Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TASARRUFUN İPTALİ (İİK 277 VE DEVAMI) Yargıtaya Geliş Tarihi:12.12.2016 -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava; TBK. 19'a dayalı muvazaadan kaynaklanan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 16.01.2016 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 26.02.2016 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2016 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca bu davanın temyiz incelemesi Yargıtay 17.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın Yargıtay 17.Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 14.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. .......

    TTK'nun 3. maddesi ise, ”Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir” hükmünü içermektedir. Dava; İİK 277 ve devamı maddeleri ile TBK'nın 19. Md. gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Muvazaaya dayanan davalar ile tasarrufun iptali davaları için gerek HMK, gerek TBK, gerekse İİK'da görevli mahkemeye ilişkin özel bir düzenlemeye yer verilmediğinden genel hükümlere göre görevli mahkemenin belirlenmesi gerekecektir. İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali davalarında amaç; borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı bazı tasarrufların geçersiz yada iyiniyet kurallarına aykırılık nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalması ve dolayısıyla o mal üzerinde cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır....

      Eldeki davanın tasarrufun iptali davası olarak açılmış olması ve dosyada usulune uygun ıslah dilekçesi ile TBK 19. maddesi gereği muvazaaya dayalı iptal davası olarak görülmesi talebinin bulunmaması nedeniyle davaya İİK 277 ve devamı maddelerine göre tasarrufun iptali davası olarak bakılması ve ona göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. 2- Bozma neden ve şekline göre davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile HMK 373/1 maddesi gereğince Bölge Adliye mahkemesinin kararının BOZULMASINA (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının redddine, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kararın bir örneğinin de Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3....

        Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalılardan .... Madencilik İnş. Haf. Nak. San. Tic. Ltd. Şti. hakkında takip yapıldığını, takibin sonuçsuz kaldığını borçlu şirkete ait iş makinelerini düşük bedeller ile diğer davalı şirket ve şahıslara devrettiğini belirterek yapılan satışların BK’nun 19.maddesi gereğince iptali ile İİK’nun 283.maddesinin kıyasen uygulanarak haciz ve satış isteme yetkisi verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davanın İİK’nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali olduğu, 27.08.2013 tarihli haczin aciz belgesi niteliğinde olmadığı ve kesin aciz belgesi de sunulmadığından bahisle davanın ön koşul yokluğundan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

          Bankası vekili, müvekkilinin icra takibinin 25.09.2003 tarihli olup, açılan tasarrufun iptali dosyasında 02.01.2004 tarihinde ihtiyati haciz kararının taşınmazların kaydına işlendiğini 11.05.2006 tarihinde de tasarrufun iptali davasının kabul edildiğini Dow Kimya Ltd.Şti’nin ihtiyati haczinin 25.10.2004 tasarrufun iptali davasında karar tarihinin 30.11.2006 tarihi olup müvekkili bankanın ihtiyati haczinin daha önce kesin hacze dönüştüğünden sıra cetvelinin müvekkilinin alacaklı olduğu dosyadan yapılması gerektiğini ayrıca istimlak bedelinin tamamının müvekkili bankaya ödenmesi gerektiğini iddia etmiştir. Birleşen davanın davacısı Dow Kimya San.Tic. Ltd.Şti....

            ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 28.06.2022 NUMARASI : 2020/357 ESAS - 2022/102 KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı, TBK m.19 vd.) KARAR : Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davacı vekili ile davalılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi....

            Davanın TBK'nın 19. maddesi gereğince değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, davanın tasarrufun iptali davası olarak nitelendirilerek hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış ve bu yönde yapılan istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir. IV. KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1.Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Şanlıurfa 2....

            Şti. hakkında başlattığı takip kesinleşmiş ve dava İİK’nun 282.maddesine uygun olarak davalı borçlu ve üçüncü kişi aleyhine birlikte açılmış olmasına, davacının dava dilekçesinde BK’nın 202 olmadığı takdirde İİK’nın 277 ve BK’19 maddesinin uygulanmasını istediği ancak davanın açıldığı 14.01.2014 tarihi itibariyle tasarrufun iptali davalarında Ticaret mahkemesinin görevli olmamasına, davanın ilk açıldığı tarih ve karar verildiği 15.12.2014 tarihleri arasında Ticaret Mahkemelerinde, BK’nın 202.maddesine dayalı yargılamasının değere bakılmaksızın yazılı yargılama usulüne, tasarrufun iptali davalarının ise basit yargılama usulüne tabi olmasına göre usul ve yasaya uygun bulunmuş olup mahkemece verilen direnme kararının yerinde olmadığı anlaşıldığından, temyiz incelemesinin yapılmak üzere dosyanın 6763 sayılı Kanunun 43. maddesi ile değişik 6100 sayılı HMK’nin 373. maddesinin 5. fıkrası uyarınca yetkili ve görevli Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 03.02.2021 tarihinde oybirliğiyle...

              İlk derece mahkemesince; davalı T3 hakkında icra takibi başlatıldığı ve takibin kesinleştiği, yapılan haciz işlemi sonucu davalının haczi kabil malının bulunmadığına ilişkin tutanak tutulduğu, iptali talep edilen tasarrufun borcun doğumundan sonra yapıldığı, davanın açılması için gerekli ön şartların sağlandığı, davalıların kardeş oldukları, dava konusu tasarrufun iptali istenen taşınmazın davalı Reyhan Ceylan'ın eşi olan dava dışı Ahmet Ufuk Ceylan tarafından 29/08/2019 tarihinde 81.000,00 TL bedelle satın alındığı, dava dışı Ahmet Ufuk Ceylan tarafından 17/02/2020 tarihinde davalı T3'e 91.000,00 TL bedelle satıldığı, bilahare T3 tarafından taşınmazın 19/03/2020 tarihinde davalı Reyhan Ceylan'a 91.000,00 TL bedelle satıldığı, İİK 278 maddesi gereğince borçlu T3'in kardeşi diğer davalı Reyhan Ceylan'a yaptığı tasarrufun bağışlama hükmünde olduğu, tasarrufun iptaline karar verilmesi gerektiğine kanaat getirildiği belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiştir....

              Davacı vekili tarafından her ne kadar mahkememize dava açılmış ise de; davanın İİK 277. md. gereğince açılan Tasarrufun İptali Davası olduğu, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2014/17-2389 Esas 2016/129 Karar sayılı ilamında özetle, "tasarrufun iptali davasında ya da somut olayda olduğu gibi TBK'nın 19.maddesi gereğince ve İİK'nın kıyasen uygulanması istemli olarak açılan davalarda alacaklı ile borçlu taraflar arasındaki ticari nitelikteki alım satım ya da banka alacağını oluşturan ticari ya da genel kredi sözleşmeleri görevin belirlenmesinde dikkate alınamayacaktır. Ne tasarrufun iptali davası, ne de TBK'nın 19.madde gereğince İİK'nun 283.maddesininkıyasen uygulanması istemli muvazaa davası TTK'nın 4.maddesinde belirtilen mutlak ya da nispi ticari dava niteliğine haiz olduğundan 6100 Sayılı HMK'nın 2.maddesi gereğince Asliye Hukuk Mahkemesinin görev alanında kalmaktadır", denmiştir....

                UYAP Entegrasyonu