başlığı altındaki 4/1-a maddesinde "Kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalar" düzenlemesiyle ayrıksı haller dışında kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıklar için Sulh Hukuk Mahkemeleri'nin görevli olduğu kabul edilmiştir (1086 Sayılı HUMK'nun 8/II-1 maddesinde de dava konusu şeyin değerine bakılmaksızın, kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye, akdin feshi yahut tespit davaları, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları ve bunlara karşılık olarak açılan davaların Sulh Hukuk Mahkemelerinde görüleceği” şeklinde benzer düzenlemeye yer verilmişti)....
in aracı kiraladığını ve kira sözleşmesine uygun kullanmayarak sigortanın geçersiz hale gelmesine sebebiyet verdiğini, dava dışı sürücünün kusuru ile kazanın meydana geldiğini öne sürerek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddia, savunma ve bilirkişi raporuna göre, davanın kabulü ile 25.946,00 TL tazminatın, 19.01.2007 ödeme tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, davacı ... şirketine ... poliçesi ile sigortalı aracın alkollü olarak kullanılması sonucu meydana gelen trafik kazası neticesinde, sigorta şirketi tarafından 3. kişilere ödenen tazminatın kendi sigortalısından rücuen tahsili istemine ilişkindir....
Davacı vekili dilekçesinde; davacının davalı ile imzaladığı 13.05.2008 başlangıç tarihli ve 8 yıllık kira sözleşmesi ile kiracı olduğu taşınmazda kira ilişkisi devam ettiği halde, davalının kira ödemeleri konusundaki birtakım sorunlar nedeniyle davacıdan mecuru tahliye etmesini istediğini, tahliye halinde ileride telafisi güç sorunlar çıkabileceğini belirterek; davacının kiracılığının tespiti ile muarazanını giderilmesini istemiştir. Mahkemece, keşfe ilişkin kesin süreye rağmen uyulmadığı gerekçesiyle, kesin süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. HUMK 8/2. maddesinde; yalnızca kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye aktin feshi yahut tespit (kira tespiti) davalarına, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları ve bunlara karşılık olarak açılan davalara dava konusu şeyin değerine bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemesinde bakılacağı düzenlenmiştir. Açıklanan niteliği ve dayanağı itibariyle bu dava ve talep ise anılan fıkra kapsamına girmemektedir. HUMK.'...
Taraflar arasında düzenlenen kira sözleşmesi, 01-01-1997 başlangıç ve 31.12.1997 sona erme tarihli olup her yıl yenilenerek günümüze kadar devam ederek gelmiştir. Yani kısa sürelidir. Davacı kira bedelinin tespitini istemiştir.Gerek davacının talebi gerekse kiranın süresi dikkate alındığında talebin uyarlama olduğu kabul edilemez. Dava kira bedelinin tespiti davasıdır. HUMK.nun mad. 8/II-1'e göre; "Kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye, akdin feshi yahut tesbit davalarına, bu davalarla birlikte açılmış 2007/6566-11079 kira alacağı ve tazminat davaları ile bunlara karşı açılmış davalara" Sulh Mahkemeleri bakmakla görevli kılınmışlardır. Her ne kadar, Sulh Hukuk Mahkemesince dava uyarlama davası olarak nitelendirilip, dava dilekçesinin görev yönünden reddi üzerine Asliye Hukuk Mahkemesince esastan incelenmiş ise de, bu karar temyiz edilmeden kesinleştiğinden Asliye Hukuk Mahkemesini bağlamaz....
Taraflar arasında düzenlenen kira sözleşmesi, 01-01-1993 başlangıç ve 31.12.1993 sona erme tarihli olup her yıl yenilenerek günümüze kadar devam ederek gelmiştir. Yani kısa sürelidir. Davacı kira bedelinin tespitini istemiştir.Gerek davacının talebi gerekse kiranın süresi dikkate alındığında talebin uyarlama olduğu kabul edilemez. Dava kira bedelinin tespiti davasıdır. HUMK.nun mad. 8/II-1'e göre; "Kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye, akdin feshi yahut tesbit davalarına, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları ile bunlara karşı açılmış davalara" Sulh Mahkemeleri bakmakla görevli kılınmışlardır. Her ne kadar Sulh Hukuk Mahkemesince dava uyarlama olarak nitelendirilip dava dilekçesinin görev yönünden reddi üzerine Asliye Hukuk Mahkemesince esastan incelenmiş ise de, bu karar temyiz edilmeden kesinleştiğinden Asliye Hukuk Mahkemesini bağlamaz....
Davacı, ... şirketi olup davalıdan rücuen tazminat talebinin nedeni, davalı ile davacının sigortalısı arasındaki kira ilişkisinden kaynaklanmaktadır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun sulh hukuk mahkemelerinin görevi başlıklı 4/(1-a) hükmü:“Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın;Kiralanan taşınmazların,9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı ... ve İflas Kanununa göre ilamsız ... yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları görürler” şeklindedir....
Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur." şeklinde vurgulanmaktadır. Davacı, sigorta şirketi olup davalıdan rücuen tazminat talebinin nedeni, davalı ile davacının sigortalısı arasındaki kira ilişkisinden kaynaklanmaktadır.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun sulh hukuk mahkemelerinin görevi başlıklı 4/(1-a) hükmü: “Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın;Kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları görürler” şeklindedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki davada Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R - Dava, rücuen alacak istemine ilişkindir. Asliye Ticaret Mahkemesi; taraflar arasındaki sözleşmenin kira sözleşmesi olduğu ve sulh hukuk mahkemesinin görev alanına girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, kaza tarihinde taraflar arasında kira sözleşmesi bulunmadığı, uyuşmazlığın kira sözleşmesine değil mülkiyet iddiasına dayandığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 6100 Sayılı HMK.'...
dava konusu şeyin değerine bakılmaksızın, kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye, akdin feshi yahut tespit davaları, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları ve bunlara karşılık olarak açılan davaların Sulh Hukuk Mahkemelerinde görüleceği” şeklinde benzer düzenlemeye yer verilmişti)....