"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonucunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü; K A R A R Davacı vekili, davalı ...'ın müvekkili şirkete 31/05/2011 tarihi itibariyle 850.427,37 TL borçlu olduğunu, borçlu hakkında ... 10. ... Müdürlüğünün 2012/1536 sayılı dosyası ile 03/04/2012 tarihinde İpoteğin Paraya Çevrilmesi Yoluyla ... takibine başlandığını, bu takip dosyasından davalı borçlunun ipotekli iki adet gayrimenkulünün alacağa mahsuben 01/10/2012 tarihinde ihale edildiğini, ihalelerin kesinleştiğini, bu arada davalı borçlunun müvekkili aleyhine ... 46. Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde 2012/155 Esas sayı ile ikame ettiği menfi tespit davasının red ile sonuçlandığını, ... 10. ......
e alınıp da diğer davalılara kaçırılan bir taşınmaz devrinden söz etmek hayatın olağan akışına aykırı görüldüğünden, İİK.m. 277'deki bir muvazaalı devir olmadığı gibi aynı Kanunun 280. maddesindeki iyiniyetli bir kişiden beklenemeyecek basiretsiz bir şekilde bir taşınmaz ya da malvarlığı devrinden söz edilemeyeceğinden davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalı borçlu ...'in hakkındaki icra takibini karşılıksız bırakmak amacıyla Halkalı Köyüstü mevkii 28 ada 4 parsel'de kayıtlı taşınmazının 10/285 hissesini 5.4.2005 tarihinde arkadaşı olan davalı ...'e sattığını belirterek davalılar arasındaki tasarrufun iptalini talep etmiştir. Davalı ... vekili davacının gerçek bir alacağı bulunmadığını icra takibinden önce takip konusu senetlerle ilgili menfi tesbit ve senet iptali takipten sonrada itiraz ve şikayet davası açtıklarını sonuçlarının beklenmesi gerektiğini geçerli aciz belgesi sunulmadığını satışın gerçek bir satış olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur....
Her ne kadar tasarrufun iptali davası için menfi tespit davası açılmış olması halinde bu davanın sonucunun beklenilmesi zorunlu değil ise de eldeki dosyada ibraz edilen ve icra takibine dayanak yapılan fatıra suretleri incelendiğinde faturaların alt kısmının imzalanmış olduğu görüldüğünden davacının alacağının kesin bir şekilde tespiti amacı ile menfi tespit davası sonucunun beklenilmesinin sonuca etkili olacağı değerlendirilmiştir. Bu nedenle Mahkemece iş bu dosyanın sonucunu etkileyecek nitelikte olan anılan dosyanın sonucunun dosyamız açısından bekletici mesele yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği halde eksik inceleme ile karar verilmiş olması hatalı olmuştur. Tüm bu anlatılanlar ışığında mahkemece öncelikle Adana 2....
İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Devir alan üçüncü şirketin bu işlemleri yaptığı iddia ve ispat edilmediğinden tasarrufun iptali gerekmektedir. Tasarrufun iptali koşullarından biride dava dayanağı takibin gerçek bir alacağa ilişkin olmasıdır.Davalı üçüncü kişiler alacağın gerçek olmadığı, asıl amacın taşınmazın yeniden geri alınmasını temin etmek olduğunu ileri sürmektedir. Davacı alacaklı vekili takip dayanağı 15.09.2009 tanzim 15.06.2010 vade tarihli bononun, borçlunun dava konusu dairenin satışını müvekkiline satmayı vadettiğini ve bunun karşılığında teminat olarak verildiğini ancak vade tarihinden hemen önce sattığını belirtmiştir....
Davalılar vekilleri, davacı aleyhine açılan menfi tespit davasının sonucunun beklenmesi gerektiğini, tasarrufun borçtan önce yapıldığını, aciz belgesi sunulmadığını, taşınmazın borçluya yardım amacıyla ve bedelle alındığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre, dava konusu taşınmazın tapudaki satış bedeli ile bilirkişi tarafından belirlenen rayiç değeri arasında misli fark bulunduğu, davalılar arasında baba-kız ilişkisi olduğu yapılan satış işleminin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne dava konusu taşınmaz üzerinde... 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin kesinleşen 2009/124 Esas 2011/401 Karar sayılı dosyasında hüküm altına alınan 15.000 TL alacak ve fer'ileriyle sınırlı olarak haciz ve satış yetkisi tanınmasına karar verilmiş; hüküm, davalılar ... ..., ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Menfi tesbit davasının tasarrufun iptali davasından önce açıldığı da gözetilerek 2009/3108 sayılı takip dosyasından bu menfi tesbit davanın kesinleşen sonucunun bekletici mesele yapılması, diğer 2009/5419 sayılı dosya yönünden ise tasarrufun iptali davasından önce açılmış bir menfi tesbit davasının olup olmadığı netleştirilerek var ise onunda kesinleşen sonucunun beklenmesine karar verilmesi gerekmektedir. 3-Davacı alacaklının karar düzeltme talebine gelince, bozma ilamında davalı dördüncü kişi Huriye'nin kötü niyeti kanıtlanmadığı belirtilmiş ise de, davacının sunuduğu 2016 tarihli internet çıktılarına göre anılan şahsın satın aldığı işyerinde halen borçluların faaliyette bulunduğu, mahkeme kararının 05.01.2014 tarihinde davalı ...'...
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ: 17/09/2020 NUMARASI: 2019/999 2020/527 DAVANIN KONUSU: Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) Taraflar arasında görülen davada Büyükçekmece 5. Asliye Hukuk Mahkemesi ile Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava; TMK 19. ve devamı maddeleri uyarınca açılan muavazaa nedenine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Büyükçekmece 5. Asliye Hukuk Mahkemesince, "...Tefrik edilen karşı dava; İ.İ.Y.'nın 72 m. uyarınca açılmış ''menfi tespit'' davası niteliğindedir. Davacı davalılar arasında tanzim olunan bono nedeniyle Bakırköy ......
nın kooperatife yüklü miktarda borcunun bulunduğu ve hakkında birçok icra takibi yapıldığı,devir tarihi dikkate alındığında davalıların tasarruf işlemlerini mal kaçırma maksadı ile yaptıkları,taşınmazın tapudaki satış bedeliyle gerçek değeri arasında misli fark olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne Didim 12691 parselde kayıtlı 4 nolu bağımsız bölüme ilişkin davalılar arasında yapılan tasarrufun iptali ile Söke İcra Müdürlüğünün 2003/1528, 1529, 1532, 1631, 633, 1639, 2004/2400, 2402 esas sayılı takip dosyalarından alacağın tahsili için cebri icra yetkisi tanınmasına karar verilmiş, hüküm davalı ... ile ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK. 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali davasına ilişkindir. 1-Mahkeme hükmü davalı ... vekiline 01.08.2007 tarihinde tebliğ edilmiş, temyiz dilekçesinin, H.U.M.K.nun 432.maddesinde öngörülen 15 günlük yasal süre geçirildikten sonra06.09.2007 tarihinde temyiz defterine kaydedilmiştir....
Dava koşulları yönünden dosya incelendiğinde, davacının alacağının 15.6.2008 tanzim 15.6.2009 vadeli senetle doğduğu, borçlu hakkındaki takibin kesinleştiği, alacağın gerçek olduğu, (davalı borçlu alacağın gerçek olmadığını iddia etmiş ise de bu konuda açtığı itiraz ve takibin iptali davasının Sandıklı İcra Hukuk Mahkemesinin 28.2.2011 tarih 2011/25-54 E-K ile reddedildiği ve ve borçlu tarafından açılmış menfi tespit davası bulunmadığından) 12.5.2011 tarihli haciz tutanağının İİK'nun 105 maddesi kapsamında geçici aciz belgesi niteliğinde olduğu, iptali istenen tasarrufun ise takip konusu alacaklardan sonra 29.12.2010 ve 8.2.2011 tarihlerinde yapıldığı, davanın süresinde açıldığı anlaşıldığından dava ön koşuları gerçekleşmiştir. Davalı .........'in borçlu .......'...