Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bilirkişi heyetince, taraflar arasındaki genel kredi sözleşmelerinin faize ilişkin 23. maddesi uyarınca, TL cinsinden krediler için istenebilecek temerrüt kar payı oranı, bankanın TL cinsinden kredilere uyguladığı akdi faiz oranlarının ortalaması üzerinden %14,30 olarak hesaplanmış, bu nedenle takip talebinde istenen %14,74 temerrüt kar payı oranının yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Yine aynı sözleşme hükmüne göre; banka tarafından Euro cinsinden kredilere uygulanan akdi faiz oranlarının ortalaması üzerinden Euro cinsinden krediler için istenebilecek temerrüt temerrüt kar payı oranı %5,89 olarak hesaplanmış, takip talebinde %5,86 oranında temerrüt kar payı talep edildiğinden taleple bağlı kalınmıştır....

    ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 07/10/2020 NUMARASI : 2019/686 ESAS 2020/597 KARAR DAVA KONUSU : Ortaklıktan Çıkma Ve Kâr Payı Alacağı KARAR : Davacı tarafından davalı aleyhine Konya 2....

    Dava konusu kar payı dağıtımına ilişkin, davacının şirket genel kuruluna herhangi bir başvurusu ve bu konuda verilen genel kurul kararı bulunmadığı, TTK 523/1 Maddesi gereğince " Kanuni ve esas sözleşmede öngörülen isteğe bağlı yedek akçeler ayrılmadıkça pay sahiplerine dağıtılacak kâr payı belirlenemez. " Ancak kar payı ödemesi genel kuruldan talep üzerine TTK 616/1- e maddesi gereğince genel kurulun devredilmez yetkileri arasında olup, genel kurulda bu konuda karar alındıktan sonra ancak alınan kararın aleyhine yargı yoluna gidilmek suretiyle kar payı ödenmesi hususu sağlanabilir. Bu nedenle davamızın konusu olmayan ve genel kurula bu konuda herhangi bir başvuru yapılmayan ve kar payı dağıtımının genel kurulun devredilmez görev ve yetki alanında kalması sebebiyle 6100 sayılı HMK'nın 389 ve devamı koşulları oluşmaması sebebiyle kar payı dağıtılması/ ödenmesine ilişkin ihtiyati tedbir talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....

    Dava konusu kar payı dağıtımına ilişkin, davacının şirket genel kuruluna herhangi bir başvurusu ve bu konuda verilen genel kurul kararı bulunmadığı, TTK 523/1 Maddesi gereğince " Kanuni ve esas sözleşmede öngörülen isteğe bağlı yedek akçeler ayrılmadıkça pay sahiplerine dağıtılacak kâr payı belirlenemez. "Ancak kar payı ödemesi genel kuruldan talep üzerine TTK 616/1-e maddesi gereğince genel kurulun devredilmez yetkileri arasında olup, genel kurulda bu konuda karar alındıktan sonra ancak alınan kararın aleyhine yargı yoluna gidilmek suretiyle kar payı ödenmesi hususu sağlanabilir. Bu nedenle davamızın konusu olmayan ve genel kurula bu konuda herhangi bir başvuru yapılmayan ve kar payı dağıtımının genel kurulun devredilmez görev ve yetki alanında kalması sebebiyle 6100 sayılı HMK'nın 389 ve devamı koşulları oluşmaması sebebiyle kar payı dağıtılması/ ödenmesine ilişkin ihtiyati tedbir talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....

      , a grubu pay sahiplerine kar payı hususunda bir imtiyaz tanınmadığını, davalı şirket nezdinde kurucu üyeliğe dayalı da herhangi bir pay grubu oluşturulmadığını savunarak davanın usulden, zamanaşımından ve esastan reddini istemiştir....

        TTK 616/1-e maddesi gereğince kar payı dağıtılmasında yetkili organ olan genel kurulda kâr payı dağıtılmasına ilişkin herhangi bir karar alınmadan kâr payı dağıtılması da mümkün değildir. Davalı şirketin kâr payı dağıtmasına yönelik alınmış bir genel kurul kararı olmadığından kar payı talebine ilişkin davanın reddine karar vermek gerekmiştir. TTK 638.maddesine dayalı olarak açılan davada husumetin, limited şirkete yöneltileceği, davalı ... limited şirketin ortağı ve müdürü olup, kendisine husumet yöneltilemeyeceğinden, bu davalı hakkındaki davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar vermek gerekmiştir....

          Davalı vekili, davalı şirketin 2009 yılına ait genel kurul toplantısında, önceki yıllarda alınan kâr dağıtım kararlarının kaldırıldığını, genel kurulda hazır bulunan davacının bu konuda kabul oyu kullandığını, bunun da kar payı alacağından feragat anlamına geldiğini, davacının taleplerinin kötüniyetli ve haksız olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir....

            Davalı vekili süresi içerisinde verdiği İstinaf dilekçesinde özetle; davacının 06.06.2002- 31.12.2008 tarihleri arasında şirketlerinde çalıştığı, ekonomik nedenlerle iş sözleşmesi feshedilerek 4168,97TL kıdem tazminatı ödendiği, ilk dönem çalışmasının tasfiye olduğu, davacının kıdem tazminatı bordrosunu imzaladığı, 12.01.2009 tarihinde tekrar çalışmaya başladığı 02.01.2018 tarihinde emekli olarak işten ayrıldığı, kıdem tazminatı, ücret ve yıllık izin ücreti alacağının ödendiği, kıdem tazminatı talebinin reddi gerektiği, işyerinde kar payı dağıtımına ilişkin bir uygulama bulunmadığı, Duran Asar dışındaki tanıkların da bu yönde beyanda bulunduğu, Duran Asar’ın işverene karşı 2018/532Esas sayılı dosyası ile açtığı davası bulunduğu, husumetli tanık beyanına itibar edilemeyeceği, bilirkişi incelemesi sonucunda, ticari defterlerde de kar payı adı altında yapılan bir ödeme olmadığının belirtildiği, kıdem tazminatının 06.06.2002- 31.12.2008 arasındaki tasfiye edilen çalışma dönemi ve kar payı...

            İcra Müdürlüğünün 2017/6052 Esas sayılı dosyasında; a) Kurumsal finansmandan kaynaklanan 4.945.451,72 TL asıl alacak, 335,18 TL gecikme tazminatı kar payı olmak üzere toplam 4.945.786,90 TL alacak için davalılar tarafından yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, 4.945.451,72 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren % 11,79 oranında gecikme tazminatı kar payı mahrumiyeti ve bunun % 5 gider vergisi uygulanmak suretiyle, b) Kurumsal finansmandan kaynaklanan 10.956,52 USD asıl alacak için davalılar tarafından yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, 10.956,52 USD asıl alacağa takip tarihinden itibaren % 3,03 oranında gecikme tazminatı kar payı mahrumiyeti ve bunun % 5 gider vergisi uygulanmak suretiyle, c) Kurumsal finansmandan kaynaklanan 272.781,50 EURO asıl alacak, 33,98 EURO gecikme tazminatı kar payı olmak üzere toplam 272.815,48 EURO alacak için davalılar tarafından yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, 272.781,50 EURO asıl alacağa takip tarihinden itibaren % 3,64 oranında gecikme tazminatı kar payı mahrumiyeti ve bunun...

            Şubesindeki kar-zarar katılım payı hesabında bulunan 13.320 USD'nin ödenmemesi üzerine davalıya ihtarname keşide ettiğini ve takip başlattığını, davalı aleyhine başlatılan takibin davalının itirazı üzerine durduğunu, davalının Devlete borcunun kalmadığını, personel ve cari hesap borçlarının ödendiğini, sıra kar-zarar katılma hesabına gelince ertelemeler yapıldığını, davalının alacağı muaccel olmayan mudilere ödeme yaptığını ileri sürerek, itirazın iptaline ve %40 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkili şirketin münfesih olduğunu, ticari işlemler ve yatırımların sonuçlanmadığını, kar-zararın belli olmadığını, alacak ve miktarının tasfiye süreci sonunda belli olacağını, bu tarihten önce talep edilemeyeceğini, takip tarihi itibariyle muaccel bir borç bulunmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir....

              UYAP Entegrasyonu