Özellikle, taşınmazın bulunduğu yer kira sözleşmesinin ifa edileceği (yerine getirileceği, icra olunacağı) yerdir. Bu nedenle, kira sözleşmesine dayanan bir dava sözleşmenin ifa olunacağı yer olan taşınmazın bulunduğu yerde açılabilir (m. 10). Bundan başka, taraflar kira sözleşmesine koyacakları bir yetki şartı ve ayrı bir yetki sözleşmesi (bkz. m. 17) ile başka bir yer mahkemesinin yetkili olduğunu kararlaştırabilirler. Ancak dikkat edilmesi gereken husus, 6100 sayılı Kanun ile getirilen bu yeni düzenlemede yetki sözleşmesinin sadece tacirler veya kamu tüzel kişileri arasında yapılabilecek olmasıdır. Zira, 1086 sayılı Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanununda yetki sözleşmesinin kimler arasında yapılacağı belirtilmediği için yetkinin kamu düzenine ilişkin olmadığı hallerde taraflar istedikleri mahkemeyi yetki sözleşmesi ile yetkili kılabilmektedirler....
HUMK’nun 8/II.maddesine göre, değerine bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevli bulunduğu davalar; kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye, aktin feshi yahut (kira) tespit davaları ile bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları ve bunlara karşılık olarak açılan davalar olarak kabul edilmiştir. Davada, her ne kadar kira parasının tespiti istenilmiş ise de hukuki nitelendirme hakime ait olup öncelikle davacının kiracılığının tespiti ile bu şekilde oluşan muarazanın giderilmesi gerekmektedir. Bu tür davaların müddeabihin değerine göre görevli mahkemede bakılması gerekir. Uyuşmazlığa konu kiralananın aylık kirasının 4.000,00-TL.olduğu ileri sürülmekle yıllık kira tutarına göre davaya bakmaya Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir. Görev hususu kamu düzenine ilişkin olduğundan resen gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken uyuşmazlığın esası hakkında hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir....
HUMK.nun 8/II-1 maddesinde, kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye, akdin feshi veya tesbit davalarının, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davalarının ve bunlara karşılık olarak açılan davaların Sulh Mahkemesinde bakılacağı belirtilmiştir. Davacı bu davada yenilenen dönemde kira parasının ekonomik kriz nedeniyle indirilerek tespitini istemiştir. Kira tespit davası kiralayan ve malik tarafından açılabileceği gibi kiracı tarafından da açılabilir. O halde mahkemece, davacının isteminin, HUMK.nun 8/II-1 maddesi kapsamında kaldığı ve bu nedenle Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde işin esası hakkında karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir....
HUMK.nun 8/2 maddesi uyarınca, yalnızca kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye, aktin feshi yahut tespit davaları ile bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları ve bunlara karşılık olarak açılan davalara miktar ve değerine bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemelerince bakılır. Yasada sözü edilen tespit davası kira tespit davası olup, menfi tespit davası bunların dışındadır. Dava, davacı hakkında kira alacağı nedeniyle yapılan icra takibi için İİK 72. maddesine göre açılmış bir menfi tespit davası olup, miktar itibariyle görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. Mahkemece, davaya Asliye Hukuk Mahkemesinde bakılmak üzere görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, davanın esası hakkında hüküm tesisi ... olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....
Somut olayda, dava tarihinin 30.06.2010 olması dikkate alındığında, görev hususu 1086 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanuna göre belirleneceğinden, Asliye Hukuk Mahkemesinin görevsizlik gerekçesi yerinde değildir. 1086 sayılı HUMK'nun 8/II-1 yasa hükmü "Sulh Hukuk Mahkemeleri ...İcra ve İflas Kanununun onuncu babında yer alan 269 ve 272 nci ve sonraki maddeleri hükümleri hariç olmak üzere, kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye, aktin feshi yahut tesbit davaları, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları ve bunlara karşılık olarak açılan davaları, ...görür" şeklindedir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/3611 KARAR NO : 2021/2927 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : MAHKEMESİ TARİHİ : 15/09/2021 NUMARASI : 2021/765 ESAS - 2021/684 KARAR DAVA KONUSU : Elatmanın Önlenmesi (Zilyet Olunan Taşınmaza) KARAR : K A R A R TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;davacının İstanbul-Büyükçekmece-Mimar Sinan Merkez Mahallesi E5 Londra Asfaltı adresindeki Tuna İş Merkezi No:10 Kat:2 nolu işyeri nitelikli taşınmazda kiracı olduğunu, dolayısıyla anılan kira sözleşmesine dayalı olarak kiracı sıfatıyla taşınmazın zilyedi konumunda olduğunu, kira sözleşmesine konu bölüme, davalılar tarafından duvar ve kapıyla bölme işlemi yapılmakla tehdit edildiğini, davacı kiracı müvekkilin kira sözleşmesine dayanan zilyetliğine alenen müdahale edildiğini, bu durumun ekte sunulan tutanakta açıkça görüldüğünü, bu durumun sonradan telafisi mümkün...
Bu ana kuraldan farklı olarak HUMK.nin 8.maddesi II. bendine göre, “dava konusu şeyin değerine bakılmaksızın kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye, akdin feshi veya tespit davaları, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları ve buna karşılık olarak açılan davalar” dava konusu şeyin değerine bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemesinin görevine girmektedir. Buna göre, HUMK.’nun 8.maddesi II. bendi gereğince tahliye, akdin davaları ile birlikte açılan kira alacağı ve tazminat davaları Sulh Hukuk Mahkemesinde görülür. Sadece kira alacağı ve tazminat istemi halinde dava konusu alacağın miktarına göre görevli mahkeme belirlenir. Davacı dava dilekçesinde kira alacağı olarak 15.750,00 TL, davalı karşı davacı ise faydalı masraf bedeli olarak 10.000,00 TL'nin tahsilini talep etmiştir. Bu davalara bakma görevi genel hükümler çerçevesinde dava değerine göre Asliye Mahkemeleridir....
nin görev hususunu düzenleyen 8. maddesinin II/1 bendinde, kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye, aktin feshi yahut tesbit davaları, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları ve bunlara karşılık olarak açılan davaların, dava konusu olan şeyin değerine bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemelerinde görüleceği hükmüne yer verilmiş ise de, Bunun için taraflar arasında; geçerli bir kira sözleşmesinin bulunması, kira sözleşmesinin uyuşmazlık konusu olmaması ve yasal nedenlerle kira sözleşmesinin feshinin istenmesi gerekmektedir....
Her ne kadar HUMK.nun 8/II.1.maddesinde kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye akdin feshi yahut tespit davaları ve bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları ve bunlara karşılık olarak açılan davaların görülmesinde Sulh Mahkemeleri görevli kılınmışsa da dava hasılat kira ilişkisinden kaynaklandığından uyuşmazlığı görecek mahkemenin davanın değer ve miktarına göre tayini gerekir. Yanlar arasındaki sözleşmede yıllık kira parası 105.100.000.000.TL. olarak belirlendiğinden ve dava 12.10.2004 tarihinde açıldığından davayı görmekle görevli mahkeme Sulh Mahkemesi değil Asliye Hukuk Mahkemesidir. Mahkemece, açıklanan olgu gözetilerek kamu düzeninden olan görev konusu re’sen dikkate alınıp dava dilekçesinin görev noktasından reddi yerine çekişmenin esasının incelenmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir....
Bu durumda uyuşmazlık, kira ilişkisinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkin olup, davacının sigortalısı ile davalı arasında kira ilişkisinin bulunmasına ve 6100 sayılı HMK'nın 4/1-a bendinde kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıkların Sulh Hukuk mahkemesinde çözümleneceğinin öngörülmüş olmasına göre Mahkemece, dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle usulden reddine verilmesi gerekirken esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı ... şirketi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı ... şirketi vekilin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 17.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....