Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-İİK’nın 283/II fıkrası gereğince iptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahıs nakden tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkûm edilir....

    Tasarrufun iptali davalarında kural olarak, tasarrufun iptal edilebilmesi için borcun doğum tarihinin iptali istenilen tasarruf tarihinden önce olması gerekir. Somut olayda davacı alacaklının alacağının kaynağı olan bono 17.12.2008 düzenlenme tarihli olup dava konusu ... .... ... ve ... ... ... plaka sayılı araçların borçlu davalı tarafından diğer davalıya satış tarihleri ise sırasıyla 22.10.2008 ve 14.11.2008 tarihleridir. Böylece borcun doğum tarihi bu araçlar yönünden tasarruf tarihinden sonra görünmektedir. Ancak uygulamada daha önceki herhangi bir ticari veya hukuki ilişkiden kaynaklanan borç nedeniyle daha sonraki tarihte bono düzenlendiği bir vakıadır....

      İstinaf kanun yoluna başvuran davalı T5 vekili dilekçesinde özetle; tasarrufun iptali davalarında iptali isteyen tarafın aciz vesikası sunmasının dava şartı olduğunu, dava konusu olayda aciz vesikasının sunulmadığını bu nedenle davanın dava şartı yokluğundan reddinin gerektiğini, bilirkişi raporunda belirtilen dava konusu taşınmazın bedelinin taşınmazın gerçek değerinin çok altında olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Dava İİK 277 ve devamı maddeleri uyarınca tasarrufun iptali davasıdır....

      Dava İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebepler göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-İİK'nun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1)....

        Dava İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir.Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır....

          Aynı davada öncelikle tasarrufun iptali, olmadığı taktirde nakden tazminat talep edilmesi ve hem taşınmaz üzerine hem de tasarrufun iptali talebinin reddi ihtimaline binaen üçüncü kişi yönünden istenen nakden tazminat miktarı kadar ihtiyati haciz isteminde bulunulabilir. Şartları mevcutsa mahkemece bu talep hakkında karar verilmelidir. Ayrıca, bilindiği üzere İİK'nın 282.maddesi uyarınca tasarrufun iptali davaları borçlu ve onunla hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Yine kötü niyet sahibi 3.kişiler aleyhine de iptal davası açılabilir. Tasarrufun iptali davasının dinlenebilmesi, işin esasının irdelenilebilmesi için borçlu hakkında girişilen ve kesinleşen bir icra takibinin olması, tasarrufun borcun doğumundan sonra yapılması, alacağın muvazaadan ari gerçek bir alacak olması, borçlunun aciz halinde bulunması gerekir....

          İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada;"...Dava, İİK 277.maddesi gereğince olmadığı takdirde terditli olarak TBK 19.maddesi ile ile tasarrufun iptali ile cebri icra yetkisi verilmesi, taşınmazların üçüncü kişilere devredilmesi ihtimalinde nakden tazmin talebine ilişkindir. Davacının İİK 277 vd maddeleri gereğince tasarrufun iptali talebine ilişkin olarak; Borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı iptale tabi tasarrufları, üç grup altında ve İİK.nun 278, 279. ve 280. maddelerinde düzenlenmiştir. Ancak, bu maddelerde iptal edilebilecek bütün tasarruflar, sınırlı olarak sayılmış değildir. Kanun, iptale tabi bazı tasarruflar için genel bir tanımlama yaparak hangi tasarrufların iptale tabi olduğu hususunun tayinini hakimin takdirine bırakmıştır ( İİK.md.281 )....

          rapor alınmaksızın, vergi borcu belirlenmeksizin dava konusu 1025 parselin değeri üzerinden nakden tazmine karar verilmesi de doğru görülmemiştir....

            Mahkemenin davayı tasarrufun iptali olarak yorumlamasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak bu davanın az yukarıda açıklanan özellikleri yanında dava koşullarının da değerlendirilmesi gerekir. Tasarrufun iptali davalarının dinlenebilmesi için borcun, iptali istenen tasarruftan önce doğması dava önkoşul olup mahkemece res'en araştırılmalıdır. Dava koşulu gerçekleşmediği takdirde işin esası hakkında hüküm kurulamaz. Somut olayda davacının takibinin dayanağını oluşturan bono nakden verilen bir borca ilişkin olup 12/02/2008 tanzim tarihli ve 15/03/2008 vadelidir. İptali istenen ilk tasarruflar ise 13/04/2007 tarihli olup takip dayanağı borcun doğum tarihi şeklen iptali istenen tasarruflardan sonradır. Bu konuda davacı taraftan varsa borcun daha evvel doğumuna ilişkin delilleri sorulmadan eksik inceleme ile karar verilmesi sabetli değildir....

              Mahkemenin davayı tasarrufun iptali olarak yorumlamasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak bu davanın az yukarıda açıklanan özellikleri yanında dava koşullarının da değerlendirilmesi gerekir. Tasarrufun iptali davalarının dinlenebilmesi için borcun, iptali istenen tasarruftan önce doğması dava önkoşul olup mahkemece res'en araştırılmalıdır. Dava koşulu gerçekleşmediği takdirde işin esası hakkında hüküm kurulamaz. Somut olayda davacının takibinin dayanağını oluşturan bono nakden verilen bir borca ilişkin olup 12/02/2008 tanzim tarihli ve 15/03/2008 vadelidir. İptali istenen ilk tasarruflar ise 13/04/2007 tarihli olup takip dayanağı borcun doğum tarihi şeklen iptali istenen tasarruflardan sonradır. Bu konuda davacı taraftan varsa borcun daha evvel doğumuna ilişkin delilleri sorulmadan eksik inceleme ile karar verilmesi sabetli değildir....

                UYAP Entegrasyonu