Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

KARŞI OY 6102 sayılı TTK'nın 4/1.maddesi gereğince tarafları tacir olan ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Aynı Yasa'nın 5/1.maddesi gereğince de Asliye Ticaret Mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. TTK'nın 19.maddesi gereğince bir tacirin borçlarının ticari olması asıl olduğundan İİK'nun 277'nci maddesinde gösterilen tasarrufun iptali davalarında dahi taraflar tacir olduğu takdirde dava TTK'nın 4/1.maddesi gereğince nisbi ticari davadır. Bu nedenle de davada, Asliye Ticaret Mahkemesi görevlidir. Aksi yöndeki çoğunluk görüşüne katılmıyorum....

    Dava dilekçesindeki ileri sürülüşe göre dava BK 19 ve İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılmıştır. Mahkemece de davanın hukuki nitelendirilmesi İİK 277 ve devamı olarak tasarrufun iptali davası olarak nitelendirilmiştir. İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı açılmış tasarrufun iptali davaların dinlenebilmesi için,davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır....

      Düzenlemesi bulunan tasarrufun iptaline yönelik iddialar ileri sürülerek öncelikle İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince tasarrufun iptaline karar verilmesi talep edilmektedir. Dava dilekçesinde terditli talep olarak ise İİK'nun 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali ve cebri icra yetkisi tanınmasına yönelik bu talebin yerinde görülmemesi halinde TBK'nun 19. Maddesi kapsamında muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescili talebinde bulunulmaktadır. Davacı tarafın açtığı terditli davada, ilk talebin İİK'nun 277 ve devamı maddelerinde düzenlemesi bulunan tasarrufun iptali talebi olması, bu talep yerinde görülmediği takdirde terditli olarak açılan TBK 19. Maddedeki muvazaaya dayalı tapu iptali ve tescili talebinin dikkate alınmasının talep edilmesi hususları dikkate alındığında dosyayla ilgili olarak inceleme yapma görev ve yetkisi Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi'ne aittir....

      Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, davacı tarafın dava dilekçesinde İİK.nın 277 ve devamı maddelerine dayanması nedeniyle mahkemece davanın tasarrufun iptali olarak nitelendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine, davacının BK.nın 19. maddesi uyarınca her zaman dava açmasının mümkün olmasına, İİK.nun 284. maddesine göre tasarrufun iptali davalarının tasarruf tarihinden itibaren 5 yıllık süre içinde açılmasının öngörülmesine ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 3,15 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına 11.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Mahkemece, dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren 5747 Büyükşehir Belediyesi Sınırları İçerisinde İlçe Kurulması Ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun m.1/19. fıkrası gereğince taşınmazın bulunduğu yerin Başakşehir İlçesi sınırları içinde kaldığı Başakşehir İlçesinin, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun 08.05.2008 tarih ve 189 sayılı kararı ile adli yönden Küçükçekmece İlçesine yargı alanına dahil edilmiş olduğu gerekçesi ile mahkemenin yetkisizliğine ve dosyanın Küçükçekmece Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava 277 vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Tasarrufun iptali davalarında, HUMK'nun 9 ve devamı maddelerinde düzenlenen yetki kuralları geçerlidir. İptal davaları aynî hakka değil, kişisel hakka dayanan davalardır....

          Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 19/02/2015 tarih, 2013/307 Esas 2015/77 Karar sayılı kararı ile tasarrufun iptaline karar verildiği ve henüz kesinleşmediğinin UYAP ortamında yapılan incelemede anlaşılması karşısında şikayete konu devir işleminin iptali için açılan tasarrufun iptali davasının sonucunun kesinleşmesi beklenilmeden, yazılı şekilde sanıkların beraatine karar verilmesi, Kanuna aykırı ve şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, tebliğnameye kısmen uygun olarak, HÜKÜMLERİN 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 16/01/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/25 E. – 2022/192 K. sayılı ilamı ile davanın tasarrufun iptali yönünden kabulü ile davalılardan Nurcihan Demir adına kayıtlı Kayseri ili, Kocasinan ilçesi, Sancaktepe Mah. 446 Ada, 6 parsel üzerinde bulunan yapının 12 numaralı bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile S.S....

            Hal böyle olunca, dosyadaki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığına, ayrıca Dairece verilen kaldırma kararı doğrultusunda yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde takip konusu kredi alacağının, davalı borçluya 10/09/2014 tarihinde kullandırılan 54.110,00- TL tutarlı krediden kaynaklandığı, iptali istenen tasarrufun yapıldığı 05/05/2011 tarihinde herhangi bir risk mevcut olmadığı anlaşıldığına ve özellikle davalı borçluya 10/09/2014 tarihinde kredi kullandırılırken tasarrufun iptali isteğine konu taşınmazın davalı borçlunun mal varlığında bulunmadığının belirgin olmasına ve daha da önemlisi gerek İİK'nın 277 ve devamı madde hükümlerine dayanılarak açılan tasarrufun iptali davalarında, gerekse TBK'nun 19.maddesine dayalı iptal davalarında; iptali istenen tasarrufun borcun doğumundan sonra yapılmış olmasının dava ön şartı niteliğinde bulunması nedeniyle böyle bir davada; dava ön şartlarının...

            Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK 283/1 maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacının taşınmazların haciz ve satışını isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir. Davanın TBK'nın 19.maddesi gereğince değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken davanın İİK 277 ve devamı maddelerinde yer alan tasarrufun iptali davası olarak nitelendirilmesi ve delillerin bu doğrultuda değerlendirilmesi isabetli görülmemiştir. Kişilerin dava hakkı Anayasanın 36. maddesiyle teminat altına alınmış olup, “hukuki yarar” ile sınırlıdır. HMK.nın 114/h maddesinde düzenlenen hukuki yarar, davanın konusuna ilişkin dava şartlarından olup, davacının dava açmakta hukuken korunmaya değer bir yararının bulunması gerekir. Davada davacının hukuki yararının bulunup bulunmadığı, mahkemece re'sen araştırılacak hususlardandır....

              İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkeme her ne kadar dava tarihi itibariyle hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar vermiş ise de davanın İİK 277 ve devamı maddelerinin kıyasen uygulanması talepli TBK m.19 muvazaa hukuksal nedenine dayalı tasarrufun iptali davası olduğunu, muvazaa hukuksal nedenine dayalı açılan tasarrufun iptali davalarında zamanaşımı/hak düşürücü sürenin söz konusu olmayacağını, Yerel Mahkemenin davayı muvazaa iddiası ile TBK m.19'a dayanarak açmalarını göz ardı ederek karar verdiğini, bu nedenle Yerel Mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini, tüm bu nedenlerle muvazaa hukuksal nedenine dayalı tasarrufun iptali davalarında hak düşürücü süre bulunmadığından istinaf taleplerinin kabulü ile yerleşik içtihatlara aykırı Yerel Mahkeme kararının kaldırılarak davanın TBK 19'a ilişkin tasarrufun iptali davası olarak değerlendirilip karara bağlanmasına karar verilmesini talep etmiştir...

              UYAP Entegrasyonu