Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

MAHKEMESİ Dava konusu uyuşmazlık, kira sözleşmesinden kaynaklı akdin feshi ve kira alacağı talebine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi ... ....... Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere ... ....... Dairesine gönderilmesine, ....04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    TARAFLARCA İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı T3 vekili istinaf dilekçesinde özetle; cevap dilekçesindeki beyanları tekrarla akdin haklı nedene dayalı olarak feshedildiğinin kesin nitelikteki Bölge Adliye Mahkemesi kararından da anlaşıldığını kıdem ve ihbar tazminatına ilişkin taleplerin reddi gerektiği yanı sıra yıllık izinlerin kullanıldığı bakiyesinin ise ödendiğini, tazminat ve alacakların zamanaşımına uğradığını belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE : Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının çalışma döneminden kaynaklı feshe bağlı kıdem ve ihbar tazminatı ile diğer işçilik alacaklarına hak kazanıp kazanmadığına ilişkindir. Davacının 03/08/2013- 03/08/2018 tarihleri arasında davalı işveren bünyesinde kesintisiz toplam 5 yıl süreyle çalıştığı, akdin sona ermesine ilişkin Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılan bildirimin OHAL KHK (kod: 36) nedeniyle sonlandırıldığı yönünde olduğu görülmektedir....

    -TL bayilik hizmet bedeli talep edildiğini, akdin feshi nedeniyle sözleşme sırasında davalıya ödenen bayilik hizmet bedelinin tazminini talep etmiştir. Davalı vekili, taraflar arasındaki sözleşmede bayilik hizmet bedeli adı altında bir ödeme kalemi bulunmadığını, davacının talep ettiği bedelin intifa hakkı ve bayilik hakkının davacıya geçmesi karşılığında yapılan bir ödeme olduğunu, aynı taşınmazda Alpet bayiliğinin başka bir şirket tarafından devam ettirildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, sözleşmenin feshinden sonra davacının ilave bir masraf yapmadan tesisi üçüncü kişiye kiraladığı, benzinliğin çalışır vaziyette olduğu, bu konuda açılmış başka bir dava da olduğu belirtilerek davanın usulden ve esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

      Noterliği'nin 31/05/2010 tarih ve 13223 yevmiye nolu ihtarnamesinde belirttiği asılsız iddialar ile hizmet akdini süresinden önce haksız olarak feshettiğini, davalının bu şekilde sözleşmeyi sona erdirmesinin şirketin işlerini aksattığını ve davalıya verilmiş olan eğitimlerin karşılıksız kalarak şirketin zarara uğradığını, sözleşmede süresinden önce sözleşmenin feshi halinde feshin sonuçlarının açıkça belirtildiğini ve davalının sözleşmede belirlenmiş olan bedelleri ve almış olduğu eğitimlerin karşılığını ödemekle yükümlü olduğunu ileri sürerek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000,00 USD eğitim tazminatı tutarının akdin feshinden itibaren devlet bankalarının dolar mevduat hesabına ödeyeceği en yüksek faizi ile birlikte, sözleşmenin 14.maddesi uyarınca da kısmen 500,00 Euronun akdin feshi tarihinden itibaren devlet bankalarının Euro mevduat hesabına ödeyeceği en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        Giyim tarafından dava dışı şirketten kiralanan mağazanın alt kiralanmasına ilişkin davalı ile alt kira sözleşmesinin imzalandığını, sözleşmenin feshinden kaynaklı davalının kiralananı geç tahliye ve teslim ettiğini ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle kira sözleşmesinin feshi sonucu uğranılan şimdilik 100.000 TL kar kaybının, davalı tarafça siparişi verilen ürünlerin müvekkili tarafından zarara satışı yapılması nedeniyle uğranılan 78.315,76 Euro zararın, sözleşmelerin feshinden kaynaklı uğranılan 250.000 Euro manevi zararın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; sözleşmenin haksız feshi sonucu, davacı tarafça müvekkili tarafından verilen 100.000 Euro bedelli teminat çekinin haksız olarak tahsil edildiğini, davacının dava konusu kira sözleşmesi nedeniyle müvekkili şirketten herhangi bir tazminat talep etme hakkı bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur....

          Giyim tarafından dava dışı şirketten kiralanan mağazanın alt kiralanmasına ilişkin davalı ile alt kira sözleşmesinin imzalandığını, sözleşmenin feshinden kaynaklı davalının kiralananı geç tahliye ve teslim ettiğini ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle kira sözleşmesinin feshi sonucu uğranılan şimdilik 100.000 TL kar kaybının, davalı tarafça siparişi verilen ürünlerin müvekkili tarafından zarara satışı yapılması nedeniyle uğranılan 78.315,76 Euro zararın, sözleşmelerin feshinden kaynaklı uğranılan 250.000 Euro manevi zararın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; sözleşmenin haksız feshi sonucu, davacı tarafça müvekkili tarafından verilen 100.000 Euro bedelli teminat çekinin haksız olarak tahsil edildiğini, davacının dava konusu kira sözleşmesi nedeniyle müvekkili şirketten herhangi bir tazminat talep etme hakkı bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur....

            İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince davanın kabulüyle; ödenmediği belirtilen kira alacağı istemi ile cezai şart ve tazminat isteminin kabulüne karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili ilk derece mahkemesi hükmünü; 14.02.2009 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan yönetmelik uyarınca kira bedellerinin %50 indirildiği ve bu nedenle ödenmeyen kira bedeli olmadığı, sözleşmenin idarenin feshinden kaynaklı tazminat bedelinin ise cari yıl kira bedelinin %25 ‘i oranında ödeneceğinin düzenlendiği, 11.09.2014 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan yönetmelik uyarınca günlük hesaplanan tazminat oranının da 0,01 yerine 0,005 oranına indirildiği, mahkemece yönetmelik hükümleri dikkate alınmayarak hatalı hesaplama yapan bilirkişi raporuna göre karar verildiğini belirterek istinaf etmiştir....

            Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I 1- Dosyadaki bilgi ve belgelere, delillerin taktirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının sebepleri bildirilmemiş olan temyiz isteği ile davalının aşağıdaki bendin dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2- Mahkemece davalının dava açıldıktan sonra kıdem tazminatı ödemesi yaptığı ve bunun bir kısmının davacı tarafından iade edildiği düşünülmeden hüküm altına alınan tutara akdin feshinden itibaren faiz yürütülmesi hatalı olup bozma sebebi ise de bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3/2. maddesi yollaması ile Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir....

              Davalı T3 ile dava dışı yüklenici şirketler arasında 4857 sayılı yasanın 2. maddesi uyarınca asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunduğundan davacının feshe bağlı tazminatlar ile diğer işçilik alacaklarına hak kazandığının kabulü halinde davaya konu tazminat ve alacaklardan davalı idare sorumlu tutulabilecektir. İhale sözleşmesiyle teknik ve idari şartnamelerde doğacak işçilik alacaklarından yüklenici şirketlerin sorumlu tutulacağının kararlaştırılması davalının yasadan kaynaklı sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Kural olarak iş akdinin kıdem ve ihbar tazminatı ödenmesini gerektirmeyen nedenlerle sonlandırıldığının ispatı davalı işverene düşmektedir. İspat yükü üzerinde olan davalı akdin davacının terör örgütleriyle irtibat ve iltisaklı olduğu gerekçesi ile sonlandırıldığını ileri sürmüş ise de mahkemece yapılan araştırmalardan akdin haklı nedenle feshini gerektirir davacıdan kaynaklı bir nedenin bulunmadığı ve davanın ispat yükünün usulünce ortaya koyamadığı anlaşılmaktadır....

              GEREKÇE : Taraflar arasındaki uyuşmazlık iş akdinin feshinden kaynaklı davacının kıdem tazminatına hak kazanıp kazanmadığı yanı sıra çalışma döneminden kaynaklı fazla mesai alacağı bulunup bulunmadığına ilişkindir. Anayasa'nın 138 ve 141. maddeleri uyarınca, Hakimler; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre hüküm verirler ve bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır. Bu gerekçede hukuki esaslara ve kurallara dayanmalı, nedenleri açıklanmalıdır. Diğer taraftan 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK'nın 27. maddesinde hukuki dinlenilme hakkı kurala bağlanmıştır. Hukuki dinlenilme hakkı, Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılama hakkının en önemli unsurudur....

              UYAP Entegrasyonu