İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ : İlk Derece Mahkemesi kararında özetle; davalı İş Bankası'na yazılan müzekkere cevaplarından anlaşıldığı üzere dava konusu krediye ilişkin davacılar murisi adına hayat sigortası yapılmadığı, bireysel kredi kullanımlarında hayat sigortalarının ihtiyari sigortalardan olduğu ve bankaca kredi kullanımı sırasında zorunlu tutulması veya kredi kullananın talebi üzerine yapılacağı, davacıların murisi T8 adına kredi kullanımı sırasında hayat sigortası yapılmadığı, bu nedenle mirası reddetmemiş olan davacıların murisin bankaya olan kredi borcundan dolayı sorumlu oldukları ve kredi borcuna istinaden ödedikleri bedelleri geri isteyemeyecekleri gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir....
hayat sigortası davalarında görevli olarak belinlermiş olan mahkemenin ticaret mahkemesi ya da ticaret mahkemesi sıfatıyla asliye hukuk mahkemesi olarak belirlenmiştir....
den hayat sigortası yapıldığını, 8400838 poliçe numaralı, 81.671,60 TL bedelli "her türlü vefat" teminatı açıklaması ile hayat sigortası tanzim edildiğini, müvekkillerin murisi 27.12.2021 tarihinde vefat ettiğini, ileri sürerek davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 16.05.2017 tarih ve 2017/198-2017/5526 E-K sayılı; Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23.Hukuk Dairesinin 14.03.2017 tarih ve 2017/226-2017/208 E-K sayılı kararlarında da belirtildiği gibi, davanın dayanağı hayat sigorta sözleşmesi olup ticari kredi sözleşmesi değildir. Hayat sigorta sözleşmelerinin niteliği gereği, sigortalı tarafın mesleği ne olursa olsun (tacir, esnaf, işçi, memur vs.) gerçek kişi ve tüketici olması dışında bir seçenek yoktur....
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, davacının murisi ile davalı sigorta şirketi arasında krediye bağlı olarak düzenlenen hayat sigortası poliçesi kapsamında davacı tarafından ödendiği bildirilen kredi bedelinin davalıdan tazmini talebine ilişkindir....
görüleceği üzere bu sigortanın birikim sigortası olduğunu, bu sebeple fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile poliçeden kaynaklı 173.755 USD'nin davalı sigortadan tahsili ile davacılara ödenmesini talep ve dava etmiştir....
Davalı vekili, müteveffa ile 05.09.2006-05.09.2007 arası 1 yıl süreli hayat sigortası poliçesi tanzim edildiğini, sigorta genel şartında intihar halinde ödeme yapılamayacağının belirtildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir....
sigortası yapıldığını, fakat bankaya ödemeyi yapan müvekkiline davalı tarafından kredi sözleşmesi yapılan murisin bu yönde bir talebi olmadığından bahisle hayat sigortasının yıllık yapıldığı ve yenilenmediği beyanı ile müvekkillerin taleplerinin redolunduğunu, ancak müvekkilinin murisinin bu şekilde bir talebi olmaması durumunun söz konusu olmadığını, sözleşmenin yapılması sırasında hayat sigortasının kredi sözleşmesi boyunca devam edeceği ve bankanın güvencesi ve sorumluluğu gerek yasalar gerekse yargıtay içtihatları uyarınca sabit olduğunu, davalı banka şubesi ile müvekkillerinin murisi arasında düzenlenen kredi sözleşmesinin konut kredisi sözleşmesi olup burada bankanın tüketici karşısında basiretli bir tacir gibi davranarak kredinini tamamına ilişkin hayat sigortası yapması gerekmekte iken rizikonun gerçekleşmesinden sonra hayat sigortasının yıllık olarak yapılmasının dürüstlük kuralına aykırılık teşkil edip hak kaybına sebep olduğunu, sözleşmenin kredi sözleşmesine uygun olarak düzenlenmesi...
Başkaca ödenecek tazminat kalmamıştır." şeklinde beyanda bulunarak davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesin talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesinin kararı ile; "Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; Dava, tüketici kredisi bağlantılı hayat sigortası ve bağımsız ferdi kaza sigortası tazminatı alacağına ilişkindir. Davacının iddiasına göre müvekkilinin kullandığı tüketici kredisi sırasında kendisine hayat sigortası yapılmıştır. Dosyada hayat sigortasına ilişkin poliçenin bir örneği mevcuttur. Bankaların verdikleri kredinin teminatı olmak üzere hayat sigortası yaptırma yoluna gittikleri bilinen bir gerçektir. Önceleri bankalarca bir nevi zorlama suretiyle bu sigortalar yaptırılırken 6502 sayılı Yasa ile artık tüketicinin rızası ve talebi doğrultusunda sigorta sözleşmesi yapılabilmektedir. Sigortanın amacı krediye teminat olmak içindir....
PMF 1931 Hayat Tablosu Yargıtay kararları ile hukuk hayatımıza girmiş olup TRH 2010 Hayat Tablosunun Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları ile yürürlüğe girmesinden sonra da hukuk hayatımızdan çıkmıştır. PMF 1931 Hayat Tablosunun hiçbir hukuki dayanağı bulunmamaktadır. Anayasa Mahkemesinin 2918 sayılı KTK hakkında verdiği kararından sonra da PMF 1931 Hayat Tablosunun hukuken geçerlilik kazanması ancak yasal düzenleme ya da ilgili yönetmeliklerde düzenleme yapılması ile mümkün olacaktır. Yukarıda da açıkladığımız gibi TRH 2010 Hayat Tablosunun hukuki dayanakları varlığını korumakta olduğu için uygulanmaktan vazgeçilmesi şu aşamada mümkün olmadığı gibi bunun aksi şekilde yorumlanması durumunda da PMF 1931 Hayat Tablosunun kendiliğinden işlerlik kazanması da mümkün değildir. Çünkü PMF 1931 Hayat Tablosunun kanun ya da yönetmelik şeklinde bir yasal dayanağı bulunmamaktadır....