"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılık, adli soruşturmada memura yalan beyanda bulunmak HÜKÜM : İlamda ceza süresi yönünden herhangi bir değişiklik yapılmasına yer olmadığına Hükümlü hakkında daha önce dolandırıcılık ve adli soruşturmada memura yalan beyanda bulunma suçlarından verilen mahkumiyet hükmünün, 765 sayılı TCK'nın sanığın lehine olduğu gerekçesiyle ilamda ceza süresi yönünden herhangi bir değişiklik yapılmasına yer olmadığına ilişkin karar, hükümlü tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü, Hakkında verilen hükümler kesinleşen hükümlü hakkında, uyarlama yargılaması sonucunda verilen kararlara karşı 5275 sayılı Kanun'un 101/3. maddesi uyarınca itiraz kanun yoluna başvurulabileceği ve bu tür kararların temyizinin mümkün olmadığı dikkate alınarak, CMK'nın 264. maddesine göre de kanun yolunun ve merciinin belirlenmesinde yanılma, başvuranın hakkını ortadan kaldırmayacağından, hükümlünün dilekçesinin itiraz niteliğinde...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık, memura kimliği hakkında yalan beyanda bulunmak HÜKÜM : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Sanıkların suç tarihinde kimliği belirlenemeyen üç kişi ile birlikte yakınana ait inşaat halindeki binada kullanılan iskele demirlerini alarak araçlarına yüklemek suretiyle gerçekleştirdikleri eylemin, 765 sayılı TCK.nın 491/2-son maddesine uyan hırsızlık suçunu oluşturması karşısında, yazılı şekilde uygulama yapılması, karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış, sanıklar hakkında memura yalan beyanda bulunma suçundan kurulan hükümde, 5237 sayılı TCK.nın 53. maddesi uygulanmamışsa da, hükümlülüğün yasal sonucu olarak infaz aşamasında ve re’sen gözetilmesi olanaklı görülmüştür. Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre sanık ... müdafii ile ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Çocuk Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık, resmi belgenin düzenlenmeside yalan beyanda bulunmak HÜKÜM : Mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü; 1- Suça sürüklenen çocuk hakkında, resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçundan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde; Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçundan hükmolunan cezanın miktar ve türüne göre hükmün; 14/04/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6217 Sayılı Kanunun 26. maddesi ile 5320 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanuna eklenen geçici 2. maddede, Bölge Adliye Mahkemeleri faaliyete geçinceye kadar hapis cezasından verilenler hariç olmak üzere sonuç olarak belirlenen üç bin Türk Lirası dahil adli para cezasına ilişkin mahkumiyet hükümlerine karşı temyiz yasa yoluna başvurulamayacağı öngörülmekle, hüküm tarihine göre temyizi mümkün olmadığından, suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz isteminin 1412 Sayılı Kanunun...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık, yalan beyanda bulunma HÜKÜM : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Tekerrüre esas hükümlülüğü bulunan sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nın 58. maddesinin uygulanmaması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma, nitelikli dolandırıcılık HÜKÜM : Beraat Sanık hakkında resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından verilen beraat hükümleri katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; 1-Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik incelemede, Suç tarihinde 15-18 yaş grubunda olan suça sürüklenen çocuğun, üzerine atılı resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunun gerektirdiği cezanın miktar ve nevi itibariyle, TCK'nın 66/1-e ve 66/2. maddelerine göre hesaplanan 5 yıl 4 aylık dava zamanaşımının, suça sürüklenen çocuğun sorgusunun yapıldığı 16/05/2014 tarihinden inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşıldığından; 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA; ancak...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Kişi hüviyet veya sıfatına ilişkin yalan beyanda bulunma, nüfus cüzdanında sahtecilik HÜKÜM : Yalan beyanda bulunma suçundan; 765 sayılı TCK'nun 343/2. maddesi uyarınca 2 yıl hapis cezası, Nüfus cüzdanında sahtecilik suçundan; 765 sayılı TCK'nun 350/2. maddesi uyarınca 3 yıl hapis cezası, TCK'nun 71. maddesi uyarınca 5 yıl hapis cezası, 95/2, 40. maddeleri 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5349 sayılı Kanunla değişik 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; sanığa yüklenen “memura kimliği hakkında yalan beyanda bulunmak ve nüfus cüzdanında sahtecilik ” suçlarının yasada gerektirdiği cezalarının türleri ve üst sınırları itibariyle tabi oldukları, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve sanık lehine olan 765 sayılı TCK’nun 102/4. maddesinde öngörülen asli dava zamanaşımının kesici son işlem olan 02.03.2006 mahkumiyet karar tarihinden temyiz inceleme...
Tanyer hakkında yapılan bildirimin sanığın yaşlılık aylığının yükseltilmesi maksadıyla yapıldığı, sanığın bu iş yerinde hiç çalışmadığı halde yüksek ücretle çalışmış gibi gösterildiği iddia edilen olayda, sanıkların aşamalarda değişmeyen ifadelerinde, suçlamaları kabul etmedikleri, tanıkların sanık ...’nin söz konusu iş yerinde çalıştığına ilişkin beyanları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; 20/01/2009 tarihli iddianameyle "resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma" suçundan dava açıldığı, mahkemece de bu suçtan hüküm kurulduğu, resmi belgede yalan beyanda bulunma suçu ile nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçları birbirinden bağımsız suçlar olup, birinin diğerine dönüşmeyeceği dikkate alındığında; tebliğnamedeki bozma isteyen düşünceye iştirak edilmeyerek yapılan inceleme sonucu; Sanıkların üzerine atılı resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunmak suçunu işlediğine yönelik mahkumiyete yeter, her türlü şüpheden uzak kesin delil...
in, "resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma"; sanıklar ... ve ...'in, mağdur ...'a karşı "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçları yönünden kurulan mahkumiyet hükümleri hakkında görüş bildirilmediği anlaşılmakla, belirtilen suçlarla ilgili mahkumiyet hükümleri yönünden ek tebliğname düzenlenmesi için dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 05.04.2011 gününde oybirliği ile karar verildi. 05.04.2011 gününde verilen işbu karar Yargıtay Cumhuriyet Savcısı ... 'ın huzurunda ve duruşmada savunmasını yapmış bulunan sanıklar ..., ... ve ... müdafii Avukatlar ...’ın yokluğunda, ...'ın yüzüne karşı 07.04.2011 gününde usulen ve açık olarak anlatıldı....
Sulh Ceza Mahkemesi TARİHİ : 22/03/2012 NUMARASI : 2010/2003 (E) ve 2012/532 (K) SUÇ : Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan Sanık hakkında ödeme emrine ilişkin tebligatı almamak amacıyla kızını evde olmadığına dair yalan beyanda bulunmasına azmettirdiği iddiası ile yalan beyanda bulunma suçundan açılan davada, suçtan doğrudan zarar görmeyen takip alacaklısının katılma hakkı bulunmadığı, kamu davasına katılmasına dair verilen kararın hukuken gerçersiz olduğu anlaşıldığından şikayetçinin vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 317. maddesi uyarınca REDDİNE, 16.12.2015 gününde oybirliği ile karar verildi....
in kullandığı araçların çarpışması şeklinde gerçekleşen olayın ardından alınan taraf beyanları doğrultusunda; sanık ... hakkında suç üstlenmeye azmettirme ve taksirle yaralama, sanık ... hakkında resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma, Sanık ... hakkında suç üstlenme ve sanık ... hakkında resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçundan iddianame tanzim edilerek dava açıldığı, yürütülen kovuşturma neticesinde ise tüm sanık ve katılan sanığın tespit edilen deliller doğrultusunda beraatine karar verildiği olaya ilişkin; Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suçlar açısından katılan sanık ... ve sanıklar ... ile ... hakkında yüklenen suçların katılan sanık ve sanıklar tarafından işlendiğinin sabit olmadığı, sanık ... hakkında ise atılı suç bakımından sanığın suç işleme kastının bulunmadığı, gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, mahalli Cumhuriyet savcısının atılı suçların sanıklar tarafından işlenmiş olduğuna ilişkin temyiz itirazlarının...