Bu müesseseye “usuli müktesep hak” veya “usule ilişkin kazanılmış hak” denir. “Usuli Müktesep Hak”, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay İçtihatları ile kabul edilmiş, usul hukukunun ana ilkelerindendir ve kamu düzeni ile ilgilidir. Açıkça bozmaya uyulmasına karar verilmesiyle, taraflardan birisi yararına usule ilişkin kazanılmış hak doğar. Bundan sonra mahkemenin yapacağı iş, bozma kararı uyarınca ve o doğrultuda işlem yapmak ve gerekli kararı vermekten ibarettir. Kural olarak, hakim ara kararından dönebilirse de, bozmaya uyulmasına ilişkin karar bunun istisnalarındandır. Farklı anlatımla; bozma kararına uyan mahkeme, bununla bağlıdır. Ne var ki; Mahkemece, bozmaya uyulduğu halde bozma gerekleri yerine getirilmemiştir....
Bu nedenle dosyada bulunmadığı anlaşılan; a-İflasa ilişkin kesinleşme şerhli ve onaylı mahkeme kararı örneği, b-Davaya konu sıra cetveli İİK'nın 166. maddesinde belirtilen gazetelerde ilan edilmiş ise ilana ilişkin gazete nüshalarının asılları ya da tarihleri anlaşılacak şekilde çektirilen onaylı fotokopileri, c-Davacı tarafın kayıt başvurusu sırasında tebliğe elverişli adres gösterip göstermediğine ve masraf avansı (İİK.m.223) verip vermediğine ilişkin bilgiler; ç-Sıra cetveli tebliğ edilmiş ise davacı tarafa tebliğine ilişkin okunaklı belge, d-Sıra cetvelinin onaylı bir örneği, e-Davacının masaya başvuru evrakının okunaklı tasdikli suretleri , İflas Müdürlüğü'nden sorularak, varsa temin edilip, alınacak cevabi yazı ile birlikte gönderilmesi, İçin dosyanın mahkemesine geri çevrilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 19.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Buna göre; öncelikle, tasfiyeye konu taşınmazın satın alma bedeli, bunun kredi ile ve varsa kredi dışında eşlerin kendi imkanları ile karşıladıkları miktarlar ve oranları ile tasfiye (karara en yakın) tarihindeki sürüm(rayiç) değeri ayrı ayrı belirlenmelidir. Açıklamalar doğrultusunda hesaplama yapılabilmesi için, iddia ve savunma çerçevesinde, taşınmazın satın alınmasına ilişkin akit tablosuyla birlikte tapu kaydı, kredi sözleşmesi ve kredi borcu ödeme tablosu dahil finans kuruluşu kayıtları, ihtiyaç duyulması halinde eşlerin malın alınmasında katkı olarak kullandıklarını ileri sürdükleri malvarlıklarına ilişkin sair belgeler bulundukları yerlerden getirtilerek uyuşmazlığın çözümünde göz önünde bulundurulmalıdır. Uyuşmazlığın çözümünde kullanılabilecek belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülürse konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden oluşan kurulundan da yardım alınmalıdır....
Somut olaya gelince; eşler, 23.11.1995 tarihinde evlenmiş, 17.05.2013 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, 13.05.2014 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK m. 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nın yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM m. 170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın m. 10, TMK m. 202/1). Tasfiyeye konu 3521 ada 3 parsel 24 nolu bağımsız bölüm, eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 03.09.2008 tarihinde satın alınarak davalı eş adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK m. 179)....
Buna göre; öncelikle, tasfiyeye konu taşınmazın satın alma bedeli, bunun kredi ile ve varsa kredi dışında eşlerin kendi imkanları ile karşıladıkları miktarlar ve oranları ile tasfiye(karara en yakın) tarihindeki sürüm(rayiç) değeri ayrı ayrı belirlenmelidir. Açıklamalar doğrultusunda hesaplama yapılabilmesi için, iddia ve savunma çerçevesinde, taşınmazın satın alınmasına ilişkin akit tablosuyla birlikte tapu kaydı, kredi sözleşmesi ve kredi borcu ödeme tablosu dahil finans kuruluşu kayıtları, ihtiyaç duyulması halinde eşlerin malın alınmasında katkı olarak kullandıklarını ileri sürdükleri malvarlıklarına ilişkin sair belgeler bulundukları yerlerden getirtilerek uyuşmazlığın çözümünde göz önünde bulundurulmalıdır....
Somut olaya gelince; eşler, 06.07.2002 tarihinde evlenmiş, 14.06.2010 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK m. 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın m. 10, TMK m. 202). Tasfiyeye konu ... ada ... parsel 4 nolu bağımsız bölüm, eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 23.01.2003 tarihinde satın alınarak davalı eş adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK m. 179)....
Somut uyuşmazlık incelendiğinde; taraflar 07.09.1990 tarihinde evlenmiş olup, 31.05.2010 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 18.10.2012 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmıştır. Tasfiyeye konu edilen 1 parsel üzerindeki bina eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde yapılmış olup, davacı taraf kişisel malı olan altınları bozdurularak inşaatında katkıda bulunduğunu iddia etmiştir. Dosya kapsamındaki bilgi, belge, ziynetleri gösterir fotoğraflar, tanık beyanları ve davalı ...'ın 08.04.2014 tarihi celsedeki "aleyhte beyanları kabul etmiyorum, ben evlenmeden önce ...'da çalışıyordum. düğünde takılmak üzere üç tane yarım altın almıştım....
Mahkemece, verilen ilk kararda araç yönünden davanın reddine, ev eşyalarına ilişkin olarak davanın kabulüne karar verilmesi üzerine; hüküm, süresi içerisinde davacı tarafından temyiz edilmiş, Dairenin 2014/5078 Esas, 2015/11643 Karar sayılı ilamıyla tasfiyeye konu aracın alım satımına ilişkin evraklar getirtilip mal rejiminin devamı süresince edinilip edinilmediğine ilişkin araştırma yapılması, iddia ve savunma doğrultusunda toplanan diğer delillerle birlikte değerlendirilip sonucuna göre davanın esası hakkında karar verilmesi gerektiğine işaret edilerek hüküm bozulmuş, sair temyiz itirazları reddedilmiştir. Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde davacının araç bedeline ilişkin davasının kabülüne, 8.100,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir. Hüküm, süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/273 Esas KARAR NO : 2022/554 DAVA : Ticari Şirket (Tasfiyeye İlişkin) DAVA TARİHİ : 12/04/2022 KARAR TARİHİ : 30/06/2022 Mahkememizde görülen Ticari Şirket (Tasfiyeye İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ DAVA /Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; Müvekkili ... ... ..., ... MERSİS numaralı ......
Mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde satın alınan tasfiyeye konu mala çalışma karşılığı elde edilen gelirlerle (maaş, gündelik, kar payı vb.) katkıda bulunulduğunun ileri sürüldüğü durumlarda; çalışarak, düzenli ve sürekli gelire sahip eşin, aksi kanıtlanmadıkça, yapabileceği tasarruf oranında katkıda bulunduğunun kabulü gerekir. Yargıtayın ve Dairemizin devamlılık gösteren uygulamaları da bu yöndedir. Bu açıklamalar doğrultusunda; öncelikle evlenme tarihinden, malın edinildiği tarihe kadar, eşlerin çalışma sürelerine ve gelirlerine ilişkin belgeler bulundukları yerlerden eksiksiz olarak getirtilmelidir. Çalışmanın sabit olmasına rağmen, bir kısım döneme ilişkin belgelere ulaşılamaması durumunda, ilgili meslek kuruluşlarından ve/veya bilirkişilerden o döneme ilişkin yaklaşık gelir durumu sorulup öğrenilerek, malın edinildiği tarihe kadar ki eşlerin tüm gelirleri ayrı ayrı belirlenmelidir....