Mahkemenin 22.12.2011 tarih 2010/278 Esas, 2011/934 Karar sayılı ilk kararında, huzur hakkı talebinin reddine karar verilmiş, Dairemiz bozma ilamında bu karar yönünden temyiz istemi reddedilmiş, kar payı alacağı yönünden verilen kabul kararı, bu talebin reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozulmuş, hizmet bedeli talebi yönünden ise mahkeme araştırmaya sevk edilmiş olmasına rağmen, mahkemece bozma sonrası verilen kararda, temyiz isteminin reddi kapsamında kalan huzur hakkı talebi yönünden kesinleşme sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmediği gibi, kar payı alacağı talebi yönünden bozma gereği davanın reddine de karar verilmemiş, salt hizmet bedeli talebi esas alınarak, taraflar arasında hizmet ilişkisi bulunduğu, uyuşmazlığın çözüm yerinin İş mahkemeleri olduğu gerekçesi ile dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiştir....
İcra Dairesinden yapılan satış sonucunda alınmış olduğu, bu durumun ... tarafından davalı kooperatife 28.04.2004 tarihli dilekçesi ve ekleri ile bildirilmiş olduğu, bu durumda davacı ...’un davalı kooperatifte dükkanının kalmamış olması nedeni ile dava konusu kar payı talebinin yerinde olmayacağı yönünde karar verilmesi halinde 28.04.2004 tarihine kadar alınmış bir kar payı dağıtımı kararı da olmadığından kar payı alacağının olmayacağı tespit edildiği, her ne kadar davacı ...’un ... nolu dükkanlarının mülkiyeti ...’e geçmiş olmuş ise de ...’un kooperatif üyeliğinden çıkarıldığına dair alınmış bir karar olmamasından dolayı davacı ...’un üyeliğinin devam edeceği ve kar payı dağıtımı ile ilgili talebinin yerinde bir talep olacağı yönünde Sayın Mahkeme Hakimliği tarafından karar verilmesi halinde; davalı kooperatif genel kurullarında 2011 yılında yapılan genel kurul ile 2010 yılı karının dağıtılma kararı alınmış olup, davacı talebinde 2018 bilanço dönemi de dahil kar payı talebi...
Davacı yan murisin davalı şirket ortağı olduğunu, ölümü nedeniyle şirket ortaklığından çıktığını, çıkma payı ve kar payı alacağı bulunduğunu iddia etmiş, davalı yan ise davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacı mirasçılar dışında başka mirasçı da bulunduğu, davacıların sadece kendi paylarına yönelik olarak işbu davayı açamayacakları gerekçesiyle aktif husumet dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir. Uyuşmazlık, davacı mirasçıların davalı aleyhine çıkma, çıkma payı ve kar payı alacağı talebi ile dava açıp açamayacakları, açabilecek iseler anonim şirketten ortağın çıkma koşullarının oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise çıkma payı ve kar payı alacağı bulunup bulunmadığı hususlarından kaynaklanmaktadır. Davacılar murisi Kazım Türk'ün dosya içerisinde yer alan veraset ilamından davacılar dışında mirasçı olarak Cennet Hatun Türk ve İbrahim Erdoğan Türk'ün bulunduğu anlaşılmıştır....
GEREKÇE :Dava, davacı hissesine düşen kar payı alacağı istemine ilişkindir. Davalı ......
GEREKÇE :Dava, davacı hissesine düşen kar payı alacağı istemine ilişkindir....
İNCELEME VE GEREKÇE: Taraflar arasında uyuşmazlık; davalı şirketin ana sözleşmesinde kar payı dağıtılacağına ilişkin hüküm bulunmasına rağmen ----- yılından bu yana kar payı dağıtımına ilişkin karar alınmaması nedeniyle ortaklarına kar payı dağıtılıp dağıtılmadığı ve davacının davalı şirketten kar payı talep edip edemeyeceği noktasında toplanmaktadır. Dava, tarafların davacının ortağı olduğu davalı şirketteki kar payının tespiti ve davacıya ödenmesine ilişkin alacak davasıdır. Davalı vekili her ne kadar dava konusu talepler ile ilgili ----- karar sayılı ilamının kesin hüküm oluşturduğunu iddia etmiş ise de; bu davanın tespit davası olduğu, huzurdaki davanın ise kar payının tespiti ile davacı payına düşen miktarın ödenmesine ilişkin alacak davası olduğu anlaşılmakla davalının bu iddiasına itibar edilmemiştir....
Ve ... yönünden 1.075,07-TL asıl alacak, 318,22-TL mahrum kalınan kar payı olmak üzere toplam 1.393,29 TL üzerinden, asıl alacağa takip tarihinden itibaren işletilecek %18,00 mahrum kalınan kar payı ile birlikte DEVAMINA, - Takibin davalı ...Ş. yönünden 1.000,00-TL asıl alacak, 367,50-TL mahrum kalınan kar payı olmak üzere toplam 1.367,50 TL üzerinden, asıl alacağa takip tarihinden itibaren işletilecek %18,00 mahrum kalınan kar payı ile birlikte DEVAMINA, 2-Alacak likit olduğundan asıl alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 3-1.000,00 TL gayrinakdi alacağın davalılarca davacı bankada açılacak hesapta depo edilmesine, 4-Harçlar yasası gereği alınması gereken 95,18-TL harçtan peşin alınan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 50,78-TL harcın davalılardan tahsiline, 5-7155 sayılı Kanunun 23....
Mahkemece; hükme esas alınan 15/04/2017 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda, taraflar arasında 15/07/2005 tarihli kar paylaşımına dayalı istisnai iş – ortaklık sözleşmesi uyarınca ortaklık ilişkisinin bulunduğu, ortaklığın 04/06/2008 tarihli fesih ihtarı ile sona erdiği, davacı/ karşı davalının sözleşmeden kaynaklı ücret alacağının davalı/karşı davacı tarafından ödendiğinin ispat edilemediği, davacı/ karşı davalının ıslah dilekçesi ile kar payı alacağına ilişkin talebini 142.672 TL olarak artırdığı, ıslah ederken fazlaya ilişkin hakkını saklı tutmadığı, bu nedenle kar payı alacağına yönelik 142.672 TL üzerinde fazladan talepte bulunamayacağı gibi ek dava da açamayacağı; her iki tarafın cezai şart talebinin yerinde olmadığı, davalı/ karşı davacı tarafından karşı davanın ispat edilemediği gerekçesiyle, asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne, 17.040 TL ücret alacağı ile 142.672,79 TL kar payı alacağı toplamı olan 159.712,79 TL’nin temerrüt tarihi olan 17/06/2008 tarihinden itibaren işleyecek...
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının davalı şirketten kar payı alacağı talep edip edemeyeceği noktasında toplanmaktadır. Uyuşmazlığın çözümü noktasında mevzuata ve yerleşik içtihatlara bakmak gereklidir. 6102 s. TTK 16. Maddede genel kurulun devredilemez yetkileri arasında yılsonu finansal tablolarının ve yıllık faaliyet raporunun onaylanması, kâr payı hakkında karar verilmesi, kazanç paylarının belirlenmesi sayılmıştır. Yargıtay 11. H.D 2018/3914 E. 2020/997 K. sayılı ilamında: "İlk derece Mahkemesince iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, kâr payı dağıtımına ilişkin herhangi bir genel kurul kararı bulunmadığı, bu hali ile muaccel bir alacağın söz konusu olmadığı, TTK 616/1-e maddesi ile kar payı dağıtımının genel kurulun devredilemez yetkileri arasında bulunduğu, mahkemenin de genel kurul yerine geçerek yetkisini kullanmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı, davacı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur....
Davalı şirketin kurulduğu tarihten itibaren dava tarihine kadar kâr payının dağıtımına ilişkin alınmış herhangi bir genel kurul kararı bulunmadığı gibi davacı tarafından diğer ortaklara kar payı ödendiği yönünde bir iddia ileri sürülmediği ayrıca davacı ortağın davalı şirketin ortaklar kurulu gündemine kar payının dağıtılması yönünde herhangi bir çağrı veya başvurunun yapılmadığı veya yapıldığına ilişkin bilgi belgenin de dosyaya kazandırılmadığı anlaşılmaktadır. Bu hale göre limited şirketlerde şirketin kar elde etmiş olması, kendiliğinden limited şirket ortağının kar payı talep etme yetkisi vermeyecek olup, şirket ortaklarına kar payı dağıtılabilmesi için öncelikle ortaklara kar payı dağıtılması yönünde ortaklar kurulunca bir karar alınması gerekmektedir....