Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: Hükmüne uyulan bozma ilamında, davanın İİK.nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkin olduğu, borçlu davalı ... tarafından taşınmazın diğer davalı ...’a satış tarihinin 19.06.2002, dava tarihinin ise 12.03.2009 olduğu, İİK'nin 284. maddesine göre tasarrufun iptali davalarının tasarruf tarihinden itibaren 5 yıllık süre içinde açılmasının öngörüldüğü, sürenin hak düşürücü süre olup, mahkemece resen nazara alınması gerektiğinden mahkemece davanın hak düşürücü süre yönünden reddine karar vermek gerekirken yazılı olduğu üzere davanın kabulüne karar verilmiş olmasının doğru olmadığına değinilmiştir....

    ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 14/10/2021 NUMARASI : 2020/26 ESAS - 2021/667 KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) KARAR : Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Öncelikle muvazaa hükümleri, kabul edilmemesi halinde tasarrufun iptali hükümleri gereğince İİK.'...

    Mahkemenin, dava konusu tasarrufun 30.05.2000 tarihinde yapıldığı, davanın ise 07.08.2008 tarihinde açıldığı, 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğinden tasarrufun iptali davasının reddine dair ilk kararı Dairemizin 11.04.2013 tarih 2012/8252 Esas 2013/5223 Karar sayılı ilamı ile, davanın BK'nun 19.maddesine göre değerlendirilmesi gerektiği, hak düşürücü sürenin söz konusu olmadığı gerekçesi ile bozulmuş, bozmadan sonra mahkemece, borçluya ödeme emrinin 01.10.2002 tarihinde tebliğ edildiği, bundan önce takip olmadığı taşınmazın ise bu tarihten önce 30.05.2000 tarihinde davalı ...'a satıldığı, ilk satışının muvazaalı olmasının mümkün olmadığı zira takipten 2 yıl önce yapıldığından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiası ile işlemin iptali istemine ilişkindir....

      Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi tarafından eksik incelemeyle verilen hükmün hatalı olduğunu, ilk derece mahkemesince kendilerine itirazın iptali davası açılıp açılmadığının sorulması gerektiğini, aciz vesikası gibi özel dava şartının da yargılamanın her aşamasında tamamlanabileceğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Davacı vekili tasarrufun iptali istemini içeren dava dilekçesinde İİK'nin 277 ve devamı maddeleri yanında, tasarrufun muvazaalı olduğunu da ileri sürerek TBK'nin 19'uncu maddesi uyarınca da tasarrufunun iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

      a devrettiğini, devirlerin alacaklılardan mal kaçırma kastı ile yapıldığını belirterek, yapılan tasarrufların TBK.nın 19. maddesi ve İİK.nun 277 ve devamı maddeleri gereğince iptalini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davacı vekilinin tüm, davalılar ... ve ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. Dava, İİK 277 vd. maddeleri uyarınca tasarrufların iptali istemine ilişkindir. 2-Tasarrufun iptali davalarının esastan reddi halinde davalılar lehine dava konusu iptali istenilen tasarrufun değeri ile takip konusu alacak miktarından hangisi az ise o miktar üzerinden nisbi vekalet ücreti takdir edilmesi gerekir....

        Bir davanın TBK’nın 19. maddesi uyarınca muvazaa hukuki nedenine dayalı bir dava mı yoksa İİK’nın 277 ve devamı maddeleri uyarınca tasarrufun iptali davası mı olduğu taleple bağlılık kuralı çerçevesinde mahkemelerce takdir edilecektir. Bu bağlamda, talep sonucu açık veya belirli değilse Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 31. maddesi uyarınca hâkimin davayı aydınlatma ödevinin bulunduğunu hatırlatmakta fayda vardır. Muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescil davası dava konusu taşınmazın mülkiyetini etkileyen aynî nitelikte bir davadır. Muvazaa hâlinde taraflar arasında yapılan sözleşme (görünüşteki işlem) geçersiz olacağından böyle bir sözleşme taraflar arasında alacak borç ilişkisi doğurmaz ve tescil yolsuz hâle gelir. Buna karşılık İİK’nın 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davası ise taşınmazın mülkiyetini etkilemez, yalnızca alacağın tahsilini amaçlayan şahsi nitelikte bir davadır....

          Mevcut dosyada tasarrufun iptali davası yargılaması sırasında alacak miktarınca taşınmaz üzerine konulan ihtiyati hacze ikame olmak üzere teminat mektubunun sunulması safahatında da teminat mektubu üzerinde icra müdürlüğünce haczin gerçekleştirilmesi birlikte değerlendirildiğinde tasarrufun iptali davası neticesi doğan hakkın şahsi ve nispi nitelikte olup, aynilik arz etmediği tasarrufun iptali davası neticesi verilen ilamında infazının İİK 194/1 maddesi öne sürülerek engellenmiş olması hukuken kabul edilemez. Tasarrufun iptali davasının alacaklı lehine sonuçlanması üzerine de taşınmazın satışı yerine alacaklının alacağını teminat mektubunu paraya çevirmek suretiyle tahsil etmesinin İİK. 283 maddesi hükmüne de uygun olacağı aşikardır....

          İlk derece mahkemesince; davalılar arasında taşınmaz satışına ilişkin bir tasarruf olmadığı, taşınmazın davalı T3 tescilinin cebri icra yolu ile yapılan ihale sonucu gerçekleştiği, tasarrufun iptali davasının ön koşullarından olan taraflar arasında mevcut tasarruf koşulunun oluşmadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın görülebilmesi için ön koşulların oluştuğunu belirterek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri gözetilerek Dairemizce yapılan incelemede; Dava, İİK 277 ve devamı maddeleri veya TBK 19. maddesi uyarınca tasarrufun iptaline ilişkindir. Öncelikle dava harcının eksik yatırıldığı, yerel mahkemece harç tamamlatılmadan davaya devam edilerek karar verildiği anlaşılmaktadır....

          Mahkemece iddia, savunma toplanan delillere göre,dava konusu taşınmazın tapudaki satış bedeli ile bilirkişi tarafından belirlenen rayiç değer arasında misli fark bulunduğu, dava konusu tasarrufun İİK'nun 278/3-2 madde gereğince bağış hükmünde olup iptale tabi olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş hüküm davalılar ... vekili ile ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK’nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir....

            Mahkemece, davanın İİK'nnu 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkin olduğu ve İİK'nun 284.maddesi gereğince bu tür davaların 5 yıllık hak düşürücü sürede açılması gerektiği, ilk tasarrufun 08.09.2009 tarihinde yapıldığı davanın ise 17.12.2014 tarihinde açıldığından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve vekalet ücreti yönünden davalılar ... ve ... vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davalı ... vekilinin temyiz dilekçesinin, temyiz esas defterine kaydı olmadığı ve temyiz harcı da yatırılmadığı anlaşıldığından usulüne uygun olmayan temyiz dilekçesinin reddi gerekmiştir. 2-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde ve değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, 30.06.2015 tarihli oturumda hakimin uyuşmazlığı İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davası niteliğinde olduğuna ilişkin tesbitinin davacı vekili tarafından da imzalanmış...

              UYAP Entegrasyonu