Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, suçun oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre sanığın , suçu işlemediğine yönelik yerinde görülmeyen temyiz itirazının reddiyle hükmün ONANMASINA, 3- Sanık ... hakkında kamu malına zarar verme suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün incelenmesinde; Sanığın, hırsızlık eylemini gerçekleştirdiği sırada malın aynına zarar vermekten ibaret eylemi nedeniyle, mala zarar verme suçundan ceza verilemeyeceği gözetilmeden, yazılı şekilde ayrıca mala zarar verme suçundan mahkumiyetine karar verilmesi, Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 25.12.2018 günü oy birliğiyle karar...
taşınmazda kiracı yani fer'i zilyet olması nedeniyle, tazminat istemine ilişkin davada dava açma hakkı bulunmadığından açılan davanın usülden reddine, diğer davacı Mehmet E... S...'ın ise usül ve yöntemine uygun biçimde saptanan tazminat tutarının ancak 1/8 payına karşılık gelen miktarı talep edebileceği için Bu miktarın dışında kalan tazminat tutarının davada yer almayan diğer paylı maliklere ait olduğu gözetilmeksizin tamamının hükme bağlanması usul ve yasaya aykırı olup karar bozulmalıdır. Açıklanan nedenlerle kararın bozulması gerektiği görüşünde olduğumdan Sayın Çoğunluğun onama görüşüne katılmıyorum....
Söz konusu madde hükmüne göre "Malik, kazı ve yapı yaparken komşu taşınmazlara, onların topraklarını sarsmak veya tehlikeye düşürmek ya da üzerlerindeki tesisleri etkilemek suretiyle zarar vermekten kaçınmak zorundadır. Komşuluk hukuku kurallarına aykırı yapılar hakkında taşkın yapılara ilişkin hükümler uygulanır.” Bir kimsenin kendi taşınmazında yaptığı hafriyat veya inşaat nedeniyle komşusunun taşınmazına bir zarar vermiş veya onu zarara maruz bırakmışsa, bu zararın hoşgörü sınırlarını aşıp aşmadığını aramaya gerek yoktur. Komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat davalarında öncelikle davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığının tespit edilmesinden sonra varsa davacının uğramış olduğu zararın miktarının bilirkişi aracılığı ile tespit edilmesi, tazminatın bu zarara göre tayin ve takdir edilmesi gerekir. Hemen belirtmek gerekir ki, tazminat miktarı hiçbir zaman zararı aşamaz....
nın sorumlu olacağına (HGK'nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 Esas-411 Karar, HGK'nun 22.2.2012 gün 2011/17-787 Esas 2012/92 Karar, HGK'nun 16.01.2013 gün, 2012/17-1491 Esas-2013/74 Karar sayılı ilamları uyarınca) göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. Mahkemece hükme esas alınan 01.05.2013 tarihli bilirkişi raporunda 18 yaşında vefat eden ...'nun askere gideceği dönemin, bu dönemde gelir elde etmeyecek olması nedeniyle tazminat hesabına esas alınan sürede dikkate alınmaması gerekirken, destek ... sanki askere gitmeyerek hiç kesintisiz çalışacakmış gibi kabul edilerek hesaplama yapılmış olması isabetsiz olmuş, bozma sebebi yapılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı-karşı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı-karşı davalı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin maliki olduğu araca, davalıların maliki, sürücüsü ve trafik sigortacısı oldukları aracın çarparak hasar verdiğini ileri sürerek, şimdilik 3.610-YTL'nin, olay tarihinden işleyecek yasal faiziyle tahsilini talep etmiştir. Davalı-karşı davacılar vekili, olayda davacının tam kusurlu olduğunu savunarak asıl davanın reddini istemiş, kendi araçlarında meydana gelen 7.577-YTL zarar bedelinin olay tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davacıdan tahsilini talep ederek karşılık dava açmıştır. Davalı ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Mala zarar verme HÜKÜM : Hükümlülük Gereği görüşülüp düşünüldü: Sanığın mağdura ait aracın kapı kilidini kırmak suretiyle aracı hırsızladığı olayda; sanık tarafından hırsızlık eylemini gerçekleştirdiği sırada malın aynına zarar vermekten ibaret eylemi nedeniyle ayrıca mala zarar verme suçundan ceza verilemeyeceği gözetilmeden TCK.nun 151. maddesi uyarınca mahkumiyet kararı verilmesi, Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 18.04.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Maluliyet Daire Başkanlığı raporuna göre davacının sürekli iş göremezlik oranın % 9.1 olduğunun belirtildiği, ..Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından olayın iş kazası olduğunun tespit edildiği, 21.06.2011 tarihli kusur raporunda davaya konu zararlandırıcı olayda davalı işverenin % 60, davacı işçinin % 40 oranında kusurlu olduklarının belirtildiği anlaşılmaktadır İş kazalarından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davalarında zararlandırıcı olaya neden oldukları ileri sürülen kişi veya kişilerin kusur oranlarının kesin olarak tespiti hem maddi hem de manevi tazminat miktarını doğrudan etkilemesi bakımından önem taşımaktadır. Zira maddi tazminat davalarında sigortalının kazanç kaybının hesaplanmasında davacının kendi kusuru oranında tespit olunan kazanç kaybından indirim yapılacağı gibi yine manevi tazminat davalarında hükmedilecek manevi tazminat miktarının takdirinde tarafların kusur durumu mahkemece öncelikle dikkate alınacaktır....
Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından olayın iş kazası olduğunun tespit edildiği, 14.04.2011 tarihli kusur raporunda davaya konu zararlandırıcı olayda davalı işverenin % 80, davacı işçinin % 20 oranında kusurlu olduklarının belirtildiği anlaşılmaktadır İş kazalarından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davalarında zararlandırıcı olaya neden oldukları ileri sürülen kişi veya kişilerin kusur oranlarının kesin olarak tespiti hem maddi hem de manevi tazminat miktarını doğrudan etkilemesi bakımından önem taşımaktadır. Zira maddi tazminat davalarında sigortalının kazanç kaybının hesaplanmasında davacının kendi kusuru oranında tespit olunan kazanç kaybından indirim yapılacağı gibi yine manevi tazminat davalarında hükmedilecek manevi tazminat miktarının takdirinde tarafların kusur durumu mahkemece öncelikle dikkate alınacaktır....
Dava konusunun iş kazasından kaynaklanan zararların tazminine ilişkin olduğunun kabulü sonrasında işbu davada uyuşmazlık konusu olan öncelikli husus, bu tür davalarda, gerek 818 sayılı B.K.’nun 125. maddesinde, gerekse 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 146. maddesinde belirtilen 10 yıllık zaman aşımı süresinin dolup dolmadığı noktasında toplanmaktadır. Somut olayda, davacının 01/09/2002 tarihinde geçirdiği iş kazasından kaynaklanan maddi tazminat talebinin arttırılmasına yönelik 26/05/2014 tarihli ıslah talebinin 10 yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra dile getirildiği ve davalı tarafın süresinde zamanaşımı def'i'nde bulunduğu anlaşıldığından, mahkemece zamanaşımı nedeniyle ıslahla arttırılan maddi tazminat kısmının reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde maddi tazminat isteminin kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....
Söz konusu madde hükmüne göre "Malik, kazı ve yapı yaparken komşu taşınmazlara, onların topraklarını sarsmak veya tehlikeye düşürmek ya da üzerlerindeki tesisleri etkilemek suretiyle zarar vermekten kaçınmak zorundadır. Komşuluk hukuku kurallarına aykırı yapılar hakkında taşkın yapılara ilişkin hükümler uygulanır." Bir kimsenen kendi taşınmazında yaptığı hafriyat veya inşaat nedeniyle koşmsusunun taşınmazına bir zarar vermiş veya onu zarara maruz bırakmışsa, bu zararın hoşgörü sınırlarını aşıp aşmadığını aramaya gerek yoktur. Küçük bir zarar doğmuş olsa dahi gerekli önlemlerin alınmasına karar verilmelidir....