Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacı vekili istinaf dilekçesinde; davanın devletin kusursuz sorumluluğuna dayalı tazminat davası olduğunu, bu tür davalarda zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğunu, ancak mahkemece hiçbir araştırma yapılmadan davanın reddine karar verildiğini, dava konusu zararı ve tazminat yükümlüsünü 26.06.2019 tarihinde öğrendiklerini, bu nedenle zamanaşımı süresinin henüz dolmadığını, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat davalarıdır. Mahkemece davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesi ile istinaf edilmiştir. HMK'nın 355....

ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 19/04/2022 NUMARASI : 2021/209 ESAS, 2022/180 KARAR DAVA KONUSU : Tapu Sicilinin Tutulmasından Kaynaklanan Tazminat KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK' nın 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi....

Davalı ... vekili idari işleme ve davalıların hizmet kusuruna dayanılmış olması nedeniyle davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, davacı hakkında somut durum ve olaylar değerlendirilerek ve disipline aykırı fiil ve davranışları nedeniyle olumsuz sicil düzenlendiğini, ancak İdare Mahkemesinin iptal kararı üzerine yeniden sicil raporu düzenlendiğini, yargı kararına tam olarak ve zamanında uyulduğunu, davacının manevi tazminat talebinde bulunmasını gerektiren bir durumun olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

    Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki tapu sicilinin hatalı tutulmasından kaynaklı maddi tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın ... yönünden reddine, Hazine yönünden ise kısmen kabulüne ilişkin ilk derece mahkemesinin kararına karşı, davacılar ile davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusu üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi'nin istinaf isteminin esastan reddine dair kararı ile birlikte Sakarya 5. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2018/210 E. - 2019/296 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacılar ile davalı Hazine vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: -K A R A R- Karar tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362/1-a maddesi gereğince, miktarı veya her paydaş için değeri 72.070,00....

      Dava, tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, icra dosyasında borçlu hakkında 22/01/2015 tarihli aciz belgesi düzenlendiği, alacaklının borcunu elde etme imkanı kalmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Şöyle ki davacı, iddiasını icra dosyasında yapılan takip nedeni ile borçlu adına kayıtlı taşınmazlara haciz şerhi konulması için tapu müdürlüğüne yapılan başvuruya tapu müdürlüğünün 02/06/2008 tarihli yazısı ile borçlu adına kayıtlı taşınmaz olmadığından haciz şerhi konulmadığının bildirildiği oysa bu bildirimden 6 gün sonra davacı adına kayıtlı bir taşınmazın üçüncü kişiye devrinin yapıldığı, tapu müdürlüğün hatasından dolayı alacağını elde edemediğini savunarak TMK’nın 1007. maddesinden kaynaklı tazminat davası açmış olup, icra dosyasında borçlu hakkında aciz vesikası düzenlenmesi nedeni ile davacının alacağını başka yolla elde edemeyeceğini düşünerek davalı aleyhine tazminata hükmetmek doğru değildir....

        Hükmüne uyulan bozma ilamında özetle; “4721 sayılı TMK'nın sorumluluk kenar başlığını taşıyan 1007. maddesi ''Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.'' hükmünü içermekte olup, bu maddede düzenlenen sorumluluk, kusura dayanmayan (objektif) bir sorumluluk türü olup, tapu sicil müdür ya da memurunun kusuru olsun ya da olmasın, sicilin tutulmasında, kişilerin malvarlığı çıkarlarını koruyan hukuk kurallarına aykırı davranılmış olması yeterlidir. Kusurun varlığı ya da yokluğu devletin sorumluluğu için önem taşımamakta, sadece, Devletin memuruna rücuu halinde iç ilişkide etkili olmaktadır. Bu nedenle, somut olayda 4721 sayılı Kanunun 1007.maddesi uyarınca Tapu Sicilinin yanlış tutulmasından kaynaklanan sorumluluk şartlarının oluştuğu anlaşıldığından mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak; 1-Dava, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptali nedeniyle, TMK'nın 1007. maddesi gereğince açılan tazminata ilişkindir....

          Acı ve elemin manevi zarar olarak nitelendirilmesi sonucu, tüzel kişileri ve bilinçsizleri; öte yandan, acılarını içinde gizleyenleri tazminat haklarından yoksun bırakmamak için yasalar manevi tazminat verilebilecek olguları sınırlamıştır. 6098 sayılı TBK'nın 58/1. maddesinde “Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir.” hükmüne yer verilmiştir. Davacıya ait tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi, manevi tazminatın koşullarını düzenleyen 6098 sayılı TBK'nun 58. (mülga 818 sayılı Borçlar Kanununun 49.) maddesi uyarınca eşya zararı niteliğinde olması ve eşya zararının da kişinin sosyal, fiziki ve kişilik değerlerine saldırı oluşturacak bir eylem olmaması nedeniyle manevi tazminat talebinin, koşulları oluşmadığından reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir....

            Asliye Hukuk Mahkemesinin 06.04.2004 tarih ve ... sayılı kararıyla ... ilçesi, ... mahallesinde bulunan 947 ada 31 parsel sayılı 15.840,97 m² yüzölçümlü taşımazının tapu kaydının iptal edilip orman niteliği ile ... adına tescil edildiklerini, kararın temyiz incelemesinden geçerek 17.02.2012 tarihinde kesinleştiğini, tapu sicilinin yanlış tutulmasından kaynaklı maddi ve manevi zararının karşılanması gerektiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutup 10.000.-TL maddi, 50.000.-TL manevi tazminat istemleriyle dava açmıştır. Daha sonra 11.02.2014 havale tarihli ıslah dilekçesiyle toplam 731.454,88.-TL tazminat isteğinde bulunmuştur.. Davalı ...; davanın idare mahkemesinde açılması gerektiğini, çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğundan tazminat istenemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur....

              alınan bilirkişi raporunda A harfi ile gösterilen müvekkilinin hissesine ait tapu kaydının iptali ile hazine adına kaydı nedeniyle üzerindeki müktesebatla bilikte bilirkişilerce tespit edilecek bedel artırım hakkının saklı kalmak kaydı ile 1.000,00- TL'nin Ordu Kadastro Mahkemesi'nin kararının kesinleştiği tarihten itibarin yasal faizi ile davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir....

              Mıntıka Mahallesi, 1210 Ada, 28 Parselde kayıtlı taşınmazın Arif kızı Nedime Kaya adına kayıtlı iken 22/01/2006 tarihinde müvekkili Hüseyin Şahin'e satıldığını, satış sonrası düzenlenen resmi senedin arka sayfasında bulunan taraf kısmına davalı ile müvekkilinin isim benzerliği sebebi ile davalı olan Hüseyin Şahin'in isminin yazıldığını, bu durumun yolsuz tescil olduğunu ve diğer davalı Tapu Sicil Müdürlüğü tarafından gerçekleştirildiğini, Tapu Sicil Müdürlüğü tarafından yine taşınmaz kaydı üzerine davalı Hüseyin adına ipotek tesisi yapıldığını, daha sonra taşınmazın Raziye Şahin adına satışının gerçekleştirildiğini, yapılan tüm bu işlemler sebebi ile müvekkilinin maddi ve manevi zarar uğradığını beyan ederek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000,00- TL maddi tazminat ve 50.000,00- TL manevi tazminat olmak üzere toplam 51.000,00- TL tazminatın ödemeyi müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsil edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

              UYAP Entegrasyonu