Davalı vekili asıl davada müvekkilinin bayilikten kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirdiğini, davacının markası dışında başka tüp satmadığını bildirerek davanın reddini, karşılık davada ise, sözleşmenin feshi sebebi ile uğradığı maddi zararın tazminini istemiştir. Mahkemece benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda, davalının işyerinde çok sayıda farklı marka ve boş tüp tespit edildiği, davalının fiilinin haksız rekabet teşkil ettiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 20.000 TL kar kaybı, 10.000 TL maddi tazminat isteminin kabulüne, cezai şart ve manevi tazminat isteminin reddine ve karşı davanın da reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Davacı, dava dilekçesinde taraflar arasında bayilik sözleşmesi yapıldığını, davalının sözleşmeye aykırı hareketleri nedeniyle haklı olarak sözleşmeyi feshettiğini, bundan dolayı kar mahrumiyetini, cezai şart, haksız rekabetten doğan maddi ve manevi tazminat ile haksız rekabetin ilanını talep ve dava etmiştir....
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) G.KARAR YAZIM TARİHİ : 25/10/2024 İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına yönelik davalı sigorta şirketi vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davalılardan Ümmü Arıoğlu'na gerekçeli kararın tebliği için çıkarılan tebligatın, komşu beyanına göre "çarşıda" olduğu gerekçesiyle, Tebligat Kanunu'nun 21. maddesi gereğince, mahalle muhtarına yapıldığı görülmektedir. Ancak, adreste bulunmama sebebine ilişkin beyanda bulunan komşunun imzadan imtina etmesinin yanında isim vermekten de imtina ettiği anlaşılmaktadır. İsmini vermeyen kişinin beyanına itibar edilerek tebligat işlemi yapılamayacağı için, tebligat usulsüzdür....
Söz konusu madde hükmüne göre "Malik, kazı ve yapı yaparken komşu taşınmazlara, onların topraklarını sarsmak veya tehlikeye düşürmek ya da üzerlerindeki tesisleri etkilemek suretiyle zarar vermekten kaçınmak zorundadır. Komşuluk hukuku kurallarına aykırı yapılar hakkında taşkın yapılara ilişkin hükümler uygulanır.” Bir kimsenin kendi taşınmazında yaptığı hafriyat veya inşaat nedeniyle komşusunun taşınmazına bir zarar vermiş veya onu zarara maruz bırakmışsa, bu zararın hoşgörü sınırlarını aşıp aşmadığını aramaya gerek yoktur. Komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat davalarında öncelikle davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığının tespit edilmesinden sonra varsa davacının uğramış olduğu zararın miktarının bilirkişi aracılığı ile tespit edilmesi, tazminatın bu zarara göre tayin ve takdir edilmesi gerekir. Hemen belirtmek gerekir ki, tazminat miktarı hiçbir zaman zararı aşamaz....
Ehliyetsiz sürücünün aracına binme sebebiyle zarar gören yolcu açısından müterafik kusur indirimi yapılabilmesi için zarar gören yolcunun, sürücünün ehliyetsiz olduğunu bilmesi (veya bilmesinin gerekmesi) yanında ehliyetsiz sürücünün kazanın meydana gelmesinde kusurunun da bulunması gerekir. Somut olayda; davacı zarar görenin dava dışı sürücünün ehliyetsiz olduğunu bildiği veya bilmesi gerektiği hususu ile dava dışı sürücünün kazanın oluşumunda kusurlu olduğu hususu ispatlanamadığına göre hesaplanan tazminattan müterafik kusur indirimi yapılması doğru olmamıştır. 4-Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti tarafından davacının başvurusunun kısmen kabulü ile kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına 8.347,98 TL vekalet ücretine karar verilmiştir....
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılanlar vekillerinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 2-Sanık ... hakkında dikili ağaca zarar verme suçundan kurulan beraat hükmünün temyiz incelemesinde; Sanık beyanları, Jandarmanın 01.09.2008 tarihli olay yeri görgü ve tespit tutanağı, mahallinde yapılan keşif ve alının bilirkişi raporları kapsamına göre sanığın kaynağa ulaşamayan işmakinesi sürücüsü ...'...
İş kazalarından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davalarında zararlandırıcı olaya neden oldukları ileri sürülen kişi veya kişilerin kusur oranlarının kesin olarak tespiti hem maddi hem de manevi tazminat miktarını doğrudan etkilemesi bakımından önem taşımaktadır. Zira maddi tazminat davalarında sigortalının kazanç kaybının hesaplanmasında davacının kendi kusuru oranında tespit olunan kazanç kaybından indirim yapılacağı gibi yine manevi tazminat davalarında hükmedilecek manevi tazminat miktarının takdirinde tarafların kusur durumu mahkemece öncelikle dikkate alınacaktır. Dosya kapsamından mahkemece trafik iş güvenliği uzmanından alınan ve Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi'nden alınan kusur raporlarında özellikle tarafların kusurunun aidiyeti noktasında bilirkişilerce farklı değerlendirmelerin yapıldığı ortadadır. Oysaki tazminat davalarında tarafların kusurunun aidiyeti ve dağılımı hiç bir tereddüt kalmayacak şekilde tespit olunmalıdır....
-Dava, trafik kazasından kaynaklanan iş göremezlik ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacı vekili tarafından ....000 TL manevi tazminat talep edilmiş, mahkemece manevi tazminat isteminin kabulüne karar verilmiştir. Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önüne alarak hükmedeceği manevi tazminatın adalete uygun olması, zenginleşme aracı olmaması, özendirici nitelikte bulunmaması gerekir. Tazminatın amacı zarara uğrayanda bir huzur duygusu doğurmaktır. Somut olayda, tarafların kusur oranı, ekonomik sosyal durumları, duyulan acı gibi nedenler dikkate alındığında, davacı için hükmedilen manevi tazminat miktarı ... düzeyde olup, hükmedilen ....000 TL manevi tazminattan bir miktar indirim yapılarak karar verilmesi gerekmektedir. ...-Dosyaya ibraz edilen ......2004 tarihli kira sözleşmesi ile davacının yaralanmasına sebebiyet veren ...... Plakalı aracın 48 aylığına davalı .......... ... AŞ tarafından diğer davalı ..........
Söz konusu madde hükmüne göre "Malik, kazı ve yapı yaparken komşu taşınmazlara, onların topraklarını sarsmak veya tehlikeye düşürmek ya da üzerlerindeki tesisleri etkilemek suretiyle zarar vermekten kaçınmak zorundadır. Komşuluk hukuku kurallarına aykırı yapılar hakkında taşkın yapılara ilişkin hükümler uygulanır.” Bir kimsenin kendi taşınmazında yaptığı hafriyat veya inşaat nedeniyle komşusunun taşınmazına bir zarar vermiş veya onu zarara maruz bırakmışsa, bu zararın hoşgörü sınırlarını aşıp aşmadığını aramaya gerek yoktur. Komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat davalarında öncelikle davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığının tespit edilmesinden sonra varsa davacının uğramış olduğu zararın miktarının bilirkişi aracılığı ile tespit edilmesi, tazminatın bu zarara göre tayin ve takdir edilmesi gerekir. Hemen belirtmek gerekir ki, tazminat miktarı hiçbir zaman zararı aşamaz....
Söz konusu madde hükmüne göre "Malik, kazı ve yapı yaparken komşu taşınmazlara, onların topraklarını sarsmak veya tehlikeye düşürmek ya da üzerlerindeki tesisleri etkilemek suretiyle zarar vermekten kaçınmak zorundadır. Komşuluk hukuku kurallarına aykırı yapılar hakkında taşkın yapılara ilişkin hükümler uygulanır.” Bir kimsenin kendi taşınmazında yaptığı hafriyat veya inşaat nedeniyle komşusunun taşınmazına bir zarar vermiş veya onu zarara maruz bırakmışsa, bu zararın hoşgörü sınırlarını aşıp aşmadığını aramaya gerek yoktur. Küçük bir zarar doğmuş olsa dahi, gerekli önlemlerin alınmasına karar verilmelidir. Bu özellik TMK’nun 737. maddesi ile 738. maddesi arasındaki önemli farklardan biridir. Öteki önemli fark ise; genellikle TMK’nun 737. maddesine göre zarar meydana geldikten sonra dava açılır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, müvekkili şirkete kasko sigortalı araca, davalının maliki olduğu aracın çarparak hasara neden olduğunu ileri sürerek, sigortalısına ödenen miktardan kalan 19.187.50YTL'nin ödeme tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, dosya kapsamına göre davanın kabulü ile 19.187.50YTL'nin 4.12.2006 ödeme tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir....