Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, davacı eşin maddi tazminat isteminin kabulüne, davacı çocuk Sibel'in maddi tazminat isteminin reddine, cenaze giderlerine ilişkin istemin kabulüne, manevi tazminat istemlerinin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosya kapsamından, iş kazasının meydana gelişinde murisin %20 oranında müterafik kusurunun bulunduğu, davacı eşin maddi zararının belirlenmesi sırasında bilirkişi tarafından hesaplanan zarar tutarından, davacı eşe bağlanan gelirlerin ilk peşin sermaye değerinin Kurumca rücu edilebilecek kısmının tenzil edilmediği görülmektedir. Varılan bu sonuç yerinde değildir. Davanın bu yönüyle yasal dayanağını, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu oluşturmaktadır. Kanunun 55. maddesinde, “ Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Mala zarar verme HÜKÜM : TCK’nın 152/1-a, 62/1, 51 maddeleri uyarınca, 10 ay erteli hapis cezası Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığın katılan kuruma ait kamu hizmetine tahsis edilmiş olan bakır kablo tellerini çalmak amacıyla keserek mala zarar verme suçunu işlediği iddia ve kabul olunan olayda; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 30.10.2014 tarih, 2014/40-453 sayılı kararı da nazara alındığında; sanık tarafından katılan kuruma ait kabloların çalınmak istenmesi sırasında zorunlu olarak kesilmesi ve kablolara zarar verilmesi suretiyle çalınmak istenen malın aynına zarar vermekten ibaret eylemin ayrıca mala zarar verme suçunu oluşturmayacağının gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Mala zarar verme HÜKÜM : Düşme Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Olay tarihinde sanığın mağdura ait park halindeki aracından aküsünü çalmak amacıyla akünün başlıklarını kırarak yerinden söktüğü, bu suretle mala zarar verme suçunu işlediği iddia olunan somut olayda; TCK'nın 142/4 maddesinde hırsızlık suçunun işlenmesi amacıyla mala zarar verme suçunun işlenmesi halinde, bu suçtan soruşturma ve kovuşturma yapılması için şikayet şartı aranmayacağı; ancak, sanığın suça konu aküyü hırsızlık yapmak amacıyla zorunlu olarak bağlantı başlıklarını kırarak yerinden sökmek suretiyle çalması sırasında, malın aynına zarar vermekten ibaret eylemlerinin bir bütün halinde hırsızlık suçunu oluşturacağı gözetilmeden, mala zarar verme suçundan beraat yerine yazılı şekilde düşme kararı verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı...

        Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan aşırı yararlanma hukuksal nedenine dayalı fark tazminatı davasıdır....

          DAVA KONUSU : Alacak (İşçi İle İşveren İlişkisinden Kaynaklanan) KARAR : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının 18.07.2016 tarihinde 34 XX 217 plakalı araç ile dağıtım yaparken davalı müşterisi olan şirketin bina giriş kapısını geri geri çıkarken çarpmak suretiyle yıktığını, bu nedenle zarar meydana geldiğini, davacı işçinin verdiği zararın KDV dahil 2.950TL olduğunu, davacının savunma vermekten imtina ettiğini, iş akdinin 4857 sayılı yasanın 25/2 maddesine göre feshedildiğini, feshin haklı nedene dayandığını, davaya konu tazminat ve alacaklara hak kazanılmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. İlk derece mahkemesi tarafından davanın kabulüne kabulüne karar verilmiştir....

          "İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, iş kazasından kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak ilamda belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davacılar vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi....

            Raporlarda yüklenicinin yaptığı imalât bedeli hesaplamasında çelişki bulunmamakla beraber bozma kapsamında davalı-karşı davacının uğradığı zarar yönünden yapılan hesaplamalarda çelişki bulunmakta olup mahkemece bu husus üzerinde durulmaksızın talebe göre davanın kabulüne karar verilmiştir. Mahkemece yapılması gereken iş öncelikle davalı-karşı davacının talebine konu ettiği kira ve menfi zarara ilişkin olarak talep edilen miktarı açıklattırılmalı, bundan sonra her iki bilirkişi raporundaki çelişkiler Dairemizin hükmüne uyulan bozma ilâmı kapsamında giderilerek karşı dava ve birleşen davadaki davalı-karşı davacı talebi hakkında karar vermekten ibarettir. Diğer taraftan gerek asıl dava ve karşı dava, gerekse birleşen dava farklı davalar olup hepsi hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması zorunludur....

              İhtisas Kurulu tarafından davacının maluliyeti bulunmadığının belirlendiği, iyileşme süresinin 29.08.2010 tarihinden itibaren 6 aya kadar uzayabileceğinin belirtildiği anlaşılmaktadır. 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 46/1 ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 54.maddesine göre bedensel zarara uğrayan kişi tamamen veya kısmen çalışamamasından kaynaklanan zararını isteyebilir. Sigortalının bedensel zarar sonucu işgücü kaybı geçici veya sürekli olabilir. Sigortalıya, iş kazası veya meslek hastalığı nedeniyle geçici iş göremez durumda bulunduğu sürece, Kurum tarafından 5510 sayılı Yasanın 12. maddesi uyarınca geçici iş göremezlik ödeneği ödenir. Bu ödenek iş kazalarında olay, meslek hastalığında da tedavinin başladığı tarihten itibaren iş göremez durumda kaldığı sürece ödenir. Geçici iş göremezlik devresinde sigortalının çalışamadığı dönemde yoksun kaldığı gelirde iş kazası sonucu oluşan maddi zarar kapsamındadır....

                Çünkü davanın konusu, ölenin desteğinden yoksun kaldıklarını iddia eden kişilerin, kanun gereği ölüme sebebiyet vermekten sorumlu olanlar aleyhine açtıkları tazminata ilişkin olup, zarar trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan doğan bir sonuç değildir. Haksız fiilin konusu ölümle neticelenen trafik kazası sonucu ortaya çıkan zararın tazmini, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunun konusu ise genel tehlike yaratan suçun cezalandırılmasına ilişkindir. Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan kaynaklanan bir zarar ve bunun gideriminde yarışan haklar söz konusu olmadığı gibi, ceza yargılamasının beklenmesiyle elde edilecek bir yarar da bulunmamaktadır. Aksi takdirde kişinin %100 kendi kusuruyla ölümünden, diğer taraf aleyhine sonuç çıkarılmış olur ki kanun koyucunun amacının bu olmadığı açıktır....

                  Sonuç olarak; sigortalı iş kazası veya meslek hastalığı sonucu sürekli işgöremez durumuna düşmüşse açacağı maddi tazminat davası ile bedensel zararının giderilmesini isteyebilecektir. Somut olayda, dava konusu iş kazaı nedeniyle davacıda % 5,3 oranında sürekli işgöremezlik oranı tespit edilmesine ve davacının bu işgücü kaybı nedeniyle maddi tazminat talep etmiş olmasına rağmen herhangi somut bir gerekçeye dayandırılmadan ve sadece gerekçede belirtilerek maddi tazminat talebinin reddine karar vermek gerektiğinin belirtilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Yapılacak iş; davacıda meydana gelen iş gücü kaybı nedeniyle hesaba ilişkin bilirkişi raporu aldırılarak dosyadaki diğer delilller bir arada değerlendirilerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir. O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....

                    UYAP Entegrasyonu