Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-HMK'nun 297/2 maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangibir söz tekrar edilmeksizin taleplerden herbiri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Somut olayda mahkemece dava konusu 3 taşınmaz hakkında, daha önce başka bir alacaklı tarafından aynı davalılar ve aynı taşınmazlar yönünden açılan tasarrufun iptali davası kabul edildiğinden bu davanın konusuz kaldığı dolayısıyla esas hakkında karar verilmesine yeroladığına, davacı alacaklıya dava konusu taşınmazlar üzerinde cebri icra yetkisi tanınmasına şeklinde hüküm tesisi, hükmün kendi içinde çelişki yaratması ve infaz kabiliyeti bulunmadığından HMK'nun 297/2 maddesine aykırılık oluşturması nedeniyle isabetli görülmemiştir....

    parselin (adı geçen parsellerin 1236 ada 7 parselde revizyon gördükleri) borçlu tarafından taşınmazlardaki hisselerin devrine ilişkin tasarrufun iptali için açılan davada taşınmazların başka bir icra dosyalarındaki alacaklar ile ilgili satışının yapıldığı, İzmir 8....

    ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 14.11.2020 NUMARASI : 2020/173ESAS - 2020/129 KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) KARAR : Taraflar arasında görülen "Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı)" davasının yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi....

    İstinaf edenin sıfatı ve istinaf sebepleri ile sınırlı yapılan inceleme ve değerlendirme sonucu; Dava, İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İcra ve İflas Kanunu'nun 277. ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277. md) bulunması gerekir....

    Mahkememizin ---- Karar sayılı kararı ile bu dosyanın davalısı/asıl dosyanın davacısı müflis ----tarihinde davalı ---- yaptığı --- tutarlı--- ile ilgili işlemin ve tasarrufun iptaline, bu tutarın avans faizi ile birlikte davacı iflas masasına iadesine karar verilmiş, aynı kararda birleşen----davalı müflis---- Tutarında borçlu olmadığının tespiti isteminin reddine karar verilmiştir. Bu karar asıl davada davalı-birleşen dosyada davacı --- tarafından -------- edilmiştir. -----Karar sayılı ilamı ile; "Tasarrufun iptali davaları basit yargılama usulüne tabi menfi tespit davası ise yazılı yargılama usulüne tabidir. Ayrıca tasarrufun iptali davasının temyiz inceleme yeri ile menfi tespit davasının temyiz inceleme yerinin farklı olması nedeniyle ayrı bir dava olarak açılan menfi tespit davasının tasarrufun iptali ile birleştirilmesi hatalı olmuştur....

      Somut olayda, mahkemece davanın tapu iptali ve tescil davası olduğu belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiş ise de kurulan hüküm gerekçe içermediği gibi, hukuki değerlendirmenin de hatalı yapıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece davanın İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali davası olduğu kabul edilerek öncelikle dava koşulları yönünden inceleme yapılması, dava koşullarının varlığı halinde de dava konusu 13.3.2008 tarihli tasarrufun İİK'nun 278,279,280 maddeler gereğince, 13.5.2008 tarihli tasarrufun da İİK'nun 280.madde gereğince iptale tabi olup olmadığı değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetli görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ..., ... ile ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 7.6.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Bu tür davaların dinlenebilmesi için davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin bulunması gerekir. Bu ön koşullarının bulunması halinde ise İİK'nin 278, 279 ve 280'inci maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK'nin 278'inci maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır....

        Davacı vekili mahkemeye hitaben sunduğu 04/10/2022 günlü dilekçeyle her ne kadar talep gereğince iptal isteğine konu taşınmaz üzerine ihtiyati haciz konulmuş ise de dava konusu taşınmazın davalılar adına kayıtlı olmaması nedeniyle ihtiyati haciz işleminin uygulanamadığını belirterek eldeki davada nakden tazminatta talep edildiğinden, davalıların menkul ve gayrimenkulleri ile bankalar ve üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasını talep etmiştir. Mahkemece davacı vekilince sunulan 04/10/2022 günlü bu dilekçedeki yeni talep değerlendirilerek verilen, 07/10/2022 günlü ara kararla, davanın tasarrufun iptali davası olduğu, tasarrufun iptali davalarında ihtiyati haczin sadece tasarrufa konu menkul- gayrimenkullere ilişkin olarak verilebileceği gerekçesiyle davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. 07/10/2022 günlü bu ara karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur....

        Dava İcra İflas Kanununun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davacının davasını 24.11.2009 tarihli dilekçesi ile bedele dönüştürmüş olmasına, davalı borçlu ile davalı ... arasındaki tasarrufun İİK 279/2 ve 280/1 maddelere göre iptale tabi bulunmasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün, davalı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-İİK'nin 283/2 maddesi gereğince dava bedele dönüştüğü takdirde davalı üçüncü kişi dava konusu taşınmazı elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri nispetinde takip konusu alacak ve ferileriyle sınırlı olarak nakden tazminata mahkum edilir. Borçlu hakkındaki takip devam ettiğinden davalı 3.kişinin ödemek zorunda kaldığı tazminata ayrıca faiz yürütülemez. Somut olayda davalı 3.kişi ...'...

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü. K A R A R Hükmüne uyulan Yargıtay (Kapatılan) 17. Hukuk Dairesinin 22.11.2017 gün, 2015/8768 E- 2017/10876 K sayılı ilamında “......

            UYAP Entegrasyonu