SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 12/03/2019 NUMARASI : 2018/299 ESAS, 2019/434 KARAR DAVA KONUSU : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) KARAR : 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili T1 A.Ş'nin sigortalı Gülay Maral'a ait Santral Garaj Mah. Erenler Sok....
Asliye Hukuk ile Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, sözlü kira sözleşmesine dayalı olarak yapılan icra takibine itirazın iptali ile birlikte tahliye istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, sözlü olarak kiralanan daire için tahliye ve kira bedeli için icra takibi yapıldığı, itiraz sonucu davacı tarafından tahliye ve itirazın iptalinin istendiği anlaşılmaktadır. H.Y.U.Y.'nın 8/II-1. maddesine göre, kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye, akdin feshi yahut tesbit davaları, bu davalar ile birlikte açılmış, kira alacağı davalarında görevli mahkeme, sulh hukuk mahkemesidir. Somut olayda; sözlü kira sözleşmesinin taraflarca kabul edildiği, tahliye ile birlikte itirazın iptali istendiği anlaşılmakla, görevli mahkeme sulh hukuk mahkemesidir....
Bendine göre, “dava konusu şeyin değerine bakılmaksızın kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye, akdin feshi veya tespit davaları, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları ve buna karşılık olarak açılan davalar” dava konusu şeyin değerine bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemesinin görevine girmektedir. Buna göre, HUMK.’nun 8.maddesi II. Bendi gereğince tahliye, akdin davaları ile birlikte açılan kira alacağı ve tazminat davaları Sulh Hukuk Mahkemesinde görülür. Diğer istemlerde dava konusu alacağın miktarına göre görevli mahkeme belirlenir. Somut olayda, davacı fazla yatırdığını iddia ettiği 2.940 TL aidat bedelinin davalıdan tahsili ile 2010 ve 2011 yılları aidatları için 15.340 TL yönünden davalıya borçlu olmadığının tespitini talep etmiş olup, anılan hükümler çerçevesinde dava değerine göre uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülerek sonuçlandırılması gerekmektedir....
HUMK 8/II-1 maddesinde kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye, aktin feshi yahut tespit davaları, bu davalar ile birlikte açılmış bulunan kira alacağı ve tazminat davalarının Sulh Hukuk Mahkemelerinde hükme bağlanacağı öngörülmüş olup, dava yukarıda belirtilen niteliği itibariyle anılan maddede açıklanan işlerden hiç birisine dahil değildir. HUMK'nun 5219 sayılı yasa ile değişik 8/1 maddesinde değer veya miktarı (dava tarihi itibarıyle) 5.000,00 YTL'sını geçmeyen davalara Sulh Hukuk Mahkemelerinde bakılacağı öngörülmüştür. Dava değeri dikkate alındığında iş bu davaya Asliye Hukuk Mahkemesinde bakılması zorunludur. Bu hususun gözardı edilerek dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ: Açıklanan nedenle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 21.11.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmaktadır. Dava tarihi itibari ile yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 4. maddesinde ise dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın kiralanan taşınmazların, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaların sulh hukuk mahkemesinin görevinde olduğu düzenlenmiştir. Somut olayda, sigortalı işyerinde oluşan su basması hasarı sebebiyle meydana gelen zarar sigortacı tarafından sigortalıya ödenmiş olup ödenen tazminatın dava dışı sigortalı işyerinin maliki davalıdan’dan bina malikinin sorumluluğu gereğince tahsili talep edilmiştir. Kira sözleşmesine dayanılmamıştır....
Davada, 26.05.2008 tarih ve 10 yıl süreli kira sözleşmesi ile kiracı olduğunun tespiti ile 01.03.2007 tarihli sözleşmenin, yapılan ikinci sözleşme ile hükümsüz bırakıldığının saptanması istenilmiştir. Mahkemece, ikinci sözleşmede kiralayan imzasının inkarı nedeniyle imza incelemesi yapılarak sonucuna göre davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kiracılığın tespiti istemine ilişkindir. HUMK'nun 8/2 maddesinde yalnızca kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye akdin feshi yahut tespit ( kira tespiti )davalarına, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları ve bunlara karşılık olarak açılan davalara, dava konusu şeyin değerine bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemesinde bakılacağı düzenlenmiştir. Açıklanan niteliği ve dayanağı itibariyle eldeki dava ve talep ise, anılan fıkra kapsamına girmemektedir....
Bu ana kuraldan farklı olarak HUMK’nın 8. maddesi 2. bendine göre, “Dava konusu şeyin değerine bakılmaksızın kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye, akdin feshi veya tespit davaları, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları ve buna karşılık olarak açılan davalar” dava konusu şeyin değerine bakılmaksızın sulh hukuk mahkemesinin görevine girmektedir. Buna göre, HUMK’nın 8. maddesi 2. bendi gereğince tahliye, akdin davaları ile birlikte açılan kira alacağı ve tazminat davaları sulh hukuk mahkemesinde görülür. Diğer istemlerde dava konusu alacağın miktarına göre görevli mahkeme belirlenir. Somut olayda, davacı, davalıya kiraladığı taşınmaza davalının zarar verdiğini ileri sürerek uğranılan 16.150,00.-TL tutarındaki zararın tazminini talep etmiş olup, anılan hükümler çerçevesinde dava değerine göre uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesinde görülerek sonuçlandırılması gerekmektedir....
nın 8/II-I. maddelerinde "kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye, akdin feshi, yahut tespit davaları, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı davaları "nın sulh hukuk mahkemesinin görevinde olduğu belirtilmiş olup, somut olayda, tahliye ya da akdin feshi istenmediği, yalnızca kira alacağına ilişkin icra takibine itirazın iptali istendiğine göre, dava tarihi ve dava değeri esas alındığında, davanın asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerekir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 12/12/2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda, davacı ... şirketi olup davalıdan rücuen tazminat talebinin nedeni, davalı ile davacının sigortalısı arasındaki kira ilişkisinden kaynaklanmaktadır. Bu durumda mahkemece davanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun yürürlük tarihinden sonra açıldığı ve yukarıda belirtilen yasa hükmüne göre kira ilişkisine dayalı uyuşmazlıklarda, davanın HMK 114/1-c.maddesi gereğince görevsizlik nedeniyle HMK 115/2.maddesi gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. 2-Bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava, kiralayan tarafından kira sözleşmesine dayanan kira alacağı istemine ilişkin olup, karar Asliye Hukuk Mahkemesinden verilmiştir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 6. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 6. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 27.5.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....