yapma ve bilgilendirme sorumluluğunun kredi kuruluşuna ait olduğuna ilişkin bir düzenleme bulunmadığı, davacılar murisinden hayat sigortası poliçesine ilişkin kesinti yapılmadığı ve davacılar murisinin hayat sigortası poliçesi düzenlenmesine ilişkin talebi bulunmadığı, baştan itibaren hayat sigortası poliçesi düzenlenmediğinden davalının olmayan bir sigortanın yenilenmesine ilişkin bir bildirimi de olamayacağı, davalının hayat sigortası poliçesi bulunmamasında müterafik kusuru bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
sözleşmesinin 12.maddesi göz önüne alınarak fazlaya ilişkin talep ve dava haklarının saklı kalmak ve dava miktarı belirli hale geldikten sonra ıslah etmek kaydıyla tarımsal kredi sözleşmesinin teminatı olarak hayat sigortası yapılan 33770868 ve 39834804 poliçe nolu Grup Hayat Sigorta sertifikasından dolayı şimdilik 1.000,00- TL. tazminatın ve yine tüketici kredi sözleşmesinin teminatı olarak hayat sigortası yapılan 34290585 ve 42522097 poliçe nolu grup hayat sigorta sertifikasından dolayı şimdilik 1.000,00- TL olmak üzere toplam 2.000.00- TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikle davalıdan tahsilin karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Dava; hayat sigortası poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Davacılar murisinin kullanmış olduğu banka kredisi nedeniyle, 25/07/2008-25/07/2013 tarihlerini kapsayan hayat sigorta sözleşmesi düzenlenmiş; poliçenin düzenlenmesinden sonra, 15/09/2011 tarihinde davacıların murisi vefat etmiştir. Sigorta sözleşmesi kurulurken sigortalıya yüklenen doğru bilgi verme (ihbar) yükümlülüğünü düzenleyen 6762 sayılı TTK'nın 1290. Maddesi (6102 sayılı TTK 1435,1439 ve 1440. maddeler) her ne kadar mal sigortalarına ilişkin bulunmakta ise de, Yargıtay'ın yerleşik kararları ile hayat sigortalarında da uygulanmaktadır. Hatta anılan bu düzenleme, Hayat Sigortası Genel Şartlarının C-2.2. maddesi ile sözleşme hükmü halini almıştır....
Hayat ve Emeklilik A.Ş. grup sigorta sertifikası ile 1.575,11 TL. primli ve 01.01.2010- 31.12.2010 vadeli hayat sigortası yapılmış; yine, 1.946,23 TL. primli ve 01.01.2011- 31.12.2011 vadeli hayat sigortası yapılmış; 2012 yılı için herhangi bir hayat sigorta sertifikası düzenlenmemiş ve davacı yakını 16.05.2012 tarihinde vefat etmiştir....
Davalı ...Ş vekili, müteveffanın ...den 2006 yılında aldığı konut ve tüketici kredileri için 18.12.2007 tarihinde müvekkili şirkete başvurduğunu, sigorta ettireni ...olan, ....kapsamında 2541 sayılı sigorta sertifikası eliyle 18.12.2007 başlangıç ve 18.12.2008 bitiş tarihli, 48.494,59 TL tutarlı hayat ve kaza sonucu daimi maluliyet ek teminatlı sigorta, sigorta ettireni ...olan Yıllık Kredi Grup Hayat Sigortası kapsamında, 2540 sayılı sigorta sertifikası eliyle, 18.12.2007 başlangıç ve 18.12.2008 bitiş tarihli, 4.345,63 TL tutarlı hayat ve kaza sonucu daimi maluliyet ek teminatlı her iki sigortanın da yıllık hayat sigortası olması nedeniyle 18.12.2008 tarihinde sona erdiğini, daha sonra 27.07.2010 tarihinde kendisinin müteveffa ... olduğunu iddia eden bir kişinin ...İstanbul Kurtköy Şubesini arayarak müşteri yöneticisi ile görüşerek kendisine sigorta yaptırmak istediğini belirttiğini, müteveffaya 24.07.2010 tarihinde akciğer malign neoplazmı ve metastaz tanıları konduğunu ve terminal...
Asıl ve birleşen davacılar, eldeki dava ile murislerinin davalı bankadan konut kredisi kullanılması sırasında hayat sigortası yaptırılmasına ilişkin belge imzalamasına rağmen hayat sigortasının yapılmadığını, davalının kusurlu davranışı sonucu bir kısım kredi taksitlerinin ödendiğini ileri sürerek ödenen miktarın tahsilini istemiş, davalı banka ise hayat sigortasının murisin talebi olmadığından yapılmadığını, hayat sigortası yapılmasının ihtiyari olduğunun murise bildirildiğini savunmuştur. Mahkemece, konut kredisi sözleşmesinin ekindeki talimat başlıklı belgenin hayat sigortası yapılması yönünde kesin bir talimat içermediği, hayat sigortası yapılmasının isteğe bağlı olduğu, murisin sağlığında geçen 2,5 sene süreyle bir talebinin de olmadığı gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiştir....
Dava, hayat sigortası poliçesine dayalı tazminat istemine ilişkindir. Davacılar murisi ... ile davalı sigorta şirketi arasında 11.02.2008-11.02.2013 tarihleri için hayat sigorta sözleşmesi düzenlenmiş; poliçenin düzenlenmesinden sonra, 13.02.2009 tarihinde sigortalı vefat etmiştir. Davalı taraf, davacı murisinin poliçe tanziminden önce mevcut olan böbrek yetmezliği hastalığını bildirmeyip sözleşmenin kurulması sırasında beyan yükümlülüğüne aykırı davrandığı, bu aykırılık nedeniyle de zararın teminat dışı kaldığı savunmasında bulunmuştur....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, hayat sigortası sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır. Somut uyuşmazlıkta; davacı, davalı sigorta şirketi tarafından murisin kullanmış olduğu krediler nedeniyle hayat sigortası poliçesi düzelediğini, davalı sigorta şirketi tarafından beyan yükümlülüğüne aykırı davranıldığı gerekçesi ile vefat tazminatı ödemesi yapılmadığını, dava dışı banka tarafından kredi borcunun tahsili için başlatılan takip nedeniyle kredi borcunun kapatıldığını ileri sürerek hayat sigorta sözleşmesinden kaynaklı olarak tazminat talebinde bulunmuştur. Yerel mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar davalı tarafından istinaf edilmiştir. Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle, Adli Tıp Kurumu 1....
Mahkemenin nitelendirmesine göre, uyuşmazlık; hayat sigortası poliçesinden kaynaklı alacak istemine ilişkin olup, hükmün temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın, temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 11. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 12.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Hukuk Dairesi KARAR Dava, sigorta şirketinin de taraf olduğu hayat sigortası kapsamında, rizikonun gerçekleşmiş olması nedeniyle kredi sözleşmesinden kaynaklı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davanın açıklanan niteliğine göre hükmü temyizen inceleme görevi, yürürlükte bulunan işbölümü uyarınca Yargıtay 17. Hukuk Dairesinindir. Ne var ki, dosyanın görevsizlik kararı üzerine Dairemize gönderildiği anlaşıldığından görevli dairenin belirlenmesi için dava dosyasının Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Görevli dairenin belirlenmesi için dava dosyasının Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 19/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....