Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı taraf asıl davada, hasar nedeniyle maddi zarar, araçta bulunan yaş üzüm, peynir ve tereyağının kullanılamaz hale gelmesinden kaynaklanan zarar, çekici ücreti ve manevi tazminat; birleşen dosyada ise kaza nedeniyle araçta meydana gelen değer kaybı ile araçtan mahrum kalma bedeli talep etmiş olup, mahkemece araçta bulunan yaş üzüm, peynir ve tereyağının kullanılamaz hale gelmesinden kaynaklanan zarar talebi ile ilgili olarak bir karar verilmemiş olsa dahi, istinaf edenin sıfatına göre aleyhe bozma yasağı gereği bu husus kararın kaldırması nedeni yapılmamış ve davalılar tarafından yapılan istinaf itirazları yerinde görülmediğinden istinaf başvurularının HMK'nın 353/1- b,1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

Dolayısıyla zarar sorumlusundan halefiyet ilkelerine dayalı olarak talepte bulunan davacı da, ödediği meblağın tamamını değil, ancak zarar görenin uğradığı gerçek zararı, zarar sorumlusu bulunanlardan isteyebilir. Somut olayda; sigortalıya ait iş yerinin halı mağazası olarak kullanıldığı anlaşılmaktadır. Davacı vekili meydana gelen su hasarı neticesinde iş yerinde halı emtialarının zarara uğradığını ileri sürerek sigortalıya ödeme yapıldığını iddia etmiş, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda yeni bir hesaplama yapılmaksızın davacının hasar dosyasında esas aldığı tazminat esas alınarak hesaplama yoluna gidilmiş, emtianın sovtajı olup olmadığı konusunda değerlendirme yoluna gidilmemiştir. Zarar gören emtianın (halı ürünleri) niteliği dikkate alındığında inşaat mühendisi ve hukukçu bilirkişilerin zarar gördüğü iddia edilen halı ürünleri hakkında zarar tespiti yapmak konusunda uzmanlıkları bulunmadığından anılan raporun hükme esas alınması hatalıdır....

    (M) KARŞI OY YAZISI Dava taksirle yaralamaya sebebiyet vermekten dolayı manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın tam kabulü ile davacı lehine 100.000 TL manevi tazminata hükmedilmesine ilişkin karar Dairemiz çoğunluğunca onanmıştır. Olay tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 56. maddesi "Hakim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir." hükmünü içermektedir. Hüküm altına alınacak olan manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. 22/06/1966 tarihli, 7/7 sayılı Yargıtay içtihadı birleştirme kararının gerekçesinde manevi tazminatın miktarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir....

      Buna göre, davacı vekilinin 24/02/2010 tarihli bilirkişi kusur raporuna karşı 19/04/2010 tarihli 4. celsede bir diyeceğimiz yoktur şeklinde beyanda bulunması üzerine, davalı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluştuğundan, mahkemece bu 24/02/2010 tarihli bilirkişi kusur raporuna göre maddi tazminatın belirlenmesi gerekirken, usuli kazanılmış hak aşılarak davacının kusursuz olarak kabul edildiği bilirkişi kusur raporunu dikkate alıp maddi zarar hesabı yapan hesap raporunun hükme esas alınması doğru değildir. 5-Gerek mülga BK’nun 47 ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı TBK’nun 56. maddesinde hakimin bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi zarar adı ile ödenmesine karar verebileceği öngörülmüştür. Hakimin manevi zarar adı ile zarar görene verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır....

        Bu açıklamalardan olarak somut olayda; asıl alacak olan ... kazasından kaynaklanan manevi zarar alacağının Borçlar Kanunu'nun 125. maddesi( 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 146.md) gereğince 10 yıllık zaman aşımına tabi bulunması, asıl alacağın(tazminat alacağının)zamanaşımına uğramadığı durumda faiz alacağının da zamanaşımına uğramayacağı ve faiz alacağının asıl alacak ödenmedikçe hergün işleyen ve zaman geçtikçe doğan bir alacak olması hususları gözetildiğinde davaya konu faiz alacağı talebinin zamanaşımına uğradığı gerekçesi ile reddine karar verilmesi isabetli olmamıştır. Yapılacak ...;davacının faiz istemi bakımından talebinin zamanaşımına uğramadığının kabulü ile faiz alacağını hesaplatmak ve tüm delilleri bir arada değerlendirerek neticesine göre karar vermekten ibarettir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....

          Yargıtay 13 HD nin 2011/19523 Esas sayılı ilamında; ''Davacı eldeki dava ile sözleşmeden dönmüş olup, sözleşmeden dönülmesi halinde, taraflar, karşılıklı olarak birbirlerine vermeyi taahhüt ettikleri şeyi vermekten kaçınır ve verdiklerini de geri isteyebilirler (B.K. m. 108/I). Dönen taraf, karşı tarafın kusurunun varlığı halinde ayrıca menfi 2011/19523- 2012/23970 zararın tazminini talep edebilir (B.K. m. 108/II ). Menfi zarar sözleşmeye güvenilerek yapılan giderlerin tamamıdır. Başka bir anlatımla, karşı tarafın malvarlığına girmese dahi, o sözleşme nedeniyle cepten çıkan paradır. Müspet zarar ise, o sözleşme nedeniyle cebe girmesi gereken paranın, girmemesi nedeniyle meydana gelen zarardır. Müspet (olumlu) zarar daima ileriye dönük olup, bir beklenti kaybıdır. Dairenin teslimi halinde getirmesi beklenen kira geliri kaybı, satışı nedeniyle beklenen kazanç, geciken ifa nedeniyle ifaya bağlı ceza (B.K. m. 158/II)… hepsi, müspet zarar kapsamındaki alacak kalemleridir....

          Mahkemece, davacı eşin maddi tazminat isteminin reddine, çocuk ...'nin maddi tazminat isteminin kabulüne, çocuk ...'ın maddi tazminat isteminin kısmen kabulüne, davacıların manevi tazminat istemlerinin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosya kapsamından, yargılamaya konu zararlandırıcı olayın Kurum tarafından iş kazası olarak kabul edildiği, iş kazasının meydana gelişinde davacılar murisinin %50 oranında müterafik kusurunun bulunduğu, davacı eşin kendi çalışmalarından dolayı 22/09/2015 tarihinde yaşlılık aylığı almaya başladığı, yerel mahkemenin, ihtimalli düzenlenen bilirkişi hesap raporunda, murisin başka eşten olan ve ölüm tarihine göre destek kapsamındaki 2 çocuğunun maddi zararın belirlenmesinde dikkate alınmadığı ihtimali hükmüne esas aldığı anlaşılmaktadır. Destekten yoksun kalma tazminatı mülga 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 45/2. ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 53. maddesinde düzenlenmiştir....

            Özellikle kasta dayalı olmayan (örn. trafik kazasından kaynaklanan) haksız fiillerde ise tarafların bu şartları belirleme ve değiştirme olanakları yoktur. Haksız eylem mala ilişkin ise zarar da haksız fiilin gerçekleştiği anda gerçekleşir. Somut olayda; Türk vatandaşı olan davacıya ait yabancı plakalı araçta Türkiye' de meydana gelen haksız fiil sonucu zarar gerçekleşmiştir. Zarar gören de zarar veren de Türk vatandaşıdır. Ortada sözleşme dışı bir sebepten kaynaklanan tazminat talebinin bulunduğu açıktır. Sözleşmeye dayalı olmayan tazminat taleplerinde ise yabancı paraya hükmedileceği konusunda yasalarımızda açık bir hüküm bulunmamaktadır. Türk parası üzerinden tazminata hükmedilmesi ise genel kuraldır. Diğer yandan Borçlar Kanununun 83. maddesi sözleşmelerle ilgili olup, haksız fiillere diğer bir deyimle haksız eylemden kaynaklanan tazminat taleplerine uygulanma olanağı da yoktur. Dahası haksız fiilin hukuki niteliği itibariyle kıyas yoluyla da uygulanamaz....

              K A R A R Dava, iş kazası neticesinde meydana gelen bedeni zarar nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. Mahkeme, görevsizlik kararı verilerek dosyanın... Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davalı şirkette vasıfsız işçi olarak çalıştığını iddia eden davacının 02/04/2010 tarihinde meydana gelen iş kazası nedeniyle yaralandığından bahisle tazminat istemiyle bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır. ... Kurumu tarafından karşılanmayan zararın ödetilmesine ilişkin davalarda (tazminat davaları) öncelikle haksız zenginleşmeyi ve mükerrer ödemeyi önlemek için Kurum tarafından sigortalıya bağlanan gelirin peşin sermaye değerinin tazminattan düşülmesi gerektiği Yargıtay’ın oturmuş ve yerleşmiş görüşlerindendir. Diğer yandan, sigortalıya bağlanacak gelir ve hükmedilecek tazminatın miktarını doğrudan etkilemesi nedeniyle, işçide oluşan meslekte güç kayıp oranının hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeksizin kesin olarak saptanması gerekir....

                Davalı ..., müvekkili hakkında mala zarar vermekten dolayı açılan ceza davasında beraat ettiğini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davalı ... hakkında mala zarar verme suçundan açılan kamu davasında suçu işlediği sabit olmadığından ve ispatlanamadığından beraatine karar verildiği, davacının davalıların kusurlu olduğunu ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1)Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin davalı ... hakkındaki hükme ilişkin ve aşağıdaki bent dışında kalan temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2)Dava, kasko sigorta sözleşmesine dayalı rücuen tazminat istemine ilişkindir....

                  UYAP Entegrasyonu