AŞ'ye iadesi gerekeceği; davacı taraf her ne kadar faiz istemişse de, onunda aracı kullandığı, bu nedenle faiz hakkının doğmayacağı; davacı taraf her ne kadar manevi tazminatta talep etmişse de; manevi tazminat için kişisel haklara açıkça ve manevi tazminatı gerektiren ağırlıkta bir saldırının söz konusu olması halinin olayımızda gerçekleşmediği; manevi tazminatı gerektirecek bir haksız fiilin söz konusu olmadığı, ortada ticari bir alım satımın söz konusu olduğu ve bu çerçevede değerlendirilmesi gerektiği kanaati ile davalının manevi tazminat talebininde reddine karar verilmiş; Satış bedelinin iadesinde ... AŞ'nin satıcı olarak ve satıştan önce meydana gelen hasarı bilmese dahi 818 sayılı yasanın 194. Maddesi gereğince ( yeni 6098 sayılı yasanın 219. Maddesi ) sorumlu olacağı, aracın ithalatçısı olan ......
, satış bedelinin Türk Lirası üzerinden kurulduğunu bu nedenle yabancı para üzerinden talep edilmesinin mümkün olmadığını, davacının maddi ve manevi zararını ispat eder deliller sunmadığını, ayıp nedeniyle uğradığı herhangi bir maddi ya da cismani zararının da bulunmadığını, talep edilen manevi tazminatın fahiş olduğunu bildirmiş, davanın usul ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Dava sözleşme ve dava tarihine göre uygulanması gereken 818 sayılı mülgâ BK'nın 355 ve devamı maddelerde düzenlenen ve konusu yüklük, dolap, ve vestiyer yapım işi olan eser sözleşmesine dayalı olarak açılmış alacak davası ve BK'nın 49. maddeye dayalı akde aykırılığın kişilik haklarına saldırı oluşturduğu iddiasıyla açılmış manevi tazminat davasıdır.Dairemizin 08.09.2014 tarih ... esas, ... karar sayılı bozma kararında ayıpla ilgili hukuki açıklamalara yer verildikten sonra, düzenlenen rapor ve ek raporda ayıplı imalâtın 220,00 TL + KDV bedel ile giderilebileceği ifade edilmiş ise de söz konusu ayıpların eserin reddini gerektirecek oranda olup olmadığı her türlü tereddüt ve kuşkudan uzak bir şekilde saptanmadığı, raporun içeriği itibariyle hüküm kurmaya yeterli olmadığı halde mahkemece yetersiz gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin isabetli olmadığı, aynı bilirkişi kurulundan yeniden ek rapor alınarak eserdeki ayıpların eserin reddini gerektirecek derecede olup olmadığı...
Öte yandan dava sırasında ---- yoluyla davacı şirkete devrolmak suretiyle infisah olmuş ve TTK 153 m.1.fıkrası uyarınca tüm aktif ve pasifleriyle devralan davacı şirkete geçmiştir. Davacı vekili bunun yanı sıra ıslah dilekçesini de sunarak dava dilekçesindeki delillerine ıslah yoluyla temlik sözleşmesini dahil etmiş olduğundan HMK 141/2 maddesi hükmü gözönünde bulundurulmak suretiyle davalının ididasını genişletmesi yönünden itirazları uygun görülmemiş, davacının davada aktif husumetinin bulunduğu sonucuna varılmıştır. Davacı yan alınan ürünün ayıplı olduğunu belirterek ürün bedelinin iadesi talebinde bulunmuştur. Davalı üründeki ayıp iddiasını kabul etmediklerini, zamanında ayıp bildiriminde bulunulmadığını, ayrıca davalı fabrikasında inceleme yapıldığında --------malzemesinde kastedilen şekilde küçük cisim ve parçaların bulunamayacağının tespit edileceğini ileri sürmüştür....
Asıl dosyada davalı - birleşen dosyada T3 A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket tarafından talep edilmiş kötü niyet tazminatı ve manevi tazminat taleplerinin reddi kararının hukuka aykırı olduğunu, davacının kötü niyetli olarak icra takibine giriştiğinin yargılama aşamasında ortaya çıkmasına rağmen, bu taleplerinin mahkeme tarafından reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, Müvekkili şirketin, 1997 yılından itibaren kişisel bakım, ev temizliği ve endüstriyel kullanım için ıslak mendil ürettiğini ve üretimin büyük bir kısmının Avrupa ülkeleri başta olmak üzere yaklaşık 45 ülkeye ihraç edildiğini, 20 yılı aşkın süredir faaliyetlerini sürdüren müvekkili şirketin dava konusu ayıplı ürün satışı ile müşterilerine karşı ciddi anlamda itibar kaybı yaşadığını, bu durumun mahkeme tarafından dikkate alınmaksızın manevi tazminat konusunda ret kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek, İstinaf taleplerinin kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının birleşen dava yönünden...
bir garanti vermediğini ve bilakis davacının PS malzemenin yapısını ve sararacağını bilerek bu ürünü talep ettiğini, davacıya karşı bir sorumluluğunun olmadığını, ayrıca, davacının ayıp bildirimini de yasada öngörülen sürede yapmadığını bildirerek yetki yönünden ve akabinde esastan reddini talep etmiştir....
Davalı vekili, davacının müvekkilinden satın aldığı aracın kullanımdan ve dış şartlardan kaynaklanan arızaları dışında üretim kaynaklı arızasının bulunmadığını, ayıp ihbarının süresinde ve usulüne uygun yapılmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre davaya konu aracın ayıplı olduğu ve ayıp ihbarının süresinde yapıldığı, dava devam ederken aracın davalıya satılarak devredildiği sözleşmenin feshi ve semenin iadesine ilişkin davanın konusuz kaldığı alım ile satım bedelleri arasındaki farkın BK.nun 205.maddesi uyarınca davacının araçtan faydalanmasının karşılığı kabul edilmesi gerektiği gerekçesiyle sözleşmenin feshi ve semen iadesi talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına maddi ve manevi tazminat talebinin ispat edilemediğinden reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir....
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, dava konusu boyaların bozuk olmasından kaynaklı uğranılan zararın ispat edilememesi nedeniyle davacının davalıya yemin teklif ettiği, yemin davetiyesine rağmen davalının duruşmaya katılmadığı, böylelikle davacının asıl ve birleşen davaya yönelik iddialarını ispatladığı gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kabulüne, birleşen davadada davacının tazminat isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Asıl dava, davacının davalıdan satın aldığı boyaların ayıplı olduğu iddiasına dayalı tazminat davası olup, birleşen dava ise, boya satışına dayalı alacak için davalının davacı aleyhine yaptığı icra takiplerine karşı menfi tespit davasıdır. Ticari satımlarda ayıp ihbarının olay tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK’nun 25.maddesinde belirtilen süreler içinde yapılması gerekir....
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, taraflar arasındaki eser sözleşmesi sebebiyle uğranılan maddi ve manevi zararların davalıdan tahsili talebine ilişkindir. Davacı, davalı ile aralarında eser sözleşmesi olduğunu, sözleşme nedeniyle davalıya 69.250 TL ödeme yapıldığını, davalı tarafından eserin ayıplı imal edildiğini, eserin ayıplı olması sebebiyle maddi ve manevi zarara uğradığını, davalının eseri ayıplı olarak imal etmesi sebebiyle sözleşmeden dönerek ayıp sebebiyle uğranılan maddi ve manevi zararların davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, eserin ayıplı olmadığını, davacının süresi içinde ayıp ihbarında bulunmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
delil bile sunulmaksızın talep edilen kiralama giderine dayalı tazminat talebinin reddine, (Maddi menfi) az mahsül idiasına dayalı mesnetsiz tazminat talebinin reddine (Maddi müspet), manevi tazminatın unsurları oluşmadığından esastan reddine, semen iadesi talebinin ise kusuru olmayan ve halen çalışır vaziyetteki traktörün ayıbı bulunmadığından ve ayıp sırasında onarım tercih edildiğinden semen iadesi talebinin reddine, zaman zaman traktör bedelinin tazminat olarak talep edilmesi nedeniyle traktör bedelinin tazmine kanu olmayacağından ve fiilen iadesi söz konusu olması halinde iadeye tabi olacağından bu talebin de reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir....