den alacaklı olan ... tarafından İİK 89 uncu maddesi uyarınca gönderilen haciz ihbarnamesine karşı davacının 30.06.2014 tarihinde bildirdiği 20.624,00 TL borçlu olduğuna dair beyanı açıklamada yanılma iddiasına dayalı bir dava olduğu, davacı taraf kendisine gönderilen haciz ihbarına süresi içinde takip borçlusuna borçlu olduğunu bildirdiği, Bozma ilamında da belirtildiği üzere 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 31 inci maddesinde açıklamada yanılma şartları, 6098 sayılı Kanun'un 33 üncü maddesinde iletmede yanılma hususları düzenlenmiş olup davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü sebeple yasanın öngördüğü şartları taşımadığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. IV. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B....
Faktoring isimli firma tarafından yapılan haciz esnasında, avukat ...'un haciz mahallinde bulunmadığını belirttiğini ancak, firma ismini daha sonra yanlış söylediğini farkettiğini, aslında avukatın Zeki Savlı isimli alacaklının yaptığı haciz esnasında hazır bulunmadığını, dosyaları karıştırdığını, her iki tarafta da avukat isimlerinin Turgay olması nedeniyle bu karışıklığın olduğunu, olay üzerinden çok zaman geçtiği için dosyaları karıştırdığını, şirket aleyhine olan davalara katılan avukatın girip girmediğini bilmediğini, ancak firmanın diğer avukatının buna ilişkin beyanda bulunması üzerine durumu öğrendiğini ve bu şekilde beyanda bulunduğunu belirtmiştir. IV....
Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenenlenen 18.02.2010 tarih ve 2010/124 Esas sayılı iddianemede, sanık tarafından borcuna karşılık olarak katılana verilen 14.11.2007 tarihli senette sanığın "..." olan soyismini bilerek "..." olarak yazdığına yönelik açıklamanın sahtecilik suçunu oluşturduğuna dair bir davanın bulunduğunu göstermeyeceği, anılan iddinamede sanığın yapılan haciz işlemi sırasında icra memurlarına yalan beyanda bulunduğu iddiasının bulunduğu, nitekim sevk maddesinin de bu şekilde gösterilerek davanın "resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma" suçuyla sınırlandırıldığı anlaşıldığından, tebliğnamede bu yönde bozma isteyen görüşe iştirak edilmemiş, sanığın borcuna karışılık verdiği senette soyismini yanlış yazması hususuna ilişkin olarak da resmi belgede sahtecilik suçundan mahallinde zamaaşımı süresi içerisinde gereğinin takdir ve ifası mümkün görülmüştür. 1-5237 sayılı TCK.nun 206. maddesinde düzenlenen "resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan” suçunun oluşumu...
. - K A R A R - Davacı vekili, davalı şirketin dava dışı 3.kişiler aleyhine başlattığı 2008/20447 esas sayılı icra takibi dosyasından müvekkiline önce birinci haciz ihbarnamesi gönderdiğini, buna süresi içinde cevap verilmesine rağmen bu kez ikinci haciz ihbarının tebliğ olunduğunu ve cevap verildiğini, ancak davalının cevap verilmiş olmasına rağmen üçüncü haciz ihbarı gönderdiğini iddia ederek, takip borçlularına, borçlu olmadıklarının tespitini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili savunmasında, icra dosyasında davacının 1. ve 2.haciz ihbarına yönelik bir cevap bulunmadığı için 3.haciz ihbarının yasal bir hakkının kullanımı olarak davacıya gönderildiğini beyan ederek davanın reddini istemiştir....
Somut olayda, bankalara 89/1 haciz ihbarnamesi gönderildiği, bankalar tarafından yasal süresi içerisinde ayrıntılı olarak verilen cevapta, şube nezdinde bulunan, borçlu/borçlulara ait bir kısım hesaplar üzerine kendilerinin rehin, hapis ve takas mahsup haklarından sonra gelmek kaydı ile haciz şerhinin işlendiği ve yine bir kısım hesaplar üzerinde başkaca hacizler bulunduğu, bu hacizlerden sonra gelmek üzere haczin işlendiğinin bildirildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, şikayetçi bankanın 89. madde uyarınca gönderilen birinci haciz ihbarnamesine karşı, takip borçlusunun kendisinden olan alacağı üzerinde rehin hakkı bulunduğuna dair beyanı, haciz ihbarına yapılan itiraz niteliğinde olmakla, icra müdürlüğünce, borçlu hesabında haczedilen paranın icra dosyasına gönderilmesi için üçüncü kişiye müzekkere yazılması yasaya aykırıdır....
Şahıs şirkete 89/1 ihbarnamesi gönderildiğini, davalı şirket tarafından 23/06/2016 tarihinde 89/1 ihbarına itiraz edildiğini, davalı şirketin 89/1 ihbarına yaptığı itirazın gerçeği yansıtmadığını, takip borçlusu şirketin 89/1 ihbarı tarihinde davalı 3. Şahıs şirketten 183.000,00 TL civarında alacaklı olduğunu, ancak davalı şirket tarafından haciz ihbarnamesi gönderildikten sonra haciz ihbarnamesinin tebliğ alındığı tarihten önceki bir tarihe 03/06/2016 tarihine geriye dönük olarak e-fatura düzenlendiğini, 03/06/2016 tarihli TRH09 nolu faturanın vinç hizmetlerine istinaden kesin hak ediş bedeline mahsuben düzenlendiğini, borçlu şirket tarafından bu faturaya Karşıyaka 5....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ: Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı ... tarafından tazminat ve nafaka, Hazine vekili tarafından ise tamamı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece, 26.6.2009 tarihli oturum da davanın Cumhuriyet Başsavcılığına ihbarına karar verildiği ve 30.6.2009 tarihînde müzekkere yazıldığı, 3.11.2009 tarihli oturumda ise Hazineye ihbarına karar verildiği ve 11.11.2009 tarihinde bu hususta müzekkere yazıldığı ancak her iki müzekkerenin de tebliğine ilişkin belgenin dosyada bulunmadığı anlaşılmıştır. İhbar yazıları Hazineye ve Cumhuriyet Başsavcılığına tebliğ edilmiş ise buna ilişkin belgelerin eklenerek gönderilmek üzere dosyanın mahkemesine İADESİNE oybirliğiyle karar verildi. 03.12.2012 (Pzt.)...
cevap vermemesi üzerine 89/2 haciz ihbarnamesi gönderildiğini, davalının da bunun üzerine 89/1. haciz ihbarnamesine karşı takip borçlusuna hiçbir borcu olmadığından itiraz ettiğini, yalan beyanda bulunduğunu ileri sürerek davalının haksız eylemi nedeniyle adli yardım talebinin kabulü ile 180.658,27 TL tazminatın haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir....
ye çıkarılan 89/1 haciz ihbarnamesinde... Holding A.Ş.'nin yanında sehven takipte borçlu olarak yer almayan... Güvenlik Hizmetleri..Ltd.Şti.'nin de borçlu olarak gösterildiği, kendisine haciz ihbarnamesi gönderilen şirket vekilince 89/1 ihbarına ilişkin olmak üzere icra müdürlüğüne verilen 31.07.2013 tarihli cevapta “borçlunun müvekkili ile sürekli sözleşme ilişkisi içerisinde bulunduğunu, borçlu ile akdedilen sözleşmeden doğan alacakların dosyaya ödeneceği”nin bildirildiği görülmüştür. İcra müdürlüğünce üçüncü kişi şirkete çıkarılan 89/2 haciz ihbarnamesinde borçlu olarak... Holding A.Ş.'nin gösterilmesi üzerine üçüncü kişi şirket vekilince müvekkilinin... Holding A.Ş. ile bir sözleşme ilişkisi bulunmadığı,... Güvenlik Hizmetleri..Ltd.Şti. ile sözleşme ilişkisi içinde bulunduğunu belirterek 21.11.2013 tarihinde 89/2 ihbarına itiraz ettiği, ayrıca şikayete konu bedeli icra dosyasına yatırdığı anlaşılmıştır....
Tetkik mercii, tazminat hakkındaki davayı genel hükümlere göre halleder” şeklindeki düzenleme karşısında, haciz ihbarnamesine verilen cevabın gerçeğe aykırı olduğu iddiası nedeniyle üçüncü kişinin cezalandırılması isteği, cezanın kişiselliği prensibi de dikkate alınmak suretiyle ayrı bir yargılama usulüne göre tazminat istemi yönünden davanın genel hükümlere göre çözümlenmesi gerektiği cihetle, şikayetçinin/davacının gelmemesi halinde HMK hükümleri uyarınca işlem yapılarak sonucuna göre hukuki durumun takdiri yerine yazılı şekilde karar verilmesi, Kanuna aykırı ve şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 03.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....