Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

-TL'nin 24/06/2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- Dava, trafik kazasından kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.2918 sayılı KTK.nun 109/1. maddesinde "Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar." hükmüne, yine aynı kanunun 109/2 maddesinde ise, "dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir." hükmüne yer verilmiştir....

    Davalı vekili asıl davada müvekkilinin bayilikten kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirdiğini, davacının markası dışında başka tüp satmadığını bildirerek davanın reddini, karşılık davada ise, sözleşmenin feshi sebebi ile uğradığı maddi zararın tazminini istemiştir. Mahkemece benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda, davalının işyerinde çok sayıda farklı marka ve boş tüp tespit edildiği, davalının fiilinin haksız rekabet teşkil ettiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 20.000 TL kar kaybı, 10.000 TL maddi tazminat isteminin kabulüne, cezai şart ve manevi tazminat isteminin reddine ve karşı davanın da reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Davacı, dava dilekçesinde taraflar arasında bayilik sözleşmesi yapıldığını, davalının sözleşmeye aykırı hareketleri nedeniyle haklı olarak sözleşmeyi feshettiğini, bundan dolayı kar mahrumiyetini, cezai şart, haksız rekabetten doğan maddi ve manevi tazminat ile haksız rekabetin ilanını talep ve dava etmiştir....

      den dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacılar vekilinin aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. Dairenin 2.12.2010 tarih ve 2010/10622-10534 sayılı bozma ilamında davacının kaza nedeni ile ortaya çıkan %65 oranındaki maluliyeti gereği 11 ile 18 yaş arasındaki efor zararı da dikkate alınmadan eksik inceleme ile karar verilmesinin isabetli olmadığı açıkça belirtilmiş ve mahkemece de bozmaya uyulmuş olmasına rağmen, 11-18 yaş dönemi için maddi zarar hesaplaması bulunmayan bilirkişi raporuna itibar edilerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetli değildir....

        un aşağıdaki bentler dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-) Davalının temyiz itirazlarının incelenmesinde; Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de davalı taraf davacı aracında meydana gelen gerçek zarardan sorumlu olup, mahkemece gerçek zararın belirlenmesi yönünden, dava dilekçesinde bildirilen ödemeye ilişkin sigorta hasar dosyası getirtilmediği gibi, bilirkişi raporunda tamiri ekonomik olmayıp pert sayılan aracın kaza tarihindeki 2.el rayiç değe- rinin 28.000,00 TL. olduğu, sovtaj değerinin ise 8.000,00 TL. olduğu belirlenmesine karşın, aracın hurda (sovtaj) bedeli yönünden davacının ibraz ettiği 21.4.2010 tarihli harici satış sözleşmesi ve beyanına bağlı kalınarak araç hurdasının 6.000,00 TL. olarak kabulü ile davalı aleyhine fazla tazminata karar verilmiştir....

          in maddi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden; SGK Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından olayın iş kazası olduğunun tespit edildiği, olayın meydana gelmesinde, müteveffa işçinin % 30, davalıların % 70 oranında kusurlu bulundukları, hükme esas alınan bilirkişi hesap raporunda 1. seçenek olarak dava dilekçesi, tanık beyanları ve Türk Metal Sendikasının bildirdiği emsal ücret (asgari ücretin 1.73 katı) esas alınarak ve 2. seçenek olarak da SGK ve işyeri kayıtları, imzalı ücret bordrolarına göre asgari ücret esas alınarak seçenekli maddi zarar hesabı yapıldığı, Mahkemece yapılan hesaplama sonucunda 1. seçenekte tespit edilen zarar miktarlarının hükme esas alındığı anlaşılmaktadır. İş kazalarından kaynaklanan maddi tazminat davalarında davacıların zararı sigortalının gerçek net ücreti üzerenden yapılacak bilirkişi hesabı ile belirlenir....

            İş kazalarından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davalarında zararlandırıcı olaya neden oldukları ileri sürülen kişi veya kişilerin kusur oranlarının kesin olarak tespiti hem maddi hem de manevi tazminat miktarını doğrudan etkilemesi bakımından önem taşımaktadır. Zira maddi tazminat davalarında sigortalının kazanç kaybının hesaplanmasında davacının kendi kusuru oranında tespit olunan kazanç kaybından indirim yapılacağı gibi yine manevi tazminat davalarında hükmedilecek manevi tazminat miktarının takdirinde tarafların kusur durumu mahkemece öncelikle dikkate alınacaktır. Dosya kapsamından mahkemece trafik iş güvenliği uzmanından alınan ve Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi'nden alınan kusur raporlarında özellikle tarafların kusurunun aidiyeti noktasında bilirkişilerce farklı değerlendirmelerin yapıldığı ortadadır. Oysaki tazminat davalarında tarafların kusurunun aidiyeti ve dağılımı hiç bir tereddüt kalmayacak şekilde tespit olunmalıdır....

              Söz konusu madde hükmüne göre "Malik, kazı ve yapı yaparken komşu taşınmazlara, onların topraklarını sarsmak veya tehlikeye düşürmek ya da üzerlerindeki tesisleri etkilemek suretiyle zarar vermekten kaçınmak zorundadır. Komşuluk hukuku kurallarına aykırı yapılar hakkında taşkın yapılara ilişkin hükümler uygulanır.” Bir kimsenin kendi taşınmazında yaptığı hafriyat veya inşaat nedeniyle komşusunun taşınmazına bir zarar vermiş veya onu zarara maruz bırakmışsa, bu zararın hoşgörü sınırlarını aşıp aşmadığını aramaya gerek yoktur. Komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat davalarında öncelikle davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığının tespit edilmesinden sonra varsa davacının uğramış olduğu zararın miktarının bilirkişi aracılığı ile tespit edilmesi, tazminatın bu zarara göre tayin ve takdir edilmesi gerekir. Hemen belirtmek gerekir ki, tazminat miktarı hiçbir zaman zararı aşamaz....

              Söz konusu madde hükmüne göre "Malik, kazı ve yapı yaparken komşu taşınmazlara, onların topraklarını sarsmak veya tehlikeye düşürmek ya da üzerlerindeki tesisleri etkilemek suretiyle zarar vermekten kaçınmak zorundadır. Komşuluk hukuku kurallarına aykırı yapılar hakkında taşkın yapılara ilişkin hükümler uygulanır.” Bir kimsenin kendi taşınmazında yaptığı hafriyat veya inşaat nedeniyle komşusunun taşınmazına bir zarar vermiş veya onu zarara maruz bırakmışsa, bu zararın hoşgörü sınırlarını aşıp aşmadığını aramaya gerek yoktur. Komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat davalarında öncelikle davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığının tespit edilmesinden sonra varsa davacının uğramış olduğu zararın miktarının bilirkişi aracılığı ile tespit edilmesi, tazminatın bu zarara göre tayin ve takdir edilmesi gerekir. Hemen belirtmek gerekir ki, tazminat miktarı hiçbir zaman zararı aşamaz....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇLAR : Tehdit, hakaret, mala zarar verme HÜKÜMLER : Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, ceza vermekten vazgeçilmesi, beraat KARAR Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: A- Sanık ... hakkında tehdit ve mala zarar verme suçlarından verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların niteliğine göre karara karşı; yalnızca itiraz yolu açık olup itirazın reddi kararı ile bu kanun yolunun tüketildiği, kesin nitelikteki itirazın reddi kararının temyiz yoluna tabi olmadığı, Anlaşıldığından, sanık ...’in tebliğnameye uygun olarak, temyiz davası isteği hakkında bir KARAR VERMEYE YER OLMADIĞINA, B- Sanık ... hakkında tehdit suçundan verilen beraat kararının temyizinde; Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi....

                Ehliyetsiz sürücünün aracına binme sebebiyle zarar gören yolcu açısından müterafik kusur indirimi yapılabilmesi için zarar gören yolcunun, sürücünün ehliyetsiz olduğunu bilmesi (veya bilmesinin gerekmesi) yanında ehliyetsiz sürücünün kazanın meydana gelmesinde kusurunun da bulunması gerekir. Somut olayda; davacı zarar görenin dava dışı sürücünün ehliyetsiz olduğunu bildiği veya bilmesi gerektiği hususu ile dava dışı sürücünün kazanın oluşumunda kusurlu olduğu hususu ispatlanamadığına göre hesaplanan tazminattan müterafik kusur indirimi yapılması doğru olmamıştır. 4-Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti tarafından davacının başvurusunun kısmen kabulü ile kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına 8.347,98 TL vekalet ücretine karar verilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu