Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemeye sunulan son kayyım raporunda ise davacının yabancı kaynağa ihtiyacı olduğu, bu konuda somut bir gelişme olmadığı, yabancı kaynak girişi olmadığı sürece davacı şirketin ıslahının mümkün bulunmadığı ifade edilmiştir. Ayrıca iflasın ertelenmesinde olduğu gibi, iflâsın ertelenmesinin uzatılmasında da borca batıklığın tespiti sırasında kaydî değerlerin değil, rayiç değerlerin esas alınması gerekir. Bu nedenle, şirketin aktifinde yer alan tüm varlıkların rayiç değerlerinin mahkeme tarafından atanan yeminli bilirkişiler aracılığıyla tespiti gerekli olup, bilançoda kayıtlı değerler üzerinden borca batıklığın saptanması suretiyle iflâsın ertelenme kararının uzatılması isabetli değildir....

    in belediye otobüsüne zarar vermekten dolayı işlem yapılmak üzere Buca Polis Merkezi'ne götürüldüğü, burada beklediği sırada bekleme ve avukat görüşme odasının kapısına el ve ayakla vurarak zarar verdiği iddia edilen somut olayda; 1- Polis merkezi amirliğine zarar vermekten kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin temyiz talebinin incelenmesinde incelenmesinde; Oluşa, dosya kapsamına, sanığın ikrarı, tanık beyanları ve olay tutanağına göre; sanığın atılı kamu malına zarar verme suçunu işlediğine yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir....

      SUÇ : Mala zarar verme, hırsızlık HÜKÜM : Mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü; 1-Hırsızlık suçundan verilen mahkumiyet kararlarının incelenmesinde; Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre suça sürüklenen çocuklar müdafiinin yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 2-Mala zarar verme suçundan verilen mahkumiyet kararlarının incelenmesinde; Suça sürüklenen çocukların hırsızlık konusu kabloları keserek çaldığı sırada zorunlu biçimde aynına zarar vermekten ibaret eylemleri nedeniyle, ayrıca mala zarar verme suçundan cezalandırılamayacakları gözetilmeksizin yazılı şekilde mahkumiyetlerine karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuklar müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca...

        Hesabı’ndan tazminat talep ettiğini,davacının tazminat talebi üzerine, ......

          Hesabı’ndan tazminat talep ettiğini,davacının tazminat talebi üzerine, ......

            olduğu, Yasa koyucunun amacı ile suçun işleniş biçimi ve olayın özelliği de gözetilmek suretiyle, daha çoğunu alma olanağı varken yalnızca gereksinimi kadar ve değer olarak da gerekiyorsa ceza vermekten vazgeçilebileceği ölçüdeki düşük değerler esas alınmak, yasal ve yeterli gerekçeleri de açıklanmak koşuluyla uygulanabileceği düşünülmeden, bu maddeye düzenleniş amacının dışında yorumlar getirilerek değer az kabul edilip ceza vermekten vazgeçilmesine karar verilmesi; karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır....

              Yapılacak iş, maddi tazminat isteminde bulunan davacı babaya, iş kazası sonucu vefat eden çocuğu nedeniyle, iş kazası sigorta kolundan kendisine gelir bağlanması için Kurum'a başvurmak amacıyla süre vermek, başvurularının reddi halinde, SGK Başkanlığı'nı hasım göstererek iş kazası sigorta kolundan ölüm geliri bağlanması için tespit davası açması amacıyla önel vermek, dava açılması halinde 6100 sayılı HMK'nın 165/2. maddesi gereğince bu davada bekletici mesele yapmak, kesinleşen mahkeme kararı ile dava reddedilmiş ise davacı babanın maddi tazminat istemlerinin reddine karar vermek, başvuru üzerine gelir bağlanmış veya açılan tespit davası kabul edilmiş ve kesinleşmiş ise dosya kapsamındaki hesap bilirkişisinin hesap raporunda belirlenen maddi zarar tutarlarından babaya bağlanan gelirlerin ilk peşin sermaye değerlerinin davalı işverene rücu edilebilecek kısımını tenzil ederek sonucuna göre, davacı baba için maddi tazminata karar vermekten ibarettir....

                Komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat davalarında öncelikle davacının uğramış olduğu zararın miktarının bilirkişi aracılığı ile tespit edilmesi, tazminatın bu zarara göre tayin ve takdir edilmesi gerekir. Hemen belirtmek gerekir ki, tazminat miktarı hiçbir zaman zararı aşamaz. Ancak, davacının zararın artmasında kusuru varsa, tazminat miktarı 6098 sayılı Kanun'un 52 inci maddesine göre indirilmeli veya tamamen ortadan kaldırılmalıdır. 4721 sayılı Kanun'un 730 ve 737 inci maddelerinden doğan sorumluluk kusura bağlı bir sorumluluk olmadığından, davalının kusursuz olması tazminat miktarının düşürülmesinde etkili olamaz. Diğer taraftan; malik, kazı ve yapı gibi işleri aralarındaki sözleşme uyarınca başkasına da yaptırabilir....

                  Dolayısıyla zarar sorumlusundan halefiyet ilkelerine dayalı olarak talepte bulunan davacı da, ödediği meblağın tamamını değil, ancak zarar görenin uğradığı gerçek zararı, zarar sorumlusu bulunanlardan isteyebilir. Somut olayda; mahkemece davalı ... Genel Müdürlüğü'nün taraf olmadığı, dava dışı hak sahibi ve davacının taraf olduğu kesinleşmemiş mahkeme kararında belirlenen zarara göre tazminata hükmedilmiştir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz. Davalı, davacının ödediği miktardan değil, kaza nedeni ile ortaya çıkan gerçek zarardan kusurları oranında sorumludurlar. Bu durumda mahkemece yapılacak iş, davalının kusur oranının belirlenmesi, dava dışı zarar görenin maluliyet oranının usulüne uygun belirlenmesi, maluliyet oranının tespitinden sonra, aktüer bilirkişisinden ödeme tarihi itibari ile zarar görenin uğradığı gerçek zarar miktarının belirlenmesi yönünde tazminat raporu alınarak davalı ... Genel Müdürlüğü'nün kusuruna denk gelen kısımdan sorumluluğuna karar vermekten ibarettir....

                    Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır (YHGK'nun 05/03/2003 gün ve 2003/19- 152 E. - 2003/125 K.; 29/09/2010 gün ve 2010/14- 386 E. - 2010/427 K.; 15/12/2010 gün ve 2010/13- 618 E. - 2010/668 K. sayılı kararı). Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise, tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup, bu tarih ise zararın meydana geldiği tarihtir. 4721 sayılı TMK’nın 705/2. maddesi uyarınca tapu iptal ve tescil istekli davaların kesinleştiği tarih itibariyle mülkiyet hakkı sona ereceğinden bu tarih itibariyle tapusu iptal edilen gerçek ve tüzel kişilerin zararı oluşacaktır. Zararın meydana geldiği tarihe göre, tapusu iptal edilen gayrimenkulün niteliği ve değeri belirlenmelidir....

                    UYAP Entegrasyonu