Bu nedenle tasfiye edilerek tüzel kişilikleri sona eren kurumlar vergisi mükellefleri adına, tasfiyeye giriş tarihinden önceki dönemlerle ilgili olsa dahi vergilendirme yapılması mümkün bulunmamaktadır. Tüzel kişiliği sona eren ve bu nedenle borçlandırılmasına hukuken imkan bulunmayan kurumların hukuksal varlığının devam ettiği dönemlere ait olup, ikmalen veya re'sen tarhı gereken vergi ve kesilecek cezalardan sorumlu tutulacaklar konusundaki hukuki boşluk, 5520 sayılı Kanun'un 17. maddesine eklenen ve yukarıda kuralına yer verilen 9. fıkra ile giderilmiştir. Buna göre; tüzel kişi kanuni temsilcisinin tasfiyesi tamamlanmış ve ticaret sicilinden kaydı silinmiş tüzel kişiler adına 03/07/2009 tarihinden itibaren yapılacak tasfiyeye giriş tarihinden önceki dönemlere ilişkin tarhiyatların muhatabı olabileceği, başka bir ifadeyle söz konusu tarhiyatların müteselsilen sorumlu olmak üzere kanuni temsilcilerden biri adına yapılabileceği açıktır....
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı ... vekili, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dosyaya sundukları beyanlarının ilk derece mahkemesince incelenmediğini, İstanbul 32 İcra Müdürlüğünün 2016/39183 esas sayılı takip dosyasında borca ve yetkiye itiraz ettiklerini, doğmuş bir alacak olmadan 24.12.2019 tarihinde ortaklar kurulu kararı ile tasfiyeye girişildiğini, dosyanın yetkili İzmir İcra Dairsine gönderildiğinden haberdar olmadıklarını, bunların yanında dosya yetkili icra dairesine geldikten sonra takip alacağı kesinleşmeden şirketin tasfiyeye girdiğini, doğmuş bir alacak olmadan bu davanın açılması yetkisinin bulunmadığını ve bu nedenle reddi gerektiğini savunarak kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE : Dava, ortaklar kurulu kararı ile tasfiye nedeniyle sicilden terkin edilen şirketin TTK'nın 547. maddesi uyarınca ihyası istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulü ile ......
Bu nedenle tasfiye edilerek tüzel kişilikleri sona eren kurumlar vergisi mükellefleri adına, tasfiyeye giriş tarihinden önceki dönemlerle ilgili olsa dahi vergilendirme yapılması mümkün bulunmamaktadır. Tüzel kişiliği sona eren ve bu nedenle borçlandırılmasına hukuken imkan bulunmayan kurumların hukuksal varlığının devam ettiği dönemlere ait olup, ikmalen veya re'sen tarhı gereken vergi ve kesilecek cezalardan sorumlu tutulacaklar konusundaki hukuki boşluk, 5520 sayılı Kanun'un 17. maddesine eklenen ve yukarıda kuralına yer verilen 9. fıkra ile giderilmiştir. Buna göre; tüzel kişi kanuni temsilcisinin tasfiyesi tamamlanmış ve ticaret sicilinden kaydı silinmiş tüzel kişiler adına 03/07/2009 tarihinden itibaren yapılacak tasfiyeye giriş tarihinden önceki dönemlere ilişkin tarhiyatların muhatabı olabileceği, başka bir ifadeyle söz konusu tarhiyatların müteselsilen sorumlu olmak üzere kanuni temsilcilerden biri adına yapılabileceği açıktır....
Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (4721 s.lı TMK 179 m). Somut uyuşmazlıkta tasfiyeye konu edilen mesken taraflar arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu 06.01.1992 tarihinde davacı ve davalı adına 1/2 hisse ile tapuda tescil edilmiştir. Bu bağlamda tasfiyeye konu taşınmazın satın alındığı tarihte yürürlükte bulunan 743 sayılı TKM'de, 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721 sayılı yasanın 226 maddesinin karşılığı bulunmadığından tapu iptal ve tescile karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedeni yapılmıştır.....
nun temsil edeceği, işletmenin günlük faaliyetlerinden doğan borçlar ile kira, elektrik, su ve sigorta primi gibi giderlerin o sırada işleten tarafından karşılanacağı, ortaklığın sona ermesi, fesih ve tasfiye başlıklı 3 nolu bent ile her türlü fesih halinde bir ay içinde kar ve zarar hesabı yapılıp, ortaklığın tasfiye edileceği, tasfiyeye ilişkin protokol düzenlenerek resmi merciler nezdinde kapanış ve tasfiyeye ilişkin işlemlerin tamamlanacağı, bu hükme aykırı davranan ortağın 10.000.-USD cezai şart ödeyeceğinin kararlaştırıldığı anlaşılmıştır. Antalya ......
Bu durumda, tasfiyeye girmeksizin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun geçici 7.maddesi uyarınca re'sen kaydı silinen şirket kanuni temsilcisi hakkında 5520 sayılı Kanun'un 17. maddesinin 9. fıkrasında öngörülen tasfiye koşulu gerçekleşmediği dikkate alındığında, yapılan tarhiyat hukuka uygun düşmediğinden Vergi Dava Dairesi kararının bir kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi yönünden davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasının bozulması gerekmiştir. Nitekim Yasa Koyucu tarafından, 5520 sayılı Kanun'un 17. maddesinin 9. fıkrası kapsamına girmeyen tüzel kişilerin tüzel kişiliklerinin veya tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin sona ermesi halinde, sona erme tarihinden önceki dönemlere ilişkin her türlü, vergi tarhiyatı ve ceza kesme işleminde uygulanacak düzenleme eksikliği, 213 sayılı Vergi Usul Kanun'nun 10. maddesine 7103 sayılı Kanun'un 9. maddesi ile eklenen 21/03/2018 tarihinde yürürlüğe giren fıkra ile giderilmiştir....
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...DÜŞÜNCESİ: Tasfiyeye girmeksizin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun geçici 7. maddesi uyarınca re'sen kaydı silinen şirketin kanuni temsilcisi hakkında 5520 sayılı Kanun'un 17. maddesinin 9. fıkrasında öngörülen tasfiye koşulu gerçekleşmediği dikkate alındığında salınan cezalı vergi hukuka uygun düşmediğinden davacı temyiz isteminin kabulü ile kararın, istinaf başvurusunun reddine ilişkin hüküm fıkrasının bozulması; davalı idare temyiz isteminin ise reddi gerektiği düşünülmektedir....
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ…'İN DÜŞÜNCESİ: Tasfiyeye girmeksizin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun geçici 7. maddesi uyarınca re'sen kaydı silinen şirketin kanuni temsilcisi hakkında 5520 sayılı Kanun'un 17. maddesinin 9. fıkrasında öngörülen tasfiye koşulu gerçekleşmediği dikkate alındığında salınan cezalı vergi hukuka uygun düşmediğinden davacı temyiz isteminin kabulü ile kararın, istinaf başvurusunun reddine ilişkin hüküm fıkrasının bozulması; davalı idare temyiz isteminin ise reddi gerektiği düşünülmektedir....
Aile Mahkemesinin 2011/723 Esas-2012/461 Karar sayılı dava dosyasında tasfiyeye konu 241 parselde 14 nolu bağımsız bölüm ve birleşen ... 4. Aile Mahkemesi'nin 2012/5 Esas-2013/355 Karar sayılı dava dosyasında tasfiyeye konu 245 parselde 11 nolu bağımsız bölüm yönünden temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; 01.01.2002 tarihinden önce 743 Sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin (TKM) yürürlükte olduğu dönemde, eşler arasında yasal mal ayrılığı rejimi geçerliydi (TKM mad.170). TKM'de, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin düzenleme mevcut olmadığından, eşlerin bu dönemde edindikleri mal varlığının tasfiyesine ilişkin uyuşmazlık, aynı kanunun 5.maddesi yollamasıyla Borçlar Kanunu'nun genel hükümleri göz önünde bulundurularak "katkı payı alacağı" hesaplama yöntemi kurallarına göre çözüme kavuşturulmalıdır. Zira Borçlar Kanunu, Medeni Kanunun tamamlayıcısı olarak kabul edilmiştir (eBK mad.544, TBK mad.646)....
Somut olaya gelince; eşler, 17.10.2002 tarihinde evlenmiş, 22.06.2009 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK m. 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın m. 10, TMK m. 202). Tasfiyeye konu 122 ada 9 parselde bulunan 6 nolu mesken, eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 30.03.2006 tarihinde satın alınarak, davalı eş adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır(TMK 179.m)....