Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Maddesinde ayıplı malın tanımı "Ayıplı mal, tüketiciye teslimi anında, taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan maldır. Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda, internet portalında ya da reklam ve ilanlarında yer alan özelliklerinden bir veya birden fazlasını taşımayan; satıcı tarafından bildirilen veya teknik düzenlemesinde tespit edilen niteliğe aykırı olan; muadili olan malların kullanım amacını karşılamayan, tüketicinin makul olarak beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar da ayıplı olarak kabul edilir...." şeklinde yapılmıştır. 6502 sayılı yasanın 11....

Yukarıda da ayrıntısı ile açıklandığı üzere; malın ayıplı olması halinde taraflara ait hak ve yükümlülüklerin nelerden ibaret olduğu, 4822 sayılı Kanun’la değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 4.maddesinde düzenlenmiş; ayıbın gizli ya da açık olması halleri için ayrı ihbar süreleri getirilmiş; hatta ayıbın ağır kusur veya hile ile gizlenmesi halinde zamanaşımı süresinden yararlanılamayacağı, açıkça ifade edilmiştir....

    Şti’nin sorumluluğu 6502 sayılı yasanın 14.maddesi gereğince ayıplı hizmet ifasından kaynaklandığı dikkate alındığında, hizmetin sunulduğu 04.02.2020 tarihi itibarı ile faiz sorumluluğunun başlatılması gerektiğini düşündüklerini, 400,00.TL....

    Davada , ayıp iddiasına dayalı nispi ile değişim, terditli olarak bedel iadesi talep edilmiştir. Mahkeme, davacının aracının kaza sonucu servise gittiği, araçta ayıp olduğu hususunun davacı tarafça ileri sürülmediği , aracın ayıplı olmadığı, dolayısıyla azami tamir süresinin aşılması durumunun ayıplı mallarda gündeme gelebileceği hususları birlikte değerlendirildiğinde, davacının ayıp iddiasına dayalı olmayan nispi ile değişim yada bedel iadesi talebinin yerinde olmadığı gerekçesiyle ;"Davacının davasının reddine" karar vermiştir. Kararı davacı vekili ile davalı T3....AŞ vekili istinaf etmiştir.İstinaf dilekçesinde; Davacı vekili istinaf dilekçesinde ;garanti belgesindeki yasal tamir süresinin aşıldığını,aracın bu nedenle ayıplı olduğunu belirterek ilgili ve belirttikleri tüm yasal hükümler gereğince davanın kabulüne karar verilmesi için kararın kaldırılmasını talep etmiştir....

    Zarar gören kişinin hizmetten yararlanan durumunda olduğu ve hizmetin riskli bir nitelik taşıdığı sağlık hizmetinde, idarenin tazmin yükümlülüğünün doğması için; zararın, idarenin de sorumluluğu olan bir durum sonucu meydana gelmiş olması gerekmektedir. Manevi tazminat, mal varlığında meydana gelen bir eksilmeyi karşılamaya yönelik bir tazmin aracı değil, tatmin aracıdır. Olay nedeniyle duyulan elem ve ızdırabı kısmen de olsa hafifletmeyi amaçlar. Belirtilen niteliği gereği manevi tazminatın zenginleşmeye yol açmayacak şekilde belirlenmesi gerekmektedir....

      Malın ayıplı olması halinde taraflara ait hak ve yükümlülüklerin nelerden ibaret olduğu, satış tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanununu 194 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş ve ayıbın gizli ya da açık olması halleri için ayrı ihbar süreleri getirilmiş; hatta ayıbın hile ile gizlenmesi halinde sorumluluğu kaldıran her şartın batıl olduğu, açıkça ifade edilmiştir. Yasal düzenlemeye göre, alıcı taraf kendisine sağlanan mal ve hizmetle ilgili ayıplı olup olmama konusunda gerekli muayeneyi (denetimi) yapacak ve bu muayene sonucu, mal ya da hizmetle ilgili saptadığı ayıpları, mal veya hizmetin sağlanmasından itibaren ihbar süreleri içinde, kendisine mal yada hizmet sağlayan sözleşmenin tarafına bildirecektir. Bu bildirim (ayıp ihbarı) ödevi ihmal edildiğinde, alıcı, ayıba dayalı yasal haklarını kaybedecektir....

        KARAR Davacı, davalı şirket tarafından inşa edilen daireyi dava dışı Ş......’den satın aldığını, davalının ayıplı ifada bulunduğunu, ayıplı ifa nedeniyle zarara uğradığını ileri sürerek, fazlası saklı kalmak üzere 17.500TL’nin faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı, davacı ile aralarında satım ilişkisi bulunmadığını, davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunmadığı, dava konusu taşınmazı mevcut haliyle gezip görerek satın alan davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın husumet nedeni ile reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, ayıplı ifa nedenine dayalı tazminat isteğine ilişkindir. Davacının dava konusu daireyi dava dışı.LL.’den satın aldığı dosya kapsamından anlaşılmakta olup bu husus çekişmesizdir. Davacı, davalının imalatçı-üretici sıfatı ile sorumluluğuna dayanmıştır....

          Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Asıl davada uyuşmazlık, hizmet sözleşmesine dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali, karşı davada aynı sözleşme nedeniyle tazminat, birleşen davada ise eser sözleşmesinde eksik ve ayıplı ifa nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri ile 176 vd. maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 470 vd. maddeleri. 3....

            Bu kapsamda, ilk derece mahkemesince ayıp iddiasına yönelik inşaat bilirkişiden alınan bilirkişi raporunda; ileri sürülen ayıbın işçilik hatasından kaynaklandığının satılan ürünlerin ayıplı olmadığının belirtilmesi, davalı, fatura içeriği bir kısım malların ayıplı olduğunu ileri sürmüş ise de; söz konusu bu ürünlere yönelik usulüne uygun ayıp ihbarının bulunmaması ve ayıp iddiasına dair herhangi bir delil de sunulmaması, ileri sürülen hususun üründen kaynaklanan ayıp niteliğinde olmaması, bakiye alacağın ödenmediğinin sabit olması karşısında, mahkemece bu gerekçeler ile davanın kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı değerlendirilmiştir. Mahkemece, gerekçeli karar başlığında; davacının ve davalı vekilinin adresinin yazılmamış olması, 6100 sayılı HMK.'nun 297- (1)-b) maddesine aykırı olmakla birlikte sonuca etkili olmadığından, kaldırma nedeni yapılmamış ve bu hususa eleştiri getirilmekle yetinilmiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Ayıplı ürün satılması nedenine dayalı maddi tazminat istemine ilişkin olarak açılan davada Yumurtalık Asliye Hukuk ve ... 17. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı bölge adliye mahkemesinin yargı çevresinde kalan mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, ayıplı ürün satılması nedenine dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir....

              UYAP Entegrasyonu