Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Şu kadar ki, davanın elden çıkarılmış mallar yerine kaim olan kıymete taalluku halinde, teminat göstermeksizin ihtiyati haciz kararı verilemez." amir hükmünü içermekte olup, taraflar arasındaki dava, davalılar arasındaki tasarrufun, İİK'nın 277 ve devam maddeleri uyarınca iptali talebine ilişkin olup, tasarrufun iptal şartlarının oluşup oluşmadığı yargılama ile belli olacaktır. Bu itibarla; ilk derece mahkemesinin vermiş olduğu karar yerinde bulunduğundan, davalı T4 vekilinin ihtiyati hacize itirazın reddi kararına karşı yaptığı istinaf başvurusunun HMK 353/1- b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur....

İhtiyati haciz verilmesi, itiraz ve kaldırılması İİK'daki yasal hükümlerle düzenlenmiştir. Sehven verilmiş olsa dahi bu ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına ilişkin her hangi bir karar verilmediği halde icra müdürlüğüne yazı yazılarak kararın sehven verildiğinden bahisle ihtiyati haczin iptal edildiğinden gereğinin yerine getirilmemesinin bildirilmesi, sonra ise kaldırma kararı bulunmadığı halde 09/12/2022 tarihli ara karar ile davacı vekilinin ihtiyati haciz kaldırma kararına ilişkin itirazının reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. O halde İlk Derece Mahkemesince yapılması gereken, dava dilekçesinde belirtilen ve iptali istenen taşınmazların tedavüllü kayıtları getirtilerek, her bir taşınmaz için taleple bağlı kalınarak (tasarrufun iptali ve yahutta bedel tazmini) ve İİK'nın 281/2.maddesi gereğince ihtiyati haciz talebi konusunda değerlendirme yapılarak karar verilmesi olmalıdır." gerekçesiyle istinaf talebi kabul edilmiştir....

Davalı İsmail Güler vekili ihtiyati haciz kararına karşı itiraz dilekçesinde; kötü niyetli davacı bankanın soyut gerekçelerle açtığı dava nedeniyle verilen ihtiyati haciz kararına itiraz ettiklerini, ihtiyati haciz kararının müvekkili yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece 10/09/2020 tarihli duruşma ara kararı ile; davalı Gökhan Özdemir vekilinin İhtiyati haciz kararına yaptığı itirazın bu aşamada, borç miktarı, tedbir kararı verilen taşınmaz miktarı, davalılar adına başkaca kayıtlı mallar bulunması da dikkate alınarak kabulü ile davalı hakkında verilen ihtiyati haciz kararın kaldırılmasına karar verilmiştir....

Şu kadar ki, davanın elden çıkarılmış mallar yerine kaim olan kıymete taalluku halinde, teminat göstermeksizin ihtiyati haciz kararı verilemez.” Aynı kanunun "İhtiyati Haciz Kararına İtiraz ve Temyiz" başlıklı 265. maddesinde, "Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir." denilmektedir. Bu yasal nedenlerle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nisbi nitelikte yasadan doğan bir dava olup tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir. Bu nedenle tasarrufun iptali davalarında ihtiyati tedbir talebinde bulunulsa dahi bu istemin ihtiyati haciz talebi olarak (İİK.md.281) değerlendirilmesi gerektiği açıktır....

Tasarrufun iptali davalarında İİK 281/2. maddesine göre hakim, iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında alacaklının talebi üzerine ihtiyati haciz kararı verebilir. Teminatın lüzum ve miktarı mahkemece takdir ve tayin olunur. Şu kadar ki, davanın elden çıkarılmış mallar yerine kaim olan kıymete taalluku halinde, teminat göstermeksizin ihtiyati haciz kararı verilemez. Tasarrufun iptali davalarında dava kabulle sonuçlandığı takdirde, alacaklı tarafından başlatılacak yeni bir icra takibi sözkonusu olmayıp İİK'nın 281/2. maddesi gereğince uygulanan ihtiyati haciz, tasarrufun iptali davasının kabulü ile kesin hacze dönüşür ve davacı alacaklı verilen ilamı icra dosyasına ibraz ederek cebri icra işlemine devam eder....

İİK'nın 283/1. maddesine göre tasarrufun iptali davası sabit olduğu takdirde alacaklı tasarrufa konu mal üzerinde cebri icra yoluyla hakkını almak yetkisini elde eder. İİK'nın 281/2. maddesi uyarınca verilen ihtiyati haciz kararından sonra, ilgili tasarrufun iptali davasının kabulüne karar verilmesi halinde alacaklı ayrıca bir icra takibi başlatmasına gerek olmadan iptal davası açılmadan önce başlatılan icra takibinden alacağını tahsil edeceğinden, bu ihtiyati haciz kararı İİK’nın 257. ve devamı maddelerinde yer alan ihtiyati haciz kararından bu yönden de farklıdır. Şikayete konu edilen ihtiyati haciz kararı İİK'nın 281/2. maddesine göre verilmiş olup, gerçekte ihtiyati tedbir niteliğinde bir karar olduğu anlaşılmıştır....

    14/12/2021 günlü dilekçe ile itiraz edilerek; tasarrufun iptali şartlarının oluşup oluşmadığının araştırılıp belirlenmesizin ihtiyati haciz kararı verilmesinin hatalı olduğu, ayrıca vekil edeninin, Serap Kaya'dan 11/06/2019 tarihinde satın aldığı hisse dışında, miras yolu ile intikal eden bir başka hissesi daha bulunduğunu, müvekkilinin kendine ait hisseyi de kapsar biçimde ihtiyati haciz kararı verilemeyeceğinin gözetilmediğini belirterek, haksız ihtiyati haczin kaldırılmasını istemiştir....

    Kararı kesinleşen bir mahkemece verilen ihtiyati haciz kararına değer vermemek uygun değildir. Bu nedenle İİK'nın 281/2 maddesi uyarınca verilen 01.02.2004 tarihli ihtiyati haciz kararı dava kabulle sonuçlandığından kesinleşmiş ve ihtiyati hacze değer verilerek şikayetin bu kesinleşme tarihine göre çözümlenmesi gerekmektedir....

    Davalı T1 vekili 13/10/2020 havale tarihli dilekçesi ile 09/10/2020 tarihli ara karara istinaden taşınmaz üzerine ihtiyati haciz konulmasına dair kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkememiz dosya kapsamı incelendiğinde; Her ne kadar davalı T1 vekili 13/10/2020 havale tarihli dilekçesi ile mahkememizin 09/10/2020 tarihli ihtiyati haciz talebinin kabulüne ilişkin ara karara itiraz etmiş isede; mahkememizin ihtiyati haciz talebinin kabulüne ilişkin 09/10/2020 tarihli ara kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla, -Davalı T1 vekilinin ihtiyati haciz kararına itirazının reddine, karar verilmiştir....

    Mahkemece yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve alınan bilirkişi raporuna göre, davacının ihtiyati tedbir yoluyla, tasarrufun iptali davasında taşınmazın üçüncü kişilere devrinin önlenmesini sağlayamadığı, bu nedenle İcra ve İflas Kanunu’nun 283/II nci maddesi gereğince işlem yapılarak iptal davası bakımından üçüncü şahsın elinden çıkardığı mallar bakımından bu malların yerine geçen değerler oranında tazminat istenebileceği, davacının bu iddiayla dava dışı ... hakkında açacağı bir dava sonucunda aldığı ilamla takibe girişebileceği, davacının kendi yararına aldığı bir ihtiyati haciz bulunmadığı, sunulan ihtiyati haciz kararının niteliği incelendiğinde İcra ve İflas Kanunu’nun 257 nci maddesine uygun bir ihtiyati haciz olup, davasının hacze iştirak ve sıra cetveline itiraz şartlarını gerçekleştiremediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

      UYAP Entegrasyonu