Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalılar vekili, davacı ile müvekkillerinin yetkilisi olduğu şirketler arasında hizmet ve danışmanlık sözleşmesi imzalandığını, bilahire sözleşmenin feshedildiğini feshin geçerli olduğunu, davacının ancak fesihten kaynaklı davalar açılabileceği, bu davalarında tespit davası değil eda davası niteliğinde olduğunu, kaldı ki bu iddianın iş mahkemesinde de ileri sürülüp mahkemece reddedildiğini,savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davanın iş akdinin feshinden kaynaklı durumun tespiti mahiyetinde olduğu, taraflar arasında iş akdinden kaynaklı davanın mevcut olup, red ile sonuçlandığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı,... Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açtığı dava ile; taraflar arasındaki kira sözleşmesinin feshinden kaynaklı tazminat isteminde bulunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, uyuşmazlığın kira ilişkisinden kaynaklandığı ve davaya bakma görevinin Sulh Hukuk Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar verilmiş, hüküm taraflarca yasa yoluna başvurulmaksızın kesinleşmiştir. Görevsizlik kararının kesinleşmesi üzerine, davanın yargılaması Sakarya 3.Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından yürütülmüş ve 09/11/2020 tarihli ve 2019/7 Esas, 2020/1007 Karar sayılı karar ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....

      Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre yapılan istinaf incelemesi sonucunda; 818 sayılı Borçlar Kanunu'nda franchise sözleşmesi düzenlenmediği gibi bu sözleşmeler için özel bir zamanaşımı süresi de öngörülmediği, Franchise Sözleşmesine ilişkin davaların, hakkın doğumundan itibaren, Borçlar Kanununun 125. maddesi uyarınca on yıllık genel zamanaşımına tabi tutulması gerektiği, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren Türk Borçlar Kanunu’nun 146. maddesinde de genel zamanaşımı 10 yıl olarak belirlendiği, zamanaşımı başlangıcına esas alınan franchise sözleşmesinin feshinden kaynaklı kar mahrumiyetinde hakkın doğumu ise, davacı açısından akdin feshedildiği tarih olacağı, akdin davalı yanca eylemli fesih tarihi 08/05/2003 tarihi olup davacı tarafça, akdin feshinden kaynaklanan kar mahrumiyetine ilişkin işbu davanın 818 sayılı Borçlar Kanunu'nda öngörülen 10 yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra 15/05/2013 tarihinde açılmış olduğu, ayrıca davacının İskenderun 3....

        Davacı dava dilekçesinde, davalı ile aralarında 04.02.2010 başlangıç tarihli 5 yıl süreli Çiğ Köfte Satış Mağazası olarak kullanılmak üzere imzalanan kira sözleşmesinin, kira bedeli ile yönetim giderinin yüksek olduğu gerekçesiyle davalı kiracı tarafından tek taraflı feshedildiğini, sözleşmenin haksız fesih nedeniyle sonlandırılması durumunda ödenmesi kararlaştırılan cezai şart başlıklı 29. maddesinde; “..veya kiracı bu sözleşmeyi haksız feshetmesi halinde, kiracı kiraya verenin her türlü zarar, ziyan, tazminat hakkı saklı kalmak üzere kiraya verene 1 yıllık asgari kira bedelini cezai şart olarak öder. İşbu madde sözleşmenin hertürlü feshinden etkilenmeyerek geçerli kalacaktır.” şeklinde düzenleme yapıldığını belirterek yıllık 17.760 Euro cezai şartın karşılığı olan 39.357TL’nin dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile tahsilini istemiştir....

          GEREKÇE : Dava, sözleşmenin haksız feshinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davasıdır. Davacı tarafından, taraflar arasında imzalanan 16.06.2016 tarihli ......

            Birleşen davada davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki bayilik sözleşmesine istinaden, müvekkili ... tarafından dava dışı şirketten kiralanan mağazanın alt kiralanmasına ilişkin davalı ile alt kira sözleşmesinin imzalandığını, sözleşmenin feshinden kaynaklı davalının kiralananı geç tahliye ve teslim ettiğini ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle kira sözleşmesinin feshi sonucu uğranılan şimdilik 100.000 TL kar kaybının, davalı tarafça siparişi verilen ürünlerin müvekkili tarafından zarara satışı yapılması nedeniyle uğranılan 78.315,76 Euro zararın, sözleşmelerin feshinden kaynaklı uğranılan 250.000 Euro manevi zararın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

              Bunun yanında davacı taraf manevi tazminat isteminde de bulunmuş ise de, davacı tarafın bu yöndeki iddialarının soyut olduğu gibi davacı tarafça uğranıldığı ileri sürülen manevi zararın ispatlanamadığı, davacı tarafın ticari itibarı ve saygınlığını zedeleyici nitelik ve boyutta bulunmadığı, dolayısı ile manevi tazminat koşullarının gerçekleşmediği anlaşıldığından davacı tarafın manevi tazminat isteminin reddine karar vermek gerekmiştir. Açıklanan nedenlerle aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir....

                Hal böyle olunca, mahkemece mahallinde yapılacak keşif ile davacı yanca iddia edilen kalıcı yatırımların taşınmaz üzerinde yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise akdin feshinden sonra da davalı yanın aynı kalıcı yatırımları kullanarak ticaretine devam edip etmediği, bir başka deyişle anılan kalıcı yatırımların taşınmaza değer katıp katmadığı tespit edilerek, şayet bu yatırımların taşınmaza değer kattığının yani davalı yanın yapılan kalıcı yatırımları kullanarak ticaretine devam ettiğinin saptanması halinde bunun davacı yanca talep edilebileceği gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı gerekçeyle davanın reddi isabetsiz olup hükmün bu sebeple bozulması gerekirken Dairemiz ilamında belirtilen gerekçe ile onandığı anlaşıldığından davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir....

                  Hal böyle olunca; mahallinde yapılacak keşif ve bilirkişi incelemesi ile davacı yanca iddia edilen kalıcı yatırımların taşımaz üzerinde yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise akdin feshinden sonra da davalı yanın aynı kalıcı yatımları kullanarak ticaretine devam edip etmediği, bir başka deyişle anılan kalıcı yatırımların taşınmaza değer katıp katmadığı tespit edilerek, şayet bu yatırımların taşınmaza değer kattığının yani davalı yanın yapılan kalıcı yatırımları kullanarak ticaretine devam ettiğinin saptanması halinde, bunun davacı yanca talep edebileceği gözetilerek varılacak uygun sonuca göre, bir karar verilmesi gerektiği gerekçeleri ile yerel mahkeme hükmünün bozulması gerekirken, ilamda yazılı gerekçelerle onandığı anlaşıldığından davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir....

                    Hal böyle olunca, mahkemece mahallinde yapılacak keşif ile davacı yanca iddia edilen kalıcı yatırımların taşınmaz üzerinde yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise akdin feshinden sonra da davalı yanın aynı kalıcı yatırımları kullanarak ticaretine devam edip etmediği bir başka deyişle anılan kalıcı yatırımların taşınmaza değer katıp katmadığı tespit edilerek şayet bu yatırımların taşınmaza değer kattığının yani davalı yanın yapılan kalıcı yatırımları kullanarak ticaretine devam ettiğinin saptanması halinde bunun davacı yanca talep edilebileceği gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı gerekçeyle davanın reddi isabetsiz olup, hükmün bu sebeple bozulması gerekirken, Dairemiz ilamında belirtilen gerekçe ile onandığı anlaşıldığından davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu