a 2.3.2004 ve 28.2.2005 tarihlerinde hazırlanan 89/1 haciz ihbarlarında ... 27.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/637 ve 949 K.sayılı ilamından kaynaklanan ve borçluya ödenmesi gereken tutarın haczine karar verildiği bildirilmiş, üçüncü kişi tarafından süresinde verilen itiraz dilekçesiyle "sözkonusu ilamın henüz kesinleşmediği ve henüz bir borç bulunmadığı" gerekçeleriyle itiraz edildiği görülmüştür. 4.4.2006 tarihinde hazırlanan 89/1 haciz ihbarında ise "borçlunun doğmuş ve doğacak hak ve alacaklarının haczi" istenmiş, üçüncü kişi tarafından yine itirazda bulunulmuştur. Alacaklı tarafından mahkemeye yapılan başvuruda borçlunun, üçüncü kişide bulunan alacağı için açılan alacak davasının kesinleştiği, alacağın muaccel hale geldiği, haciz ihbarına itirazın yerinde olmadığı belirtilerek İİK.nun 89/4 maddesi mucibince üçüncü kişinin tazminata mahkum edilmesi istenmiştir....
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: Somut olayda, şikayet hakkının sınırlarının aşılıp aşılmadığı, şikayeti haklı kılacak emare bulunup bulunmadığı, bir kısım davalıların yalan tanıklık yaparak davacının kişilik haklarına haksız saldırıda bulunup bulunmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. DELİLLERİN TARTIŞILMASI, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, haksız şikayet ve yalan tanıklık nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, davanın reddine karar verilmiş olup davacı vekili tarafından yukarıda yazılı sebeplerle istinaf isteminde bulunulmuştur. Dairemizce, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen gözetilerek inceleme yapılmıştır....
; sanık ...’e atılı resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunun oluşmayacağı bu nedenle beraat kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, mahkumiyet hükmü kurulması, Bozmayı gerektirmiş, sanık ...'...
Davalı vekili ilk derece mahkemesine vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; öncelikle mahkemenin görevsiz olması sebebiyle görevsizlik kararı verilmesine, mahkemenin yetkisine vaki itirazımız sebebiyle yetkisizlik kararı verilmesine, davanın müvekkili yönünden dava şartı arabuluculuk gerçekleştirilmemiş olduğundan reddine, davanın anadolu anonim türk sigorta şirketi'ne ihbarına, kusurlu bulunması ihtimaline binaen davanın sağlık bakanlığına ihbarına, mahkemece esasa girilmesi halinde, müvekkili yönünden davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda;Tüketici mahkemelerinde görülen davalarda zorunlu arabuluculuğa ait yasal düzenlemede davaların konusu hakkında bir ayrım yapılmamıştır....
Takip dosyasının incelenmesinde; davalı alacaklı tarafından borçlu Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi hakkında başlatılan ilamsız icra takibinde 3.kişi T1na gönderilen birinci haciz ihbarnamesinin 19.11.2020 tarihinde tebliğ edildiği, şikayetçi 3.kişi tarafından yasal süresi içerisinde 20.11.2020 tarihinde haciz ihbarnamesine karşı beyanda bulunularak İİK.nın 82.maddesi uyarınca kamu mallarının haczedilemeyeceğinin bildirildiği anlaşılmıştır. İİK'nın 89. maddesi uyarınca borçlunun üçüncü kişilerdeki alacağını haczeden icra dairesince üçüncü kişiye bir haciz ihbarnamesi gönderilir. Borçlunun üçüncü kişideki parası, birinci haciz ihbarnamesinin üçüncü kişiye tebliğ edildiği tarihte haczedilmiş sayılır. Üçüncü kişi, birinci haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren 7 gün içinde itiraz etmez ise, borç üçüncü kişinin zimmetinde sayılır....
Daha önce avukatlık yapan; ancak hakkında yürütülen bir disiplin soruşturması neticesinde, Çorum Barosu Disiplin Kurulu tarafından meslekten çıkarılmasına ve işten yasaklanmasına karar verilen sanığın, borçları nedeniyle icra takibine maruz kalan ve bu nedenle mallarına haciz konulan katılanlar ile tanışarak kendisinin avukat olduğuna dair yalan söyledikten sonra kendilerine yönelik gerçekleşen haciz işlemini sözde kaldıracağı vaadinde bulunup, muhtelif zamanlarda birden fazla kez katılanlardan para almak suretiyle haksız menfaat temin ettiğinin iddia edildiği olayda; Oluşa, sanığın savunmalarına, katılanların beyanlarına ve tüm dosya kapsamına göre; sanığın, bu şekilde gerçekleştirdiği sabit görülen eyleminin dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna yönelik mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir....
Ağır Ceza Mahkemesi'nde (Esas No:2013/449 Karar No:2014/252) atılan iftira, hakaret ve yalan beyanlarla yargılandığını ve yapılan tüm yargılamaların beraatine sonuçlandığını, 2008 yılından başlayıp 2014 yılı sonlarına kadar 6 yıldan fazla süren davalar sürecinde, yöneltilen suçlama ve iftiralar neticesinde, ortağı bulunduğu kooperatifin 400 kişiyi aşkın tüm üyeleri nezdinde, hukuksuz bir şekilde yapılan yazılı, sözlü ve görsel beyanlarla çok aşağılandığını, çok hakarete maruz kaldığını, onuru ve şerefiyle oynandığını davalar sürecinde tarifi imkansız sıkıntılar ve üzüntüler yaşadığını, davalıların müştereken ve müteselsilen 50.000TL manevi tazminat fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 1.000TL maddi tazminat ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki, sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. (4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur. (5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır" şeklindeki düzenleme göz önüne alındığında, defterlerin tasdiksiz olma durumunda sahibi aleyhine delil olacaktır. Buna göre, alacaklının tazminat talebi İİK.nin 89/4. maddesinden kaynaklanmakta olup, mahkemece yapılacak iş; tazminat talebine konu haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi itibariyle, haciz ihbarnamesine itiraz eden 3. şahsın takip borçlusuna muaccel hale gelmiş, kesin bir borcunun bulunup bulunmadığını tespitten ibarettir....
istemiyle açılan davadada, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddine ilişkin ara kararına karşı istinaf başvurusudur....
İhtiyati haciz kararı verildiği, borç miktarı kadarının ihtiyati haciz ile bloke edilmesi.." yazıldığı, banka tarafından yazılan yazıda talep edilen yazıya göre cevap verildiği, tüm hesaplarına haciz konulması talep edilmediği, banka tarafından yazıda bulunmayan hesap hakkında bilgi vermesi veya haciz blokesi konulması 5411 sayılı Bankacılık Kanununa açıkça aykırılık teşkil edeceği gibi istenmeyen hususlarda işlemler yapılması cezai ve hukuki sorumluluğa sebep olacağı, banka personeli hakkında verilen mahkumiyet kararının (HAGB mahiyetinde olduğu ) Yargıtay denetiminden geçmediği ve gerekçede bankada yazı cevabı tartışılmadığından bağlayıcı kabul edilmediği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı mirasçıları vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B. İstinaf Sebepleri 1....