Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/127 E. sayılı dosyası ile tasarrufun iptali davasının açıldığını, tasarrufun iptali davasının görüldüğü dosya üzerinden ihtiyati haciz kararı alındığını, kararın Gaziantep İcra Müdürlüğü'ün 2020/39793 E. sayılı dosyası üzerinden takibe konulduğunu, oysa borcun kefili olan davalının kayın pederinin devrettiği 34 XX 710 ve 34 XX 159 plakalı araçlar için tasarrufun iptali davası açılmadığını, bu durumun davalı ile kefil olan kayın pederi arasında muvazaalı bir işlem olduğunu ortaya koyduğunu, muvazaalı temlik nedeniyle aslında alacaklı ve borçlu sıfatının birleştiğini, bu durumda borcun itfa edilmiş olması karşısında davacınında borçlu olmadığını, tasarrufun iptali davası kapsamında alınan ihtiyati haciz kararının uygulandığı takip dosyasından borçlu olmadığının tespitini, dosyanın teminatsız olarak durdurulmasını, yargılama harç ve giderleri ile avukatlık ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir....
Anılan hükümde menfi tespit davaları sayılmamıştır. Yorum yolu ile de, menfi tespit davalarında arabuluculuğa başvurunun dava şartı olduğu sonucuna varılamaz. Kural olarak, [alacak ve tazminat] talep hakkının yerine getirilmesini sağlamak amacıyla bir dava açıldığı zaman, bu bir edim (eda, ifa) davası (Leistungsklage) olacaktır. Şu var ki, bütün dâvalar, edim dâvası gibi, karşı tarafın bir şey yapmaya ("verme"yi de içine alacak biçimde geniş anlamda kullanılıyor) veya yapmamaya mahkûmiyetini sağlamak amacıyla açılmaz. Bir tespit dâvasında veya yenilik doğurucu dâvada da dâvacının Usul Hukuku anlamında bir talebi vardır (örneğin bir sözleşmenin kesin hükümsüz olduğunun mahkemece tespit edilmesi veya bir ölüme bağlı tasarrufun iptali isteniyor). Fakat bu dâvalar (edim davasından farklı olarak) Maddi Hukuk (Medeni Hukuk) anlamında bir talep hakkına dayanmazlar. Ortada sadece usule ilişkin bir talep vardır....
Mahkemece, otobüsün mülkiyetinin tespitine yönelik talepte eda davası açılması gerekirken tespit davasının dinlenemeyeceği gerekçesiyle, tasarrufun iptaline yönelik olarak da sözleşme gereği yapılan devirde gerçek anlamda bir hibenin bulunmadığı ve davalı ... Belediyesi’nin kötüniyetinden bahsedilmediği gibi bu konuda delil de ibraz edilmediği gerekçesiyle reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Tasarrufun iptali davalarının dinlenebilmesi için borcun, iptali istenen tasarruftan önce doğması dava önkoşulu olup mahkemece res'en araştırılmalıdır. Dava koşulu gerçekleşmediği takdirde işin esası hakkında hüküm kurulamaz. Somut olayda davacının takibinde dayanak olarak sunulan faturaların tarihlerine göre davacı alacağının dava konusu tasarruftan daha sonra doğduğu anlaşılmaktadır. Faturaların en eskisi 12/02/2007 tarihli olup iptali istenen tasarruf 25/09/2006 tarihlidir....
Davalı, hacze konu takip dosyasının alacaklısı ve borçlularının dava dışı kişiler olduklarını, tasarrufun iptali davası neticesinde verilen kabul kararının tarafları yönünden sonuç doğurduğunu, verilen kararın etkisinin icra müdürlüğünün işlemi ile genişletildiğini, usul ve yasaya aykırı olan bu işlemin İcra Mahkemesine yapılacak şikayet yoluyla kaldırılabileceğini, işbu davanın açılmasında hukuki yararın bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir....
Bu özelliği nedeniyle aciz nedenine dayalı tasarrufun iptali davasında alacağın gerçekte olmadığı iddia ve ispat edebilir. Çünkü dava şartlarından birisi de tasarrufta bulunan kişinin borçlu olması gereğidir. Eğer tasarrufta bulunanın alacaklıya gerçek bir borcu olmadığı iddia ediliyorsa bu durumda tasarruf sahibinin öncelikle borçlu sıfatı çözümlenmelidir. Bu nedenledir ki borcun gerçek olmadığı iddiası ve muvazaanın varlığı yönündeki savunmasının mahkemece incelenmesi gerekir. Tasarrufun iptali davalarında alacaklıya alacağını tahsil olanağı sağlanırken bu alacaklının alacağının şeklen varlığının değil, gerçekliğinin amaçlandığını göz ardı etmemek gerekir. Somut olayda, davalı borçlu ... tarafından alacaklı davacı ..... Aleyhine açılan menfi tesbit davası sonucunda ... Asliye Ticaret Mahkemesinin 04.02.2015 tarih ve 2014/490-2015/98 sayılı kararı ile ...'...
İİK madde 277 e göre tasarrufun iptali davası; - Haciz yolu ile takiplerde; elinde kesin aciz belgesi veya geçici aciz belgesi sahibi alacaklı ; - İflas yolu ile takiplerde iflas idaresi tarafından, iflas idaresi, bu davayı açmak istemezse, kendisine -İİK. mad. 245 uyarınca dava hakkı devir olunan alacaklı tarafından açılır. İflas yolu ile yapılan takibe dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davalarında, iflas etmeden önce elinden çıkartan borçlunun iflasına karar verilmiş bulunmasına (yani borçlunun iflası ile acz içinde olduğunun kabul edilmiş bulunmasına) göre kesin veya geçici aciz belgesi ibraz edilmesi, alacağın iflas masasına kaydedilmiş olması sebebi ile de alacağın kesinleşmiş olması ön şartı da aranmaz. Ancak; İflas yolu ile yapılan takibe dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davalarında İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı ayrı ayrı araştırılmalıdır....
HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Tasarrufun İptali (İİK 277 ve Devamı) istemine ilişkindir. Somut olayda; davacı tarafça İİK.nın 277 ve devamı maddelerine göre tasarrufun iptali talep edilmektedir. İddianın ileri sürüş sekli ve dosya içeriğine göre de dava İİK.nın 277 ve devamında düzenlenen tasarrufun iptali davasıdır. Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi'nin 01/09/2021 tarihinden itibaren geçerli 431 sayılı İş Bölümü Kararı gereği, 3. Hukuk Dairesi iş bölümünün 10. maddesinde; "İcra İflas Kanunu ve 6183 sayılı Kanun'dan kaynaklanan tasarrufun iptali davaları sonucu verilen hüküm ve kararlar," şeklindeki düzenleme yer almıştır. Bu düzenleme karşısında istinaf talebini inceleme görevi Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi'ne aittir....
Tarımsal Gıda A.Ş. aralarındaki asıl tasarrufun iptali ile birleşen menfi tespit davası hakkında ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 12.01.2016 gün ve 2012/349 E - 2016/15 K. sayılı hükmün asıl davacı- birleşen davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu. - K A R A R - (1) Birleştirilen davalar bağımsızlıklarını koruduklarından her dava bakımından harç ve yargılama giderleri, dolayısıyla temyiz harcı ayrı ayrı hesaplanarak alınır. Hükmü temyiz eden asıl davacı- birleşen dosya davalı vekilinin hükmü hem asıl hem de birleşen dava yönünden temyiz ettiği ancak tek bir dava için maktu temyiz harcı ile temyiz yoluna başvurma harcı yatırdığı anlaşılmaktadır. Birleşen davalar bağımsızlıklarını koruduğundan temyiz edilen her bir dava için ayrı ayrı harç yatırılması gerekir....
Sayılı dosyasıyla tasarrufun iptali davası açıldığını ve söz konusu devredilen gayrimenkule ihtiyati tedbir konulduğunu, ayrıca ... 17. İcra Ceza Mahkemesinin... Es....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı alacaklı vekili, borçlu ... hakkında takip başlatıldığını, borçlunun alacağı karşılayacak mal varlığı bulunmadığını, alacaklılardan mal kaçırma amacı ile dava konusu taşınmazları 02.....2014 tarihinde davalı ...'ya devrettiğini belirterek bu tasarrufun iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalılar vekili, müvekkillerinden ....'in davacıya borcu olmadığını, ... ....Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/72 Esas sayılı dosyasından menfi tesbit davası açıldığını, müvekkili ...'nın ise taşınmazların bedelini ödeyerek satın aldığını ve eski kiracı ile yeniden sözleşme yapıldığını belirterek davanın reddini istemiştir....