Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

a karşı açtığı manevi tazminat davası yönünden, İİK'nin 257/1'inci maddesi kapsamında ihtiyati haciz kararı verilmesi gerekirken, talebin reddedilmesi doğru görülmemiştir. Bununla birlikte hemen belirtmek gerekirki, manevi tazminat miktarının takdirinin hâkime ait olduğu, hâkimin yargılama sonunda hak ve nesafete uygun karar vereceği, böylece bu aşamada talep edilen miktarın tamamı yönünden ihtiyati haciz kararı verilmesinin doğru olmayacağı değerlendirilerek, mahkemece uygun görülecek miktar yönünden, yine aynı Kanunun 259'uncu maddesi uyarınca takdir edilecek teminat mukabilinde ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiği düşünülmüş, bu itibarla davacılar vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin ara kararına yönelik istinaf başvurusunun kabulüyle HMK'nin 353/1-a/6'ncı maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir....

    Manevi tazminat miktarının belirli hale gelmesi yargılamayı gerektirir olması nedeniyle, manevi tazminat yönünden ihtiyati haciz taleplerinin REDDİNE, dair karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; tazminat taleplerinin haksız eylemden kaynaklandığını, haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale geldiğini, bu durumun mahkemece de kabul edildiğini ve maddi tazminat yönünden ihtiyati haczin kabul edildiğini, buna karşılık manevi tazminat talebi yönünden ihtiyati haciz talebinin reddedilmesinin yerinde olmadığını, yerel mahkeme ara kararının manevi tazminat talebine yönelik reddedilen kısımları yönünden usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı tarafça istinaf başvuru dilekçesine karşı cevap dilekçesi sunulmamıştır....

    Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/1232 Esas sayılı dosyasında, Mustafa Çağlayan ve T3 katılan sanık sıfatıyla tehdit, hakaret, basit yaralama suçlarından yargılamasının yapıldığı, davacı Emel'in bu dosya kapsamında yapmış olduğu tanıklık nedeniyle davalının yalan tanıklık suçundan Cumhuriyet Başsavcılığına yalan tanıklıktan suç duyurusunda bulunulduğu, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/45764 soruşturma sayılı dosyasından yalan tanıklık suçundan soruşturma yapılıp 15.04.2016 tarih ve 2016/35426 karar sayılı kararı ile T1 hakkında yalan tanıklık suçunun unsurlarının oluşmadığından bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğinin anlaşıldığı, olayda, davalının haklı olduğuna inandığı konuda yasal şikayet hakkını kullandığı, şikayet dilekçelerindeki ifadelerin davacının kişilik haklarını ihlal eder nitelikte olmadığı, davalının şikayetinin anayasada düzenlenen hak arama özgürlüğü kapsamında yapılmış davalı açısından olmasa da kendisi açısından emareye dayalı şikayet olduğu, yalan...

    İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; talep eden karşı tarafın ihtiyati haciz şartlarının oluştuğunu ispatlayamadığını, ihtiyati haciz kararını kabul etmediklerini belirttiklerini mahkemenin aksi kanaate varacak olursa ihtiyati haciz kararının teminatsız verilmesinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu belirterek, müvekkili hakkında verilen 07/04/2022 tarihli ihtiyati haciz kararı ve 21/04/2022 tarihli ihtiyati haciz kararının kaldırılması taleplerinin reddi kararına karşı istinaf başvurularının kabulü ile ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: Somut olaydaki uyuşmazlık, İcra ve İflas Kanunu'nun 257. ve devamı maddeleri gereğince ihtiyati haciz kararı verilmesi şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır....

    Mahkemece;davaya konu olan aracın davalı firma tarafından davacıya 29.457,00.TL bedel karşılığında satıldığı ve bedelin tamamının nakden ve peşinen alındığının incelenen kati satış sözleşmesi ile sabit olduğu, aracın davalı tarafça davacıya satışından önce bir takım belgelerde sahte düzenlemeler yapılmak suretiyle satışlarının gerçekleştiği ve satıştan sonra araç üzerine haciz konulduğu, satıcı malın ayıbını bilmese dahi ayıba karşı sorumlu olduğu,davalı şirketin davacıya sattığı aracın bir suça konu olup üzerinde haciz işlemleri tatbik edildiğinden davalı şirket alıcısına karşı satış bedelini ödemesi gerektiği gerekçesiyle maddi tazminat yönünden davanın kabulü, manevi tazminat talebinin koşulları oluşmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiş hüküm davalı veklilince temyiz edilmiştir....

      Hukuk Dairesi’nin 20/04/2009 tarih, 2009/701 Esas ve 2009/8464 Karar sayılı ilamında ise özetle üçüncü kişiye gönderilen haciz müzekkeresine karşı rehin hakkının ileri sürmesi halinde bunun istihkak iddiası niteliğinde olacağı ve İİK’nun 99. maddesindeki prosedürün izlenmesi gerektiğinin belirtildiği, somut uyuşmazlıkta davalıya haciz ihbarnamesi tebliğ edildiği gözetilmeyip İİK’nun 99. maddesindeki istihkak prosedürü işletilmediğinden atılı suçun ve tazminat unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle sanıkların beraatine ve tazminat talebinin reddine karar verilmesi hükümler sonuç itibarıyla doğru olduğundan bozma nedeni yapılmamıştır. Eylemlere, yükletilen suçlara ve tazminat talebinin reddi kararlarına yönelik şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden tebliğnameye aykırı olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA 17/12/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

        Hukuk Dairesi’nin 20/04/2009 tarih, 2009/701 Esas ve 2009/8464 Karar sayılı ilamında ise özetle üçüncü kişiye gönderilen haciz müzekkeresine karşı rehin hakkının ileri sürmesi halinde bunun istihkak iddiası niteliğinde olacağı ve İİK’nun 99. maddesindeki prosedürün izlenmesi gerektiğinin belirtildiği, somut uyuşmazlıkta davalıya haciz ihbarnamesi tebliğ edildiği gözetilmeyip İİK’nun 99. maddesindeki istihkak prosedürü işletilmediğinden atılı suçun ve tazminat unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle sanıkların beraatine ve tazminat talebinin reddine karar verilmesi hükümler sonuç itibarıyla doğru olduğundan bozma nedeni yapılmamıştır. Eylemlere, yükletilen suçlara ve tazminat talebinin reddi kararlarına yönelik şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden tebliğnameye aykırı olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA 17/12/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

          Hukuk Dairesi’nin 20/04/2009 tarih, 2009/701 Esas ve 2009/8464 Karar sayılı ilamında ise özetle üçüncü kişiye gönderilen haciz müzekkeresine karşı rehin hakkının ileri sürmesi halinde bunun istihkak iddiası niteliğinde olacağı ve İİK’nun 99. maddesindeki prosedürün izlenmesi gerektiğinin belirtildiği, somut uyuşmazlıkta davalıya haciz ihbarnamesi tebliğ edildiği gözetilmeyip İİK’nun 99. maddesindeki istihkak prosedürü işletilmediğinden atılı suçun ve tazminat unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle sanıkların beraatine ve tazminat talebinin reddine karar verilmesi hükümler sonuç itibarıyla doğru olduğundan bozma nedeni yapılmamıştır. Eylemlere, yükletilen suçlara ve tazminat talebinin reddi kararlarına yönelik şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden tebliğnameye aykırı olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA 17/12/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

            Hukuk Dairesi’nin 20/04/2009 tarih, 2009/701 Esas ve 2009/8464 Karar sayılı ilamında ise özetle üçüncü kişiye gönderilen haciz müzekkeresine karşı rehin hakkının ileri sürmesi halinde bunun istihkak iddiası niteliğinde olacağı ve İİK’nun 99. maddesindeki prosedürün izlenmesi gerektiğinin belirtildiği, somut uyuşmazlıkta davalıya haciz ihbarnamesi tebliğ edildiği gözetilmeyip İİK’nun 99. maddesindeki istihkak prosedürü işletilmediğinden atılı suçun ve tazminat unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle sanıkların beraatine ve tazminat talebinin reddine karar verilmesi hükümler sonuç itibarıyla doğru olduğundan bozma nedeni yapılmamıştır. Eylemlere, yükletilen suçlara ve tazminat talebinin reddi kararlarına yönelik şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden tebliğnameye aykırı olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA 17/12/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

              Hukuk Dairesi’nin 20/04/2009 tarih, 2009/701 Esas ve 2009/8464 Karar sayılı ilamında ise özetle üçüncü kişiye gönderilen haciz müzekkeresine karşı rehin hakkının ileri sürmesi halinde bunun istihkak iddiası niteliğinde olacağı ve İİK’nun 99. maddesindeki prosedürün izlenmesi gerektiğinin belirtildiği, somut uyuşmazlıkta davalıya haciz ihbarnamesi tebliğ edildiği gözetilmeyip İİK’nun 99. maddesindeki istihkak prosedürü işletilmediğinden atılı suçun ve tazminat unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle sanıkların beraatine ve tazminat talebinin reddine karar verilmesi hükümler sonuç itibarıyla doğru olduğundan bozma nedeni yapılmamıştır. Eylemlere, yükletilen suçlara ve tazminat talebinin reddi kararlarına yönelik şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden tebliğnameye aykırı olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA 17/12/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

                UYAP Entegrasyonu