Davalı vekili özetle, bankanın dain-i mürtehin olduğunu ve tazminat istemi bakımından bankanın dava açma hakkının bankaya ait olduğunu, murisin kalp hastalığı nedeniyle vefat ettiğini ve hayat sigortası başvuru formunda kalp hastalığı olmadığı yönünde beyanda bulunduğunu, gerçeğe aykırı beyan nedeniyle tazminatın ödenmediğini ve davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesi ile davanın usulden reddine karar verilmiştir....
Davalı vekili, hayat poliçelerinin mal ve zarar sigortası olmayıp meblağ sigortası olması nedeniyle poliçe teminat rakamının baştan beri belli olduğunu, kısmi dava açılamayacağını, davacıların husumet ehliyetinin olmadığını, sigorta sözleşmesinin kurulması sırasında murisin doğru beyan yükümlülüğüne aykırı hareket ettiğini bu nedenle teminat ödeme yükümlülüklerinin olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; davanın reddine, karar verilmiş; hüküm, davacılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir....
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Muris ... e A.Ş'den kullanmış olduğu dava konusu kredi sonrasında şirketleri ile banka arasında imzalanan Sözleşmesi kapsamında hayat sigortası kapsamına dahil edildiğini, söz konusu hayat sigortası ile bankadan kredi kullanan kişiler isteğe bağlı olarak sigorta kapsamına alınmakta ve bu kişilerin sigorta süresi içerisinde herhangi bir nedenle vefatları halinde sözleşmede belirlenen sigorta bedeli sözleşmede belirtilen şartlar uyarınca hak sahiplerine ödendiğini, bu kapsamda sigortalının vefat tarihi itibariyle şirketleri tarafından 23/07/2020 başlangıç tarihli, 29262538 poliçe numaralı, 60.618,24 TL vefat teminat tutarlı hayat sigortası bulunduğunu, iş bu sigorta- sigorta bedeliyle sınırlı olmak üzere sigortalının sigorta süresi içerisinde vefat riskine karşı güvence sağlayan hayat sigortası olduğunu, teminatın kapsamı Sözleşmesi özel şartlarına poliçe özel şartlarına ve hayat sigortası genel şartlarına tabi olduğunu, sigortalının vefat...
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin murisi Seyfettin Kılıç'ın davalı bankadan ihtiyaç kredileri kullandığını, bu krediler nedeniyle diğer davalı sigorta şirketi nezdinde hayat sigorta poliçeleri düzenlendiğini, murisin 01.07.2018 tarihinde ani kalp krizine bağlı olarak vefat ettiğini, vefat uyarınca poliçelerden kaynaklı tazminatın ödenmesi için sigorta şirketine yapılan başvurunun reddedildiğini, davalı banka tarafından da kredi taksitlerinin tahsiline devam edildiğini, davalıların yapmış olduğu işlemlerin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek sigorta poliçesinden kaynaklı tazminattan öncelikle kredi borcunun kapatılmasına, akabinde bakiye kısmın müvekkillerine miras hisseleri oranında ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Asliye Ticaret Mahkemesi, davacıların murisinin taraf olduğu sözleşme genel kredi sözleşmesi olsa dahi, hayat sigortası sözleşmesinin tüketici işlemi olduğunu ve murisin tacir olup olmadığının belirli olmadığını, kredinin ticari olmasının, hayat sigortasının tüketici işlemi olduğunu değiştirmeyeceğinden bahisle görevsizlik kararı vermiştir. Bilindiği üzere, Genel Nakdi ve Gayri Nakdi Kredi Sözleşmesi'den kaynaklanan davalar, dava tarihinde yürürlükte olan 6102 sayılı TTK’nun 4. maddesinde düzenlenen bankacılık işlemlerinden olup mutlak ticari davalardandır. Bu davaların, aynı Yasa'nın 5. maddesi hükmü uyarınca tarafların sıfatına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi'nde görülmesi gerekmektedir. Dosyanın incelenmesinden, davaya konu hayat sigortası poliçeleri incelenmiş ancak uyuşmazlığın doğduğu genel kredi sözleşmesinin dosya içerisinde bulunmadığı, ek cari hesap sözleşmelerinin gönderildiği görülmüştür....
Asliye Ticaret Mahkemesi, davacıların murisinin taraf olduğu sözleşme genel kredi sözleşmesi olsa dahi, hayat sigortası sözleşmesinin tüketici işlemi olduğunu ve murisin tacir olup olmadığının belirli olmadığını, kredinin ticari olmasının, hayat sigortasının tüketici işlemi olduğunu değiştirmeyeceğinden bahisle görevsizlik kararı vermiştir. Bilindiği üzere, Genel Nakdi ve Gayri Nakdi Kredi Sözleşmesi'den kaynaklanan davalar, dava tarihinde yürürlükte olan 6102 sayılı TTK’nun 4. maddesinde düzenlenen bankacılık işlemlerinden olup mutlak ticari davalardandır. Bu davaların, aynı Yasa'nın 5. maddesi hükmü uyarınca tarafların sıfatına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi'nde görülmesi gerekmektedir. Dosyanın incelenmesinden, davaya konu hayat sigortası poliçeleri incelenmiş ancak uyuşmazlığın doğduğu genel kredi sözleşmesinin dosya içerisinde bulunmadığı, ek cari hesap sözleşmelerinin gönderildiği görülmüştür....
CEVAP 1.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; murisin davalı bankadan kullandığı kredi sözleşmesi için düzenlenen hayat sigortası poliçesinin lehtarının davalı banka olduğunu, hayat sigortası poliçelerinden kaynaklanan tazminat alacağının ilk olarak Yapı ve Kredi Bankası A.Ş....
Şubesi'nden kullandığı 09.09.2010 tarihli konut kredisinin davalının düzenlediği 24346900 poliçe nolu hayat sigortası teminatı kapsamında olduğunun, kredinin ödenmeyen ve ödenmesi gereken taksitlerinden davalının 72.216,00 TL teminat limiti dahilinde sorumlu bulunduğunun tespiti ile davacılar tarafından ödenen 6.000,00 TL'nin 26.03.2012 tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacılara ödenmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, Hayat sigorta poliçesine dayalı tazminat istemine ilişkindir. Davalı ile Vakıflar Bankası T.A.O. arasında imzalanan grup hayat sigortası kapsamında bankadan kredi kullanan muris... ile davalı arasında hayat sigorta poliçesi düzenlenmiştir....
Somut olayda davacı, 04/04/2013 tarihinde açtığı davada, davalı şirket ile arasında 25/11/2011 tarihinde hayat sigortası poliçesi imzalandığını, kazaen maluliyet şartlarının gerçekleştiğini belirterek maddi ve manevi tazminat talep etmiştir. Davanın dayanağı hayat sigorta sözleşmesi olup kredi sözleşmesi değildir. Buna göre, davacı banka kredisi sebebiyle yapılan hayat sigorta poliçesi kapsamında, TTK'da düzenlenen sigorta hukuku hükümlerine göre dava açarak tazminat talebinde bulunmuş olup uyuşmazlığa 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümlerinin uygulanması mümkün değildir. Bu durumda, uyuşmazlığın Asliye Ticaret Mahkemesinde görülerek sonuçlandırılması gerekmektedir..." şeklinde karar verilmiş olup, dosya mahkememizin 2020/321 Esas sayılı sırasına kaydedilmekle, yargılamaya devam olunmuştur. Dava, hayat sigortası sözleşmesinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacı ... ile davalı ......
Dava, hayat sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Davacılar murisinin kullanmış olduğu banka kredisi nedeniyle, 09/11/2012-09/11/2022 tarihlerini kapsayan hayat sigorta sözleşmesi düzenlenmiş; poliçenin düzenlenmesinden sonra, 12/12/2012 tarihinde davacıların murisi vefat etmiştir. Sigorta sözleşmesi kurulurken sigortalıya yüklenen doğru bilgi verme (ihbar) yükümlülüğünü düzenleyen 6762 sayılı TTK'nın 1290. maddesi( 6102 sayılı TTK 1435,1439 ve 1440. maddeler) Yargıtay'ın yerleşik kararları ile hayat sigortalarında da uygulanmaktadır. Hatta anılan bu düzenleme, Hayat Sigortası Genel Şartlarının C-2.2. maddesi ile sözleşme hükmü halini almıştır....