alınan bilirkişi raporunda A harfi ile gösterilen müvekkilinin hissesine ait tapu kaydının iptali ile hazine adına kaydı nedeniyle üzerindeki müktesebatla bilikte bilirkişilerce tespit edilecek bedel artırım hakkının saklı kalmak kaydı ile 1.000,00- TL'nin Ordu Kadastro Mahkemesi'nin kararının kesinleştiği tarihten itibarin yasal faizi ile davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir....
Acı ve elemin manevi zarar olarak nitelendirilmesi sonucu, tüzel kişileri ve bilinçsizleri; öte yandan, acılarını içinde gizleyenleri tazminat haklarından yoksun bırakmamak için yasalar manevi tazminat verilebilecek olguları sınırlamıştır. 6098 sayılı TBK'nın 58/1. maddesinde “Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir.” hükmüne yer verilmiştir. Davacıya ait tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi, manevi tazminatın koşullarını düzenleyen 6098 sayılı TBK'nun 58. (mülga 818 sayılı Borçlar Kanununun 49.) maddesi uyarınca eşya zararı niteliğinde olması ve eşya zararının da kişinin sosyal, fiziki ve kişilik değerlerine saldırı oluşturacak bir eylem olmaması nedeniyle manevi tazminat talebinin, koşulları oluşmadığından reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 22/06/2022 NUMARASI : 2018/193 E- 2022/407 K DAVA KONUSU : Alacak (Taşınmaz Alım-Satımı Kaynaklı) KARAR : Aliağa 2....
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki tapu sicilinin hatalı tutulmasından kaynaklı maddi tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın ... yönünden reddine, Hazine yönünden ise kısmen kabulüne ilişkin ilk derece mahkemesinin kararına karşı, davacılar ile davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusu üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi'nin istinaf isteminin esastan reddine dair kararı ile birlikte Sakarya 5. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2018/210 E. - 2019/296 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacılar ile davalı Hazine vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: -K A R A R- Karar tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362/1-a maddesi gereğince, miktarı veya her paydaş için değeri 72.070,00....
Asıl dava, orman tahdidinden kaynaklı tapu iptali ve tescil istemine, karşı dava ise tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan (TMK'nin 1007. maddesi) tazminat istemine ilişkin olup, asıl dava istinaf yoluna başvurulmadığından kesinleşmiştir. Hüküm, karşı dava yönünden temyiz edilmiş olup, Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 18.01.2024 tarih ve 1 Sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 23.01.2024 günü Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca bu davanın temyiz incelemesi Yargıtay 5. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın Yargıtay 5. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 02.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Ancak kadastro tespiti kesinleşip tapu sicili oluşmadan önce, kadastro ekibi veya komisyonunca yapılan tespitin, Kadastro Komisyonu veya Kadastro Mahkemesi kararlarıyla iptal edilmesi durumunda, bu durum kadastro tespit malikine, kadastro tespit işlemine dayanarak TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazminat isteğinde bulunma hakkı vermez. Zira, tespit maliki adına oluşmuş bir tapu kaydı veya tapu sicili bulunmamaktadır. Kadastro tespit maliki, lehine yapılan tespit kesinleştikten sonra taşınmazın tapu maliki olacaktır. Lehlerine yapılan kadastro tespiti iptal edilip tapuda malik sıfatı kazanamayanların, TMK'nın 1007. maddesi kapsamında tapu sicilinden kaynaklı bir zararlarının olamayacağı tartışmasızdır....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 06.04.2004 tarih ve ... sayılı kararıyla ... ilçesi, ... mahallesinde bulunan 947 ada 31 parsel sayılı 15.840,97 m² yüzölçümlü taşımazının tapu kaydının iptal edilip orman niteliği ile ... adına tescil edildiklerini, kararın temyiz incelemesinden geçerek 17.02.2012 tarihinde kesinleştiğini, tapu sicilinin yanlış tutulmasından kaynaklı maddi ve manevi zararının karşılanması gerektiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutup 10.000.-TL maddi, 50.000.-TL manevi tazminat istemleriyle dava açmıştır. Daha sonra 11.02.2014 havale tarihli ıslah dilekçesiyle toplam 731.454,88.-TL tazminat isteğinde bulunmuştur.. Davalı ...; davanın idare mahkemesinde açılması gerektiğini, çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğundan tazminat istenemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur....
Dava TMK 1007 ye dayalı tazminat davası olduğundan, Davacı davasını T3 yöneltmekle taraf teşkili oluşmuştur. Burada pasif husumetten söz edemeyiz. Bu durumda keşif yapılmasına gerek yoktur. Bu şerhle ilgili ödenen bedel bellidir. Davacı tapu müdürünün kendisini aramasından sonra bu kaydın terkini için 67.501,52- TL yatırmış ve yatırdıktan sonra tescil hükmü kurulduğu görülmüştür. Davacı bu ödemeyle zarara uğramıştır. Zararın sebebi de devletin sorumluluğudur. Devletin sorumluluğu kusursuz sorumluluktur. Her ne kadar taksim izalaye şuyu davasında diğer paydaşlar sebepsiz olarak zenginleşmiş ise de davacının bu paydaşlara karşı dava açma hakkı yoktur. Ancak devletin rücu hakkı vardır. Çünkü şerh tapu da görünse idi, o takdirde paydaşların payı bu şerh üzerinden düşülecekti. Burada davacının bir kusuru olmadığından dava tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat davasına ilişkin olduğundan yerel mahkemece verilen karar doğrudur....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2020/491 ESAS, 2021/26 KARAR DAVA KONUSU : Tazminat (Tapu sicillerinin tutulması kaynaklı rücuen) KARAR : Osmaniye 1....
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat davasıdır. Dosya kapsamından 1962 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sırasında 312 parsel sayılı 34.500 m2 yüzölçümündeki taşınmazın tapu kaydı uygulanarak kestanelik zeytinlik fundalık niteliği ile davacıların kök murisi ... adına tespit ve tescil edildiği, daha sonra ...... Belediye Başkanlığının 11.02.1992 tarih 44 nolu encümen kararına istinaden bir bölümü yol ve yeşil alan olarak kamuya terk edildiği, geriye kalan kesiminin ise 167 ada 1, 12, 13 ve dava dışı parsellere ayrıldığı, 167 ada 1, 12 ve 13 parsel sayılı sırasıyla 411,32 m2 – 312,12 m2 – 429,65 m2 yüzölçümündeki taşınmazların arsa niteliği ile 08.01.1993 tarihinde ifraz yoluyla davacılara geçtiği, her üç parselin de beyanlar hanesine 16.01.1995 tarihinde orman sınırları içinde kaldığına dair şerh konulduğu, Orman Yönetimi tarafından açılan dava sonucu ..... 1....