Ayrıca, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08/03/1950 tarih 22/4 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir....
Bunun için, tapuya kayıtlı özel mülkiyete konu bir taşınmaz üzerinde, temelli kalması amacıyla yapılan binanın ayrılmaz parçası yine tapuda kayıtlı üçüncü kişiye ait taşınmaza taşkın yapılmış olmalıdır. Taşkın inşaat, taşkın yapı ile iki komşu taşınmazı fiilen birleştirmekte, ekonomik bir bütünlük oluşturmaktadır. Bu özelliğinden dolayı taşkın yapıya dayanan temliken tescil isteği taşınmaza bağlı kişisel hak niteliğindedir. Taşılan arazi malikinin devir borcu eşyaya bağlı bir borç olduğundan, inşaat maliki hakkını taşılan arazinin her malikine karşı kullanabilir. Yeni malikler de Türk Medeni Kanununun 725. maddesinde belirtilen haklardan yararlanabilecekleri gibi borçlardan da sorumlu olur....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının taşınmazda intifa hakkı sahibi olup, taşınmaza yapılan el atmanın önlenmesi ve haksız kullanım nedeniyle ecrimisil talep etme ve yapının bedeline hükmedilmesi halinde intifa hakkı sona erinceye kadar hükmedilen yapı bedelinden (nemasından) yararlanma hakkı bulunduğundan davacının aktif husumeti bulunduğu, davacı kullanımda olan ve müdahale edilmeyen taşkın kısım ile ilgili olarak tazminat talep edilmesinde davacının korunmaya değer hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle; 1. Davanın Davalı ... yönünden vazgeçme nedeniyle reddine, 2. Diğer davalılar yönünden hukuki yarar dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı asil istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....
ve tecavüzlü olduğunu iddia etmiş, davalılara ait binanın taşkın inşaat nedeniyle davacılara ait taşınmaza vaki tecavüz ve müdahalenin önlenmesine, taşkın inşaat nedeniyle tecavüzlü kısmın kal'i için iş bu men i müdahale ( el atmanın önlenmesi) ve kal davasını açmak gerektiğini tüm bu nedenlerden dolayı davanın kabulüne karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Bunun için, tapuya kayıtlı özel mülkiyete konu bir taşınmaz üzerinde, temelli kalması amacıyla yapılan binanın ayrılmaz parçası yine tapuda kayıtlı üçüncü kişiye ait taşınmaza taşkın yapılmış olmalıdır. Taşkın inşaat, taşkın yapı ile iki komşu taşınmazı fiilen birleştirmekte, ekonomik bir bütünlük oluşturmaktadır. Bu özelliğinden dolayı taşkın yapıya dayanan temliken tescil isteği taşınmaza bağlı kişisel hak niteliğindedir. Taşılan arazi malikinin devir borcu eşyaya bağlı bir borç olduğundan inşaat maliki hakkını taşılan arazinin her malikine karşı kullanabilir. Yeni malikler de Türk Medeni Kanununun 725. maddesinde belirtilen haklardan yararlanabilecekleri gibi borçlardan da sorumlu olur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ VE TAZMİNAT VE ECRİMİSİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kayden maliki olduğu 638 parsel sayılı taşınmazına komşu 639 parsel maliklerinden olan davalılar tarafından taşkın inşaat yapılmak suretiyle müdahale edildiğini ileri sürüp elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil istemiştir. Davalılar,yapının iyiniyetle ve Kadastro elamanlarınca yapılan ölçüme uyularak yapıldığını bildirip davanın reddini savunmuşlar, ayrıca yapı değerinin arsa değerinden çok yüksek olması nedeniyle uygun bedel karşılığında Medeni Kanunun 725. maddesi gereğince tapunun iptali ile adlarına tescilini, olmazsa lehlerine irtifak hakkı kurulmasını istemişlerdir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı ... aleyhine 09.09.2004 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve kal, ...'da davalılar ... vd. Aleyhine 02.09.2004 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, gene ... aleyhine 05.05.2008 gününde verilen dilekçe ile taşkın inşaat nedeniyle tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine davaların birleştirilmesinden sonra yapılan duruşma sonunda; davalılardan Hazine ve Belediye yönünden husumetten reddine, ... yönünden reddine, temliken tescil davalarının reddine, ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi İzmir 5.Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen, tarafları, tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Yargıtay 1.Hukuk Dairesinin 19.04.2010 gün, 2010/3642-4582 sayılı, 8.Hukuk Dairesinin 21.02.2011 gün, 2011/252-849 sayılı, 14.Hukuk Dairesinin 04.05.2011 gün, 2011/3208-6090 sayılı kararlarıyla meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu’nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Taraflar arasındaki uyuşmazlık harici satış ve TMK.nun 722 ve takip eden maddeleri uyarınca bina değerinin arsa değerinden fazla olması ve taşkın inşaat nedeniyle muhik tazminat karşılığı taşınmaz tesciline ilişkin bulunduğuna ve temyiz isteği de taşkın inşaat nedeniyle muhik tazminat karşılığı tescil isteğine ilişkindir. Uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle hükmün temyiz inceleme görevi Yargıtay 14.Hukuk Dairesine aittir....
DELİLLER : Tapu kayıtları, keşif, bilirkişi raporu, fotoğraflar, delil listeleri, sunulan ve toplanan deliller ile tüm dosya kapsamı, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan yıkım ve maddi tazminat istemine ilişkindir. TMK m. 683 deki "Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir” hükmü ile mülkiyet hakkının kanunla toplum yararına kısıtlanabileceği temel ilke olarak kabul edilmiştir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında, mülkiyet hakkının nasıl korunacağı hükme bağlanmış, 730 ve 737. maddeleriyle de taşınmaz malikinin başkalarına zarar vermesinin önlenmesi hedeflenmiştir....
Diğer yandan; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 683. maddesinde; malikin hukuk düzeninin sınırları içerisinde o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, tasarrufta bulunma, yararlanma yetkilerine sahip olduğu, malını haksız olarak elinde bulunduran kişiye karşı her türlü elatmanın önlenmesi davası açabileceği öngörülmüştür. Ayrıca, Türk Medeni Kanununun 724. maddesine dayalı haksız yapılanma sebebiyle temliken tescil isteklerinin müstakil bir davaya konu olması gerektiği halde, taşkın yapı sebebiyle Türk Medeni Kanununun 725. maddesinden kaynaklanan talepler, müstakilen temliken tescil davasına konu yapılabileceği gibi, taşkın inşaatı yapan kişiye karşı açılan elatmanın önlenmesi ve yıkım istekli davalarda savunma yoluyla da ileri sürülebilir. Taşkın yapıyla ilgili davaların kabul edilebilmesi Türk Medeni Kanununun 725. maddesi hükmünde öngörülen koşulların gerçekleşmesine bağlıdır....