Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava İİK 277 ve devamı maddesince verilmiş tasarrufun iptali davasıdır. İlk derece mahkemesi, 5 yıllık zaman aşımı süresi dolduğundan bahisle zaman aşımı sebebiyle davayı red ettiği görülmüştür. Bu red kararı temyiz edilmiş ve dairemize geldiğinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5.Hukuk Dairesinin 26/01/2022 tarih ve 2021/3557 E. 2022/221 K. Sayılı ilamı ile dava tarihi 07/02/2017 olması dolayısıyla tasarrufun iptali davaları mutlak ticari dava niteliğinde olmayıp, şahsi nitelikte ve borçlunun tasarruflarına yönelik olduğundan Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevine girdiği ve öte yandan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden itibaren açılan davalarda artık Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi arasında iş bölümü değil görev ilişkisi olduğundan 01/07/2012 tarihinde sonra açılacak tasarrufun iptali davaları artık Ticaret Mahkemesinde açılamaz. Asliye hukuk mahkemesinde açılması gereklidir....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, İİK'nun 277 ve devamı maddeleri ve TBK 19. maddesi gereğince açılmış tasarrufun iptali/nakden tazmin istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş olup karar davalı T5 tarafından satışın gerçek olduğu, bedelin ödendiği, bedele ilişkin banka kayıtlarının olduğu belirtilerek istinaf edilmiştir. Dava koşulları yönünden dosya incelendiğinde, davacının alacağının kredi kartı sözleşmesi ile doğduğu, borçlu hakkında yapılan, takip tarihi olan 12.10.2015 tarihi itibarı ile toplam 16.135,70 TL alacak miktarlı takibin kesinleştiği, alacağın gerçek olduğu, tasarrufun 15.02.2016 olup borcun doğumundan sonra olduğu, davanın 5 yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmıştır. Davalı, borçlu adına kayıtlı taşınmaz olduğunu belirtmiş ise de, davalı borçlu adına taşınmaz kaydının bulunmadığı UYAP sorgusu ile anlaşılmıştır. Kaldı ki, her ne kadar aciz vesikası yok is de, dava aynı zamanda BK19....

    Bu durumda mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak davalı 3.kişi ...’nın İİK’nun 280/1.maddesi kapsamında davalı borçlu ...’nın mali durumunu ve alacaklılarını ızrar kastını bilen veya bilmesi lazım gelen kişilerden olup olmadığının değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. 3-Kabule göre de; tasarrufun iptali davalarında davanın kabulüne karar verilmesi halinde alacaklının icra dosyasındaki alacak ve ferilerine şamil olmak üzere tasarrufun iptali ile davacıya haciz ve satış yetkisi verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması da doğru değildir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, davalı borçlu ... aleyhine takip yapıldığını, takibin semeresiz kaldığını, borçlunun alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla adına kayıtlı taşınmazlarını diğer davalılara devrettiğini belirterek davalılar arasındaki tasarrufun iptalini talep etmiştir....

        Somut olayda mahkemece tasarrufun konusu olan taşınmazın gerçek değerinin belirlenmesi amacı ile keşif yapılıp bilirkişilerden rapor alınmadan ve ivazlar arasında fahiş fark olup olmadığı yönünde bir inceleme yapılmadan hüküm kurulmuştur....

          ya satışı ile ilgili tasarrufun davacı idarenin alacak ve ferileri toplamı ile sınırlı olmak üzere satış ve alacak yetkisi tanınmasına, tasarrufun bu şekilde iptaline karar verilmiş; hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava 6183 sayılı AATÜHK'nun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Anılan yasanın 24.maddesi gereğince borçlu ile hukuki işlemde bulunan kişi, borçludan aldığı mal üçüncü bir kişiye devrederse alacaklı, devir tasarrufunun yapıldığı kötüniyetli üçüncü kişilere karşı iptal davası açabilir. Buradaki "kötüniyetli üçüncü kişiler" iptal davasına konu malı borçlunun alacaklısından mal kaçırmak amacıyla temlik ettiğini bilen veya bilmesi gereken kişilerdir. Kötüniyetin ispatı davacı alacaklıya aittir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili; davalı borçlu ... hakkında takip yapıldığını, takibin semeresiz kaldığını, dava konusu ... plakalı aracını mal kaçırma amacı ile diğer davalılara devrettiğini belirterek, bu tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı borçlu, aracı davalı ...'dan aldığını, bedelini ödeyemeyince aracı iade ettiğini muvazaanın olmadığını belirtmiştir. Davalı ..., aracın bedeli ödenmediğinden, geri alındığını belirtmiştir. Diğer davalılar cevap dilekçesi sunmamıştır. Mahkemece, satışın muvazaalı olduğunun ispatlanmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

              Dava İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir. 1-Tasarrufun iptali davası, borçlu tarafından alacaklısını zarara uğratmak kastıyla gerçekleştirilen tasarruftan zarar gören alacaklının, borçlunun mal varlığından çıkarmış olduğu, mal ve hakların veya bunların yerine geçen kıymetlerin, tekrar borçlunun mal varlığına geçmesini sağlamak ve bu yolla alacağını elde etmek amacıyla açtığı davadır. İİK.nun 282. maddesi gereğince iptal davaları borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Ayrıca, kötü niyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabilir. İİK’nın 283/II maddesine göre de iptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahıs nakden tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkûm edilmesi gerekir....

                Somut olayda; Davacıdan, talep sonucunda T4'den nakten tazmin talep edildiği ancak Neslihan'ın devir ettiği davalı Senem aleyhine de dava açıldığı görülmekle İİK 283/2 gereğince talep sonucunu taşınmaz bakımından tasarrufun iptali ile taşınmazın satılarak cebri icra yetkisi tanınması mı yoksa taşınmazı devir eden Neslihan bakımından tazminat sorumluluğuna mı ilişkin olduğu hususunun somutlaştırılması istenilmiştir....

                ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 22/11/2018 NUMARASI : 2017/270 ESAS 2018/628 KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) KARAR : Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı borçlu, T6 alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla adına kayıtlı taşınmazı 07.04.2016 tarihinde davalı T3 sattığını belirterek davalılar arasındaki tasarrufun iptaline, taşınmaz elden çıkarılmış ise nakden tazminata karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı borçlu T6 vekili, aciz belgesi sunulmadığını, borca itiraz ettiklerinden takibin durduğunu, kesinleşmiş alacak bulunmadığını, tasarrufun borçtan önce rayiç bedelle yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur....

                UYAP Entegrasyonu