WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

sebepleri ve hukuka aykırı sonuçlara yol açan inceleme ve değerlendirmeler ile verilen Gülşehir Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2022/72 sayılı kararının kaldırılması ve davanın menfi tespit davası olarak devamına karar verilmesinin gerektiğini, 2019/138 esas sayılı dava menfi tespit davası olup 2022/3 esas numarası ile tefrik edilen davanın da eda davası olduğunu, her iki davanın taleplerinin farklı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir....

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davalı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı alacaklı vekili, borçlu hakkında Adana 8.İcra Müdürlüğünün 2009/6158 Esas sayılı dosyasından takip başlattıklarını, borçlunun adına kayıtlı Kırıkhan ilçesi Çorum Köyü 3-11-15-55-56-58-83-343 ve 344 nolu parsellerdeki taşınmazlarını takipleri sonuçsuz bırakmak için davalı 3.kişiye devrettiğini belirterek borçlu ve 3.kişi arasındaki tasarrufun iptalini talep etmiştir. Davalı 3.kişi vekili, dava şartlarının olayda gerçekleşmediğinden reddine istemiştir. Davalı borçlu vekili, davacıya borçlunun bir borcu olmadığını belirtmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalı borçlu ... aleyhine takip yapıldığını, takibin semeresiz kaldığını, borçlunun alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla adına kayıtlı taşınmazını davalı ...'e devrettiğini belirterek davalılar arasındaki tasarrufun iptalini talep etmiştir....

      Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278,279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Gerek, İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali davaları gerekse BK'nun 19.maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali davalarında, diğer dava koşullarının yanında borcun, iptali istenen tasarruftan önce doğması dava ön koşulu olup mahkemece res'en araştırılmalıdır. Borcun doğumundan kasıt ise borçlu hakkında başlatılan takibin tarihi değil, takibe esas olan borcun doğduğu tarihtir. Dava koşulu gerçekleşmediği takdirde işin esası hakkında hüküm kurulamaz....

        Anılan hükümde menfi tespit davaları sayılmamıştır. Yorum yolu ile de, menfi tespit davalarında arabuluculuğa başvurunun dava şartı olduğu sonucuna varılamaz. Kural olarak, [alacak ve tazminat] talep hakkının yerine getirilmesini sağlamak amacıyla bir dava açıldığı zaman, bu bir edim (eda, ifa) davası (Leistungsklage) olacaktır. Şu var ki, bütün dâvalar, edim dâvası gibi, karşı tarafın bir şey yapmaya ("verme"yi de içine alacak biçimde geniş anlamda kullanılıyor) veya yapmamaya mahkûmiyetini sağlamak amacıyla açılmaz. Bir tespit dâvasında veya yenilik doğurucu dâvada da dâvacının Usul Hukuku anlamında bir talebi vardır (örneğin bir sözleşmenin kesin hükümsüz olduğunun mahkemece tespit edilmesi veya bir ölüme bağlı tasarrufun iptali isteniyor). Fakat bu dâvalar (edim davasından farklı olarak) Maddi Hukuk (Medeni Hukuk) anlamında bir talep hakkına dayanmazlar. Ortada sadece usule ilişkin bir talep vardır....

        Dava İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Tasarrufun iptali davasını elinde geçici veya kesin aciz belgesi bulunan alacaklı açabilir. (İİK.m.277) Bu husus, dava şartı olup, hâkim görevi gereği doğrudan gözetmek zorundadır. Ancak, bu eksiklik yargılamanın her aşamasında hatta temyiz aşamasında dahi giderilebilmesi mümkündür....

          Mahkemece anılan (tasarruf)tarihlerde doğmuş ve kesinleşen alacak miktarları tespit edildikten sonra bu miktarlara göre tasarrufun iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu gibi davacının alacak miktarı ile takip dosyası belirtilmeden infazda tereddüt oluşturacak şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir. 2-Tasarrufun iptali davalarında tarifeye göre hesaplanacak karar ve ilam harcının takip konusu alacak miktarı ile tasarruf konusu malların tasarruf tarihindeki değerlerinden hangisi az ise o değer üzerinden belirlenmesi gerekirken taşınmazın 2. satış tarihindeki gerçek değeri üzerinden hesap yapılması da doğru görülmemiştir. SONUÇ : Yukarıda (1) ve (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 15.03.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

            DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 25/03/2019 KARAR TARİHİ : 27/03/2019 KARARIN YAZ. TARİH : 29/03/2019 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : İddia ve savunmaların özeti; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı alacaklı ... tarafından müvekkili ... aleyhine Samsun İcra Müdürlüğü'nün 2017/96785 esas ve 2017/96795 esas sayılı dosyalarının haksız ve kötüniyetli olarak müvekkilinden tahsil edilmek amacıyla takibe konulduğunu, kambiyo belgelerinin ilk borçulusu ... olan ve alacaklısı ... olan ve ciro borçlusu müvekkili ... tarafından davalı alacaklı ...'a 20/05/2017 tarihinden önce verildiğini, bu ödemelerin müvekkilinin eşi ... ve müvekkilinin ağabeyi ... tarafından, davalı ......

              Dava İİK.nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Dosya içeriğine, kararının dayandığı delillerle gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunamamısna, borçlu hakkındaki icra takiplerinin kesinleşmiş olmasına, dava konusu 9 ve 37 nolu bağımsız bölümlerin borçlu tarafından önce eşinin yeğeni ...'ye onun tarafından da 6 gün gibi kısa bir süre sonra borçlunun amacını bilebilecek durumda olan komşusu davalı ...'e satılmış olması nedeniyle tasarrufun iptal edilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 10.938.89.-TL kalan onama harcının temyiz eden davalı ...'den alınmasına 19.10.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/76 Esas sayılı dosyası ile açılan menfi tespit davasında davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, ancak bu kararın henüz kesinleşmediğini, borçlu tarafından açılan menfi tespit davası kesinleşinceye kadar zamanaşımının işlemeyeceğini, cevap dilekçesinde bildirdirleri dava dosyalarının getirtilip incelenmediğini, ayrıca borçlunun taşınmazını diğer davacı kızı Sevgin Karaca'ya devrinden dolayı açılan tasarrufun iptali davasının lehe sonuçlandığını ve bu kararın kesinleştiğini, ayrıca kararı kabul etmemekle birlikte yapılan yargılamada Sevgin Karaca yönünden karar verilmediğini, verilen karardan Sevgin yönünden davanın reddi gerektiğinin anlaşıldığını, bu durumda leyhlerine vekalet ücretine hükmedilmemesinin de hatalı olduğunu beyanla, istinaf talebinin kabulü ile kararın kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir....

                UYAP Entegrasyonu