Dava ihtiyati haciz kararının uygulamasından kaynaklı tazminat davasıdır. Dosya kapsamındaki teknik mali raporlardan ihtiyati haciz kararı tarihi itibariyle davacının borçlu olduğu sabit olduğundan mahkemeler tarafından verilen ihtiyati haciz kararının davacı tarafından uygulanmasında hukuka aykırılık yoktur. Davacının taşkın haciz ve diğer iddiaları ise takip hukuku çerçevesinde icra tetkik merciinden talep edilebilecek hususlar olduğundan bu yönde alınmış ve kesinleşmiş bir mahkeme kararı da ibraz edilmediğinden ispatlanamayan maddi tazminat davasının ve ihtiyati haciz kararının uygulanmasında davalının bir kusurunun bulunmadığı kanaatine varılmakla manevi tazminat davasının ayrı ayrı reddine ..." karar verilmiştir. Verilen karara karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur....
DAVA Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesi ile süresinde verdiği cevaba cevap ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; davalı kadının; müvekkilinin annesiyle kalmayı kabul ettiğini, ancak daha sonra sıkıntılar çıkardığını, kıskanç olduğunu, müvekkiline karşı hakaret ve küfürler ettiğini, kayınvalidesine hiçbir zaman saygı göstermediğini, sürekli yalan söylediğini, tarafların anlaşamadıklarını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına, müvekkili lehine 50.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava emiştir. II....
G E R E K Ç E: Uyuşmazlık, trafik kazası nedeniyle asıl dava bakımından maddi ve manevi, karşı dava bakımından manevi tazminat davası ile birlikte istenen davacı/karşı davalı bakımından verilen ihtiyati haciz kararının itirazen kaldırılması, davalı/karşı davacı bakımından ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesinden kaynaklanmaktadır. 6100 Sayılı HMK’nun 355. maddesi uyarınca inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re'sen gözetilir; aynı Kanunun 357. maddesine göre de İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemeyeceği ve istinafta yeni delillere dayanılamayacağına ilişkin maddeleri çerçevesinde inceleme yapılmıştır....
Manevi tazminat kişinin kişilik haklarının ihlali, bu kapsamda huzur, güvenlik, sağlık ve benzeri haklarının saldırıya uğraması halinde miktarının, kapsamının ve koşullarının hakimin takdirine bağlı olarak belirlendiği bir tazminat türü olup, tazminat yükümlüsünün tutum ve davranışları olayın özelliği, kusurun varlığı, niteliği, ekonomik, sosyal çevre ve benzeri pek çok subjektif etkene göre belirlenen bir tazminat türü olup, maddi tazminat gibi miktarı objektif koşullara göre belirlenecek bir tazminat türü değildir. Bu nedenlerle alacağın muaccel olması yanında, ihtiyati hacze esas belirli bir miktar olması koşulu sağlanamamaktadır. Açıklanan nedenlerle, ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nın 353/1- b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
soruşturma dosyasında kusur raporu alındığını, iş bu rapordan müvekkilinin iş bu dava ile haberi ve bilgisi olduğunu, rapora itiraz ettiklerini, kazanın meydana geldiği işyerinde taşeron işçilerinin çalıştığını ve olayda asıl kusurun taşeron işverende olduğunu, davaya dahil edilmesinin talep edileceğini, kazanın meydana gelmesinde müvekkiline atfedilebilecek kusur bulunmadığını, kusur durumuna ilişkin Mahkemece ayrıca keşif ve bilirkişi raporu aldırılması gerektiğini, -Davacıların 650.000,00 TL manevi tazminat talebiyle ilgili ihtiyati haciz kararı verilmesinin haksız ve yersiz olduğunu, kusur durumu netleşmeden davacıların maddi zararları tespit edilmeden en azından bilirkişi raporu aldırılmadan ihtiyati haciz kararı verilmesinin yerinde olmadığını, bilirkişi raporuyla tespit edilen maddi zarara ilişkin ihtiyati haciz kararı verilebilse de belirsiz olan manevi tazminat talebi ile ilgili ihtiyati haciz kararı verilmesinin yerinde olmadığını, tedbir mahiyetindeki ihtiyati haczin kaldırılması...
Mahkemece tanık beyanlarına itibar edilmeden hakaret nedeniyle manevi tazminat istemi yönünden de davanın tümden reddi doğru değildir. Karar bu nedenle de bozulmaldır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda (2 ave b) sayılı bentte gösterilen nedenlerle davacı-karşı davalı yararına BOZULMASINA, davacı-karşı davalı ve davalı-karşı davacının birleşen davaya yönelik temyiz itirazlarının ilk bentteki nedenlerle reddine ve temyiz eden davacı-karşı davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 05/03/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
maddi ve manevi tazminat yönünden davacılar vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine lişkin kararı doğru görülmemiştir....
, davada talep edilen tazminat haklarının karşılıksız kalmaması sebebiyle, kat irtifaklı kooperatif hisseli 3 adet taşınmazı ile iki adet hisseli taşınmazları üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Tüm bu nedenlerle, karşı taraf ... Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK'nun 353/1. fıkrası (b-2) bendi gereğince kabulüne, ilk derece mahkemesinin sigorta şirketi yönünden ihtiyati haciz talebinin kabulüne dair 27/07/2023 tarihli kararına karşı yapılan itirazın reddine dair 04/08/2023 tarihli ek kararının kaldırılmasına, kabul edilen istinaf nedenleri yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesi suretiyle; borçlu ... Sigorta A.Ş. vekilinin ihtiyati haciz kararına karşı yaptığı itirazın kabulüyle 27/07/2023 tarihli kararla ... Sigorta A.Ş. hakkında verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına, ihtiyati haciz talep eden alacaklı vekilinin ... Sigorta A.Ş. hakkında talep ettiği ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Karşı taraf ......
Şti.’ne 16.09.2010 tarihinde tebliğ edildiği, 89/1 haciz ihbarnamelerinin ise henüz takipler kesinleşmeden 21.09.2010 tarihinde üçüncü kişiye tebliğ edildiğinin anlaşıldığı, bu haliyle yapılan icra takiplerinin birinci haciz ihbarnamelerinin tebliğ tarihlerinde kesinleşmediği anlaşılmakla, gönderilen birinci haciz ihbarnamelerine 27.09.2010 tarihinde verilen cevapların gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçunu oluşturmayacağı, gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçu ile birlikte İİK'nın 89/4. maddesi uyarınca talep edilen tazminat isteminin haksız fiile dayalı bir tazminat olduğu, gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçunun oluşmaması durumunda, ortada bir haksız fiil bulunmadığından, tazminat istemlerinin de reddi gerektiğinden, asıl ve birleşen dosyalarda yazılı şekilde tazminatın kabulüne dair hüküm kurulmuş olması bozmayı gerektirmiştir. IV....