Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Uyuşmazlık davacının kar payı talebi ile marka devrinin şirket adına yapılmaması nedeni ile tazminat talebinin yerinde olup olmadığı hususlarında toplanmaktadır. Şirketin ana kuruluş sözleşmesinde, "Net dönem karından her yıl %5 genel kanuni yedek akçe ayrılır, kalan miktar genel kurul kararı ile pay sahiplerine kar payı olarak dağıtılır," hükmü yer almaktadır. Kar payının dağıtımı yetkisi şirket genel kuruluna aittir. Genel Kurulda böyle bir karar alınmadan, kar payının tahsili için alacak davası açmak suretiyle talep edilmesi ve hüküm altına alınması mümkün değildir (Yargıtay 11. HD 1997/9240 esas1988/2211 karar sayılı ilamı). Yine, ortaklar TTK'nın 617/3. maddesi atfı ile TTK'nın 411/1. maddesi uyarınca yönetim kurulundan, yazılı olarak gerektirici sebepleri ve gündemi belirterek, genel kurulu toplantıya çağırmasını veya genel kurul zaten toplanacak ise, karara bağlanmasını istedikleri konuları gündeme koymasını isteyebilirler....

    tam kullanmadığı, alacak ve tazminatlarının ödenmediğini ileri sürerek, ücret alacağı, kıdem tazminatı, fazla mesai ücreti, yıllık ücretli izin alacağı, ulusal bayram ve genel tatil ücreti,hafta tatili ücreti ve ihbar tazminatı ile %20 kar payı alacaklarının faizleriyle birlikte davalıdan tahsilini istemiş, taleplerini bilirkişi raporu doğrultusunda artırarak ıslah etmiştir....

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davacının şirket hissesini devrettiği ve ortaklık tarihinden bu devir tarihine kadar olan kar paylarının kendisine ödenmesini istediği, kar payı isteme hakkı bireysel, mali ve şarta bağlı bir pay sahipliği hakkı olup, kar payı istenebilmesi için genel kurulca bir karar alınması şart olduğu, paya bağlı bir hak olması hasebi ile kar payı isteyecek kişinin hissedar olması gerektiği, davacının talep ettiği kar payı alacağı şirket hissesinin devrinden önceki dönemi kapsadığından ve dava tarihi itibariyle hisse sahibi olmadığı gibi, hissedar olduğu dönemi kapsar nitelikte kar payı dağıtılmasına yönelik bir genel kurul kararı da bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur....

        İstinaf Sebepleri Davalı vekili gerekçeli istinaf dilekçesinde özetle; -Davacıya yapılan protokol gereği primin tam olarak ödendiğini, prim alacağı talebinin reddinin gerektiğini, -Davacının kar payının dağıtıldığın yıl iş yerinde çalışmadığından, kar payı alacağının hüküm altına alınmasının hatalı olduğunu, beyanla istinaf yasa yoluna başvurmuştur. V-DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 355. Madde düzenlemesine göre, kamu düzenine aykırılık halleri hariç, istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ile sınırlı olmak üzere yapılan inceleme sonunda; Dava, prim ve kar payı alacağı istem davasıdır....

        Davacı her ne kadar kar payı da talep etmiş ise de davalı şirketin kar payı dağıtımına ilişkin esas sözleşmesinin 11'inci maddesi gereğince genel kurulda karar alınması gerektiği, ancak davalı şirketin genel kurulda bu şekilde bir karar almadığı açıkça anlaşıldığından davacının kar payı alacağına ilişkin talebi reddedilmiştir. Davacı vekili kaldırma kararı öncesinde ıslah dilekçesi sunduğundan ve bu dilekçe ile ayrılma akçesi olarak toplam 46.632,05 TL talep ettiğinden davacının kaldırma kararı sonrası aldırılan ek rapor gereğince fazlaya ilişkin talebi reddedilmiştir. Sonuç olarak, davacının davalı şirket ortaklığından çıkmasına, ayrılma akçesinin davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine ve davacının kar payı alacağı talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Ayrıntısı ve yasal gerekçesi izah edildiği üzere; Davanın Kısmen Kabulü ve Kısmen Reddi ile; 1-Davacı ...'nin TTK m.638/2 gereğince, davalı ......

          için davacının arsa payına isabet eden 495,38 TL, değer kaybı 60.000,00 TL, cezai şart alacağı 49.408,80 TL, kar payı alacağı 83.830,26 TL, olmak üzere toplam 205.134,44 TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, Fazlaya ilişkin taleplerin reddine," karar verilmiştir....

          Asliye Hukuk Mahkemesi 20/02/2020 tarihli kararında özetle; davanın, kar payı ortaklık sözleşmesinden kaynaklanan alacak talebine ilişkin olduğu, taraflar arasında kar payı ortaklık sözleşmesi ile davalının davacının inşaatında çalıştığının taraflarca da kabul edildiği, davacının %25, davalının ise %15 oranında kar payı verileceğinin kararlaştırıldığını iddia ettikleri, ancak davacı dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanmadığından %25 oranında kar payı verileceği hususunda anlaştıklarını ispatlayamadığı tespit ve kanaatine ulaşıldığı, davalı tarafından davacıya kısmi ödeme yapıldığına ilişkin dosyaya banka dekontları ibraz edilmiş ise de dekontlarda ödemenin kar payı ödemesi olduğuna ilişkin açıklamada bulunulmadığı kaldı ki, davacıya inşaat malzemeleri ve yapımı için gerekli giderlerin ödenmesi için zaman zaman para gönderildiği, dekonttaki paraların bunlara ilişkin olduğunun mahkemece kabul edildiği ve dekonttaki bedellerin alacaktan mahsup edilmediği, dosya arasında mevcut 17...

          Davalı vekili; davacının iddiaların aksine müvekkili şirket ile kuruluşundan bu yana hiçbir toplantısına usulüne uygun şekilde haberdar edilmesine rağmen katılmadan, şirket ile irtibatını kopardığını, şirketin işleyişi ile ilgili hiçbir katkıda bulunmadığını, şirketin 1999 yılından bu yana faal olmadığını, alınan tüm kararların ve yapılan işlemlerin hukuka ve usulüne uygun şekilde yapıldığını, muvazaalı hiçbir iş ve işlemi bulunmadığını, genel kurul kararlarında ortaklara kar payı dağıtılması yönünde alınan bir karar bulunmadığını, şirketin kuruluşundan bu yana kar payı dağıtacak kadar kazanç elde edemediğini, davacının müvekkili şirketten hiçbir alacağı bulunmadığını, kar payı alacağı olsa dahi alacağın muaccel olduğu tarihten itibaren 5 yıl içinde şirketten istenmemesi halinde söz konusu alacakların zaman aşımına uğrayacağını, açılan davanın zaman aşımına uğradığını, davacının müvekkili şirketten alacak hakkı bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesini istemiştir...

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ DAVA :Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ücret alacağı, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ikramiye alacağı, kar payı alacağı ile prim ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti: Davacı, iş sözleşmesini maaş, ikramiye alacaklarının eksik ödenmesi sebebiyle feshettiğini ileri sürerek kıdem, ihbar tazminatları ile fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, bayram ve genel tatil ücreti , ikramiye, ücret, prim, kar payı alacaklarını istemiştir. B) Davalı Cevabının Özeti: Davalı, davanın reddini istemiştir....

              Davacı 06/01/1998 tarihi itibariyle davalı tarafla aralarındaki sözleşmenin feshini istediğine göre ve böylece sözleşmeden döndüğüne göre artık aynı sözleşme hükümlerine dayanarak bu tarihten sonraki kar payı alacağı yönünden talepte bulunamaz. Hal böyle olunca, davacının fesih iradesini ortaya koyduğu tarihten sonraki dönemler için kar payı talebinin tümden reddi gerekirken, kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 18,40 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.12.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                UYAP Entegrasyonu