Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yatırım Holding Anonim Şirketi’nin ortağı ve yönetim kurulu başkanı olduğu, şirketin borcu nedeniyle başlatılan icra takibinin kesinleşmesi nedeniyle haciz işlemi için şirkete giden icra memuruna sanık tarafından şirketin bir ay önce ... isimli kişiye devredildiğinin belirtildiği, bu beyanın haciz tutanağına yazılarak haciz işlemine son verildiği ancak sanığın şirketi devretmemesine rağmen haciz işleminden kurtulmak amacıyla şirket veya kooperatifler hakkında yanlış bilgi ve resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda; Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün yazısı ile sabit olduğu haliyle, sanığın şirketi devretmediği ancak 5237 sayılı TCK’nın 164. maddesi gereğince suç oluşabilmesi için, kamuya yapılan beyanlarda veya genel kurula sunulan raporlarda gerçeğe aykırı bilgi verilmesi gerektiği, “kamuya yapılan beyanlardan” maksat, madde gerekçesinde açıklandığı haliyle, basın ve yayın yoluyla veya postayla prospektüsler gönderilerek belirli olmayan kişilere...

    İcra mahkemesi, tazminat hakkındaki davayı genel hükümlere göre inceleyip sonuçlandırmakla görevlidir. İİK'nun 89.maddesinde 3. kişiler aleyhine itirazın iptali isteminde bulunulacağına dair bir hüküm yer almadığından alacaklı, üçüncü kişinin 89/1 ihbarına yaptığı itirazın iptalini icra mahkemesinden isteyemez. Diğer yandan, dava dilekçesinde istenen tazminat miktarı da belirtilmediğinden, İİK'nun 89/4. maddesine uygun olarak açılmış bir tazminat davasının bulunmadığının kabulü gerekir. O halde; mahkemece, başvurunun yukarıda açıklanan nedenlerle reddi yerine yazılı gerekçe ile reddi isabetsiz ise de sonuçta istem reddedildiğinden sonucu doğru kararın onanması yoluna gidilmiştir. SONUÇ: Alacaklının temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.'...

      Dosyasından 16.06.2022 tarihinde ihtiyati haciz kararı alınmış ve akabinde hemen ... 28. İcra dairesi... E. Numaralı dosyadan hacize gelinmiştir. Haciz esnasında müvekkil defalarca borcunun 500.000 olmadığını 223.000 lirasını ödediğini söylese de haciz işlemlerine 500.000 tl üzerinden devam edilmiştir. Müvekkil ...'de kuyumculuk yapan ve herkesçe bilinen saygın bir esnaftır. Haciz tehditi altında ilk gün 100.000 tl kısmi ödeme yaparak icra işlemlerini durdurmuştur. Daha sonra devam eden hacizler ve telefonla aramalar neticesinde müvekkil kısa süre içerisinde 277.000 tl olan borcunu faiz ve ferileriyle beraber 640.000 e yakın bir ödeme ile borcunu kapatmıştır. Müvekkil davalı yanın geçmişten gelen samimi dostlukları vardır ve müvekkil her fırsatta davalı yana maddi manevi olarak yardımda bulunmuş ve bu durum davalı yanın eşinin müvekkile attığı mesajlarda da açık bir şekilde bellidir. Müvekkil ödeme zorluğuna düştüğü bir vakitte davalı yan ...'...

        Bu karara karşı davacı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Bilindiği üzere; 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 49. maddesi gereğince kasten başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlüdür. Kişilik hakkı hukuka aykırı bir şekilde zedelenen kişinin Aynı Kanunun 58. maddesi gereğince manevi tazminat isteme hakkı bulunmaktadır. Manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan nesnel (objektif) eksilmedir. Duyulan acı, çekilen ızdırap manevi zarar değil onun görüntüsü olarak ortaya çıkabilir. Acı ve elemin manevi zarar olarak nitelendirilmesi sonucu tüzel kişileri ve bilinçsizleri; öte yandan acılarını içlerinde gizleyenleri tazminat isteme haklarından yoksun bırakmamak için yasalar, manevi tazminat verilebilecek olguları sınırlamıştır....

        Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2018/768 Esas sayılı dosyasında tanık olarak ifade verdiği, davalı Cemal Yavuz'un davacının yalan tanıklık yaptığından dolayı hakkında şikayette bulunduğu ve davacının yalan tanıklık yaptığına dair delil bulunmadığı gerekçesi ile kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, davacının yalan tanıklık suçuna maruz kaldığı için rencide olduğu ve duyduğu üzüntü ile yaşadığı zor süreçten dolayı 10.000- TL manevi tazminat ve mahkemeye gidip gelme masrafı olarak da 100- TL maddi tazminat talep ettiği, davacının Samsun 4. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2018/768 Esas sayılı dosyasında yargılamaya konu olay hakkında davalı aleyhine tanık olarak ifade verdiği, davalının da davacı hakkında yalan tanıklıktan dolayı suç duyurusunda bulunduğu, yargılamaya konu olayın 26/10/2018 tarihinde gerçekleştiği, davalı tarafından yalan tanıklık iddiası yönünden şikayet dilekçesinin 18/04/2019 tarihinde verildiği, Samsun 4....

        Bu durumda, şikayetçi bankanın 89. madde uyarınca gönderilen birinci haciz ihbarnamesine karşı, takip borçlusunun kendisinden olan alacağı üzerinde rehin hakkı bulunduğuna dair beyanı, haciz ihbarına yapılan itiraz niteliğinde olmakla, icra müdürlüğünce, borçlu hesabında haczedilen paranın -bankanın muaccel olan rehin ve risk bedelleri dışında kalan kısmının- icra dosyasına gönderilmesi için üçüncü kişiye müzekkere yazılması yasaya aykırı olup, mahkemece şikayetin kabulü gerekirken yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Şikayetçinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/03/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Yukarıdaki açıklamalar ışığında, hacze gidilen yerin sanığa ait olması ve hacze konu iş yerinde borçlu şirkete ait herhangi bir belge ve delil bulunmaması sebebiyle haciz işleminin yapılamadığı, İİK'nu gereğince borç ilişkisinin tarafı olmayan sanığın, borçlu ile akrabalık ilişkisini bildirmesine ilişkin herhangi bir yükümlülüğünün bulunmadığı ve bu beyanın haczin yapılmamasına etkisi olmadığı gibi sonuç doğurucu da olmadığı, haciz yerinin borçluya aidiyeti hususunda araştırma yapma yetkisinin haczi yapan memura ait olması nedeniyle sanığın eyleminde, “resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan” suçunun unsurlarının oluşmadığı ve beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması, Yasaya aykırı ve sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 30.03.2015 gününde oybirliğiyle karar...

            Ancak; 20/07/2010 tarihli haciz tutanağı, katılan ve müşteki beyanlarından sanık ...'ın haciz yapılmasını engellemek için katılan avukat ve haciz memurunu ittirdiği ve müştekiye “ size sorarım” şeklinde tehditte bulunduğunun anlaşılması karşısında, üzerine atılı görevi yaptırmak için direnme suçunun oluştuğu gözetilmeden, yetersiz gerekçeyle beraat kararı verilmesi, Kanuna aykırı ve O Yer Cumhuriyet savcısı ile katılan ...'ın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye uygun olarak, HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 06/02/2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Kendine, İİK 89/1. maddesine göre haciz ihbarı gönderilen davalı ...'in borçlu şirketin hissedarı olup haciz ihbarına konu edilen alacak iddiasının ortaklık ilişkisinden kaynaklandığı, ortaklık ilişkisine dayalı olduğu ve bu durumda adı geçen üçüncü kişi sayılamayacağından haciz ihbarının sonuç doğurmayacağı tabiidir....

                İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/375 Esas, 2021/559 Karar sayılı dosyasında verilen şikayetin reddi kararına karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilen ve heyetçe incelenen dosyada; İSTEM : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacı müvekkilinin kardeşi Cuma Özcan aleyhine İzmir 27.icra Müdürlüğünün 2020/4101 E sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, müvekkiline birinci haciz ihbarnamesinin mernis adresine T.K.21/2 maddesi uyarınca 19/02/2021 tarihinde tebliğ edildiğini, müvekkilinin normalde yaşadığı yeri mernis adresi olarak bildirmediği için tebliğden haberdar olamadığını, haciz ihbarnamesine itiraz süresini kaçırdığını, 89/2 haciz ihtarnamesine süresinde itiraz ettiğini, 89/2 haciz ihbarnamesini müvekkilinin e-devlet sisteminden öğrendiğini, icra müdürlüğüne sunduğu itiraz dilekçesinde 89/2 yazması gerekirken sehven 89/1 yazdığını, icra müdürlüğünce itiraz dikkate alınmayarak 89/3 haciz ihbarnamesinin...

                UYAP Entegrasyonu