Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin görülmekte olan davada, tarafların daha önce anlaşmalı boşanmış olduğunu, işbu anlaşmalı boşanmada tarafların birbirlerinden mal rejimi tasfiyesinden kaynaklı olarak alacak taleplerinin olmadığını mahkeme içinde ikrar ettiklerini, bunun da kesin delil olduğunu, dürüstlük kuralına aykırı olarak bundan sonra açılan huzurdaki davanın reddedilmesi gerektiğini hiç irdelemediğini, tamamen katılma alacağında davacının hakkı olup olmadığını incelediğini ve hakkaniyete ve hukuka aykırı olarak davanın kabulü yönünde hüküm tesis ettiğini, ancak bu davanın açılmasından önce tarafların anlaşmalı olarak boşandıklarını, Çorlu Aile Mahkemesinin 2012/257 esas nolu davasının 07/03/2013 tarihli 4 nolu celsesinde davalı T1'in beyanında "açılan boşanma davasını kabul ettiğini, davacıdan maddi, manevi tazminat ile nafaka talebinin bulunmadığını, eşyaların aralarında paylaşıldığını, paylaşılması gereken ortak bir mal varlıklarının da bulunmadığını" açıkça...

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanmadan Kaynaklı Maddi ve Manevi Tazminat KARAR DÜZELTME İSTEYEN : Davacı Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; onanmasına dair Dairemizin 26/09/2018 gün ve 2016/23564-2018/10057 sayılı ilamıyla ilgili davacı tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş ise de, bu Kanuna 6217 sayılı Kanunla ilave edilen geçici 3. maddenin (1.) bendinde, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26.09.2014 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ila 454. madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı hükme bağlandığından, karar düzeltme talebinin incelenmesi gerekmiştir....

    Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır.Türk Medeni Kanun'nun 166/3 maddesi gereğince boşanmalarına karar verilse dahi tarafların anlaşmalı boşanma hükmüne karşı gerçekleşen anlaşmaya rağmen istinaf yasa yoluna müracaat etmesi ,davadan açıkça feragat etmedikçe anlaşmalı boşanma yönündeki iradesinden rücu niteliğinde olup ,bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK m. 166/1- 2) olarak görülmesi gerekir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanmadan Sonra Açılan Maddi ve Manevi Tazminat Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadının maddi ve manevi tazminat isteği, boşanmadan sonra açılan boşanmaya bağlı maddi ve manevi tazminat (TMK m.174/1-2) talebine ilişkindir. Tarafların ... Asliye Hukuk Mahkemesi Aile Hukuku Dairesinin 26.07.2012'de kesinleşen yabancı mahkeme kararıyla boşandıkları, bu kararın tanındığı ve tanıma kararının 20.05.2013 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Tanıma işlemi, bir yabancı mahkeme ilamının "kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilebilmesi" sonucunu doğurur (5718 sayılı MÖHUK m.58). Boşanmaya ilişkin yabancı mahkeme ilamında taraflara ilişkin bir kusur belirlemesi yapılmamıştır. Bu durumda davalı eşe kusur yüklenemez....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tazminat Uyuşmazlık, boşanmadan kaynaklanan tazminat talebine ilişkindir. Bu durumda temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay 2. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 26.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Manevi Tazminat Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davalı erkek süresinde vermiş olduğu cevap dilekçesi ile yetki itirazında bulunmuş olup Marmaris mahkemelerinin yetkili olduğunu ileri sürmüştür. İlk derece mahkemesi, ön inceleme duruşmasında "Türk Medeni Kanunu'nun 25. maddesi kapsamında yetkili mahkemeyi seçme hakkı davacıya verildiğinden" bahisle yetki itirazının reddine karar verilmiştir. Dava, boşanmadan sonra açılan TMK'nun 174/2. maddesine dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Ortada Türk Medeni Kanunu'nun 25. maddesinde düzenlenen kişilik haklarına saldırı sebebiyle açılmış manevi tazminat davası bulunmamaktadır....

          .- TL iştirak nafakası ödeyeceği şeklinde anlaştıklarını, kendisinin protokolün gereklerini yerine getirip aracını satıp elde ettiği meblağı müşterek çocuğun hesabına yatırılması için davalının babasına verdiğini, ancak davalının yeni bir araç satın aldığını, boşanmadan sonra kendisinin mali durumunun değiştiğini, önceden Van Olağanüstü Hal Bölgesinde görev yapması nedeniyle aylık 400.- TL tazminat aldığını ve lojmanda kaldığını, şu anda ise ...’te görev yaptığını ve maaşı dışında herhangi bir ek gelirinin bulunmadığını, bu nedenle çocuk için belirlenen 700.- TL iştirak nafakasının 350.- TL ' ye indirilerek yeniden belirlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; tarafların anlaşmalı olarak boşandıklarını ve bu anlaşmayı protokole bağladıklarını, boşanmanın üzerinden daha çok kısa bir süre geçtiğini ve nafaka indirimi için gerekli şartların oluşmadığını bu nedenle açılan davanın reddine karar verilmesini beyan ederek davanın reddini savunmuştur....

            Somut olayda, tarafların ...Hukuk (Aile) Mahkemesinin ...Karar sayılı ve 18.04.2012 tarihli ilamı ile anlaşmalı olarak boşandıkları, davalıya aylık 300,00 TL yoksulluk nafakası bağlandığı, kararın 21.06.2012 tarihinde kesinleştiği, davacının polis memuru olduğu, aylık 2.950,00 TL maaşı aldığı, 750 TL kira ödediği, evlendiği, davalı kadının ise boşanmadan sonra aylık 566,00 TL yetim maaş aldığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. ./.. -2- Yerleşik Yargıtay'ın uygulamalarına göre asgari ücret seviyesindeki gelirin de yoksulluğu ortadan kaldırmadığı ilke olarak kabul edilmiştir (HGK'nun 1.5.2002 gün...Sayılı kararında olduğu gibi). Davalının geliri yoksulluğu ortadan kaldırmamakla birlikte ekonomik durumunda iyileşme olduğu, bu durumun da sadece nafaka miktarının tayininde nazara alınacağı hususu gözetilmeksizin davanın tümden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....

              "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Tazminat Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı; davalı eşi ile....e Hukuk (Aile) Mahkemesince verilip kesinleşen boşanma ilamıyla anlaşmalı olarak boşandıklarını, boşanma sonrasında davalının evlilik sırasında başka bir kadınla ilişkisinin olduğunu, bu ilişkiden olma bir çocuğunun bulunduğunu öğrendiğini belirtip, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Bu açıklamalar uyarınca dava; Türk Medeni Kanununun 174/1-2. maddesinden değil Borçlar Kanununun 41 ve 49. (Yeni B.K 49. ve 58.) maddelerinden kaynaklı olup, davanın Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülüp karara bağlanılması zorunludur. Görev kamu düzenine ilişkindir ve yargılamanın her aşamasında kendiliğinden gözetilmelidir....

                İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; Davanın kabulü ile tarafların 166/3. maddesi gereğince boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin tarafların talepleri doğrultusunda davalı anneye verilmesine, müşterek çocuk ile davacı baba arasında şahsi ilişki tesisine, müşterek çocuk lehine aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına, tarafların birbirlerinden karşılıklı olarak maddi ve manevi tazminat, yoksulluk nafakası, eşya ve mal rejiminden kaynaklı alacak talebi olmadığından bu hususlarda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; Taraflar arasındaki anlaşmalı boşanmanın çekişmeliye dönmesini, müşterek çocuk ve baba arasındaki kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesini talep ederek kararı istinaf etmiştir....

                UYAP Entegrasyonu