Dolayısıyla zarar sorumlusundan halefiyet ilkelerine dayalı olarak talepte bulunan davacı da, ödediği meblağın tamamını değil, ancak zarar görenin uğradığı gerçek zararı, zarar sorumlusu bulunanlardan isteyebilir. Somut olayda; sigortalıya ait iş yerinin halı mağazası olarak kullanıldığı anlaşılmaktadır. Davacı vekili meydana gelen su hasarı neticesinde iş yerinde halı emtialarının zarara uğradığını ileri sürerek sigortalıya ödeme yapıldığını iddia etmiş, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda yeni bir hesaplama yapılmaksızın davacının hasar dosyasında esas aldığı tazminat esas alınarak hesaplama yoluna gidilmiş, emtianın sovtajı olup olmadığı konusunda değerlendirme yoluna gidilmemiştir. Zarar gören emtianın (halı ürünleri) niteliği dikkate alındığında inşaat mühendisi ve hukukçu bilirkişilerin zarar gördüğü iddia edilen halı ürünleri hakkında zarar tespiti yapmak konusunda uzmanlıkları bulunmadığından anılan raporun hükme esas alınması hatalıdır....
Yargıtay 13 HD nin 2011/19523 Esas sayılı ilamında; ''Davacı eldeki dava ile sözleşmeden dönmüş olup, sözleşmeden dönülmesi halinde, taraflar, karşılıklı olarak birbirlerine vermeyi taahhüt ettikleri şeyi vermekten kaçınır ve verdiklerini de geri isteyebilirler (B.K. m. 108/I). Dönen taraf, karşı tarafın kusurunun varlığı halinde ayrıca menfi 2011/19523- 2012/23970 zararın tazminini talep edebilir (B.K. m. 108/II ). Menfi zarar sözleşmeye güvenilerek yapılan giderlerin tamamıdır. Başka bir anlatımla, karşı tarafın malvarlığına girmese dahi, o sözleşme nedeniyle cepten çıkan paradır. Müspet zarar ise, o sözleşme nedeniyle cebe girmesi gereken paranın, girmemesi nedeniyle meydana gelen zarardır. Müspet (olumlu) zarar daima ileriye dönük olup, bir beklenti kaybıdır. Dairenin teslimi halinde getirmesi beklenen kira geliri kaybı, satışı nedeniyle beklenen kazanç, geciken ifa nedeniyle ifaya bağlı ceza (B.K. m. 158/II)… hepsi, müspet zarar kapsamındaki alacak kalemleridir....
Bu açıklamalardan olarak somut olayda; asıl alacak olan ... kazasından kaynaklanan manevi zarar alacağının Borçlar Kanunu'nun 125. maddesi( 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 146.md) gereğince 10 yıllık zaman aşımına tabi bulunması, asıl alacağın(tazminat alacağının)zamanaşımına uğramadığı durumda faiz alacağının da zamanaşımına uğramayacağı ve faiz alacağının asıl alacak ödenmedikçe hergün işleyen ve zaman geçtikçe doğan bir alacak olması hususları gözetildiğinde davaya konu faiz alacağı talebinin zamanaşımına uğradığı gerekçesi ile reddine karar verilmesi isabetli olmamıştır. Yapılacak ...;davacının faiz istemi bakımından talebinin zamanaşımına uğramadığının kabulü ile faiz alacağını hesaplatmak ve tüm delilleri bir arada değerlendirerek neticesine göre karar vermekten ibarettir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Mala zarar verme, yaralama, hakaret, tehdit HÜKÜM : Beraat, ceza vermekten vazgeçme, hükmün açıklanmasının geri bırakılması Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Tebliğnamede sanıklar hakkında mala zarar verme suçundan kurulan beraat hükümleri hakkında görüş bildirilmediği anlaşılmakla; belirtilen hükümlerle ilgili ek tebliğname düzenlenmesi amacıyla dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına GÖNDERİLMESİNE, 18.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Buna göre, davacı vekilinin 24/02/2010 tarihli bilirkişi kusur raporuna karşı 19/04/2010 tarihli 4. celsede bir diyeceğimiz yoktur şeklinde beyanda bulunması üzerine, davalı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluştuğundan, mahkemece bu 24/02/2010 tarihli bilirkişi kusur raporuna göre maddi tazminatın belirlenmesi gerekirken, usuli kazanılmış hak aşılarak davacının kusursuz olarak kabul edildiği bilirkişi kusur raporunu dikkate alıp maddi zarar hesabı yapan hesap raporunun hükme esas alınması doğru değildir. 5-Gerek mülga BK’nun 47 ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı TBK’nun 56. maddesinde hakimin bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi zarar adı ile ödenmesine karar verebileceği öngörülmüştür. Hakimin manevi zarar adı ile zarar görene verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır....
(M) KARŞI OY YAZISI Dava taksirle yaralamaya sebebiyet vermekten dolayı manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın tam kabulü ile davacı lehine 100.000 TL manevi tazminata hükmedilmesine ilişkin karar Dairemiz çoğunluğunca onanmıştır. Olay tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 56. maddesi "Hakim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir." hükmünü içermektedir. Hüküm altına alınacak olan manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. 22/06/1966 tarihli, 7/7 sayılı Yargıtay içtihadı birleştirme kararının gerekçesinde manevi tazminatın miktarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir....
Mahkemece, davacı eşin maddi tazminat isteminin reddine, çocuk ...'nin maddi tazminat isteminin kabulüne, çocuk ...'ın maddi tazminat isteminin kısmen kabulüne, davacıların manevi tazminat istemlerinin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosya kapsamından, yargılamaya konu zararlandırıcı olayın Kurum tarafından iş kazası olarak kabul edildiği, iş kazasının meydana gelişinde davacılar murisinin %50 oranında müterafik kusurunun bulunduğu, davacı eşin kendi çalışmalarından dolayı 22/09/2015 tarihinde yaşlılık aylığı almaya başladığı, yerel mahkemenin, ihtimalli düzenlenen bilirkişi hesap raporunda, murisin başka eşten olan ve ölüm tarihine göre destek kapsamındaki 2 çocuğunun maddi zararın belirlenmesinde dikkate alınmadığı ihtimali hükmüne esas aldığı anlaşılmaktadır. Destekten yoksun kalma tazminatı mülga 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 45/2. ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 53. maddesinde düzenlenmiştir....
Bu bakımdan, davanın niteliği gözönünde tutularak öncelikle ölen işcinin anne ve babasına Kurum tarafından iş kazası nedeniyle gelir bağlanıp bağlanmadığının araştırılması, gelir bağlanmış ise bildirilen miktarın tazminattan düşülmesi, gelir bağlanmamış ise bu yön, ölen işcinin anne ve babasının tazminat hakkını doğrudan etkileyeceğinden hak sahiblerine gelir bağlanması için Kuruma başvurmaları giderek dava açmaları yönünden önel verilmek ve verilen önelin sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Yapılacak iş; yukarıda açıklandığı şekilde kusur bilirkişi heyetinden rapor almak, davacı anne ve babaya yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ğereğince iş kazası sigorta kolundan ölüm geliri bağlanması için Kuruma başvurmaları giderek dava açmaları yönünde önel vermek ve çıkacak sonuca göre davacıların talep ettikleri maddi ve manevi tazminat miktarları ayrı ayrı açıklattırılarak karar vermekten ibarettir....
Somut olayda yargısal denetimden geçerek kesinleşen Rücuen tazminat davasında hükme esas alınan ve asgari ücretin 1,506 katı civarında olduğu anlaşılan davacılar murisi ücreti artık bu dosya için de güçlü delil oluşturmaktadır.Güçlü deliller, aksinin ispatlanması durumuna kadar Mahkemece göz önünde tutulacak delillerdir. Hal böyle oluncada maddi tazminat davası bakımından alınan hesap raporunda , yargısal faliyet neticesinde kesinleşen ve oluşa da uygun düşen Rücuen tazminat davasındaki asgari ücretin 1,506 katı civarındaki ücret yerine ... tarafından bildirilen ve asgari ücretin 2.29 katı civarındaki ücretin hesaplamaya esas alınması hatalı olmuştur. Yapılması gereken iş ;davacılar murisinin yaptığı işe göre de oluşa uygun düşen Rücuen tazminat davasındaki belirlenmiş ücretinin esas alındığı yeni bir maddi zarar hesap raporu almak çıkacak neticeye göre karar bir vermekten ibarettir....
K A R A R Dava, iş kazası neticesinde meydana gelen bedeni zarar nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. Mahkeme, görevsizlik kararı verilerek dosyanın... Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davalı şirkette vasıfsız işçi olarak çalıştığını iddia eden davacının 02/04/2010 tarihinde meydana gelen iş kazası nedeniyle yaralandığından bahisle tazminat istemiyle bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır. ... Kurumu tarafından karşılanmayan zararın ödetilmesine ilişkin davalarda (tazminat davaları) öncelikle haksız zenginleşmeyi ve mükerrer ödemeyi önlemek için Kurum tarafından sigortalıya bağlanan gelirin peşin sermaye değerinin tazminattan düşülmesi gerektiği Yargıtay’ın oturmuş ve yerleşmiş görüşlerindendir. Diğer yandan, sigortalıya bağlanacak gelir ve hükmedilecek tazminatın miktarını doğrudan etkilemesi nedeniyle, işçide oluşan meslekte güç kayıp oranının hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeksizin kesin olarak saptanması gerekir....