O halde davacı vekilinin istinaf başvurusun kabulüne, duruşma açılarak karar verildiğinden ötürü HMK'nın 356. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında kararla her iki taşınmaza ilişkin açılan tasarrufun iptali davalarının ayrı ayrı kabulüyle aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile; A)1- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan kabulü ile, HMK'nın 356/2....
İcra Müdürlüğünün 2008/3690 sayılı dosyası ile dava konusu taşınmaz üzerinden 09.10.2006 tarihinde tesis edilmiş olan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla da icra takibi yapıldığı başka bir anlatımda, davacı tarafından tasarrufun iptali istenilen dava konusu taşınmaz üzerinde tesis edilen ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ayrı bir takip yürütüldüğü anlaşılmaktadır. Dava konusu taşınmaz üzerinde davacı lehine tesis edilen bir ipotek bulunduğundan ve bu ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi yapıldığından, davacının eldeki tasarrufun iptali davasını açmakta hukuki menfaati yoktur....
Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 05/11/2013 NUMARASI : 2012/408-2013/690 Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalı borçlu Z. M. S.'nun alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla adına kayıtlı iki taşınmazın icra ihalesine kayınbiraderi davalı A. K.'ın katılımını sağlayarak taşınmazları 14.3.2011 tarihli ihaleden A.K.adına aldığını, A.'ın taşınmazları alacak ekonomik gücü bulunmadığını,taşınmaz kiralarının davalı borçlu tarafından tahsil edildiğini belirterek nam-ı müstear olarak yapılan tasarruf işleminin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı borçlu Z. M....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalı borçlu ... aleyhine takip başlatıldığını, borçlunun alacağı karşılayacak mal varlığı bulunmadığını, takipleri sonuçsuz bırakmak için bir kısım taşınmazlarının diğer davalı kızı ... adına alındığnı daha sonra kızından aldığı vekaletname ile diğer davalı yakın akrabalarına devrettiğini bu muvazaalı işlemlerin iptali ile davacıya cebri icra yetkisi verilmesini talep etmiştir. Davalılar vekili, müvekkillerinin mal kaçırma amacında olmadığını, haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki nam-ı müstear sebebi ile tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü. -K A R A R- Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili bankanın davalı ... ...'den olan alacağının tahsili için girişilen ... . İcra Müdürlüğü'nün 2007/13776 E.sayılı icra takibinin kesinleştiğini, davalının takip dosyasına sunduğu mal beyanı dilekçesinde borcunu ikrar ettiğini, borçlunun kayda değer mal varlığının tespit edilemediğini, davacı müvekkilinin alacak tutarı kadar zarara maruz kaldığını, davalı ...'in 3. şahısları yanıltmak ve alacaklılarından mal kaçırmak gayesi ile eşi davalı ... adına, fakat kendi hesabına işlemler yaptığını, davalı ... namına ... ......
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 20/01/2022 NUMARASI : 2021/322 ESAS DAVA KONUSU : TASARRUFUN İPTALİ KARAR : İlk derece mahkemesince verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı Salim'in senet borcunu ödemediğini, icra takibi yapıldığını, borçlunun borcu karşılayacak malvarlığı bulunmadığını, takip başladıktan sonra tek ortağı olduğu şirketini eşinin akrabası ve kendisinin işçisi olan davalı Özlem'e devrettiğini, ayrıca daha öncesinde taşınmaz ve araçlarını eşi olan davalı Yasemin'e devrettiğini, ayrıca kızı davalı Yağmur ve oğlu davalı Burak adına araç ve taşınmazlar satın aldığını, bir başka şirket hissesini de eşi davalı Yasemin'in üzerine geçirdiğini, borçlunun tüm bunları alacaklıdan mal kaçırmak için yaptığını belirterek tasarrufun iptaline ve dava konusu taşınmaz kayıtları üzerine ihtiyati tedbir şerhi konulmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Taraflar arasında görülen davada; Davacı...ilçesi 274 ada 59 parsel sayılı taşınmazın nevi hanesinde davacı vakıf lehine icareteyn şerhi bulunduğunu, kadastro tespiti sırasında nam-ı müstear ... (... oğlu) adına tescil edildiğini, gerçekte böyle bir kişi olmadığını, 5737 sayılı Kanun’un 17. maddesi gereğince mülkiyetin vakfa geçeceğini ileri sürerek, taşınmazın tapu kaydının iptali ile vakıf adına tapuya tescil edilebilirliğinin tespitini istemiştir. Davalı hazine, kayıt maliki ..... oğlu ...’nun namı müstear isimle tescil edilen kişi olmadığını, kayıt malikinin mirasçı bırakmadan öldüğünün, gaip olduğunun ya da terk ve mübadil gibi durumlara düştüğünün kanıtlanması gerektiğini,1936 tarihli beyannamede bildirilmiş olup olmadığının araştırılmasını belirterek, davanın reddini savunmuştur....
Davanın tasarrufun iptali davası olarak düşünülmesi halinde, İİK.nun 284. maddesinde yazılı 5 yıllık süre geçtikten sonra açıldığı anlaşılmaktadır. Davacı taraf ihalenin muvazaalı olduğunu öne sürmektedir. Yerleşik uygulamaya göre kural olarak cebri icra yoluyla yapılan satışlara karşı tasarrufun iptali istenemez. Çünkü cebri icra yoluyla yapılan satış borçlunun ... iradesi ile gerçekleştirilen bir satış değildir.Cebri icra yoluyla yapılan satışlara karşı ihalenin feshi talebi ile dava açılması hali, İİK.nun 134. maddesinde düzenlenmiştir. Davacı tarafın (İflas İdaresinin) da bu yola başvurduğu, açtığı davanın reddedildiği, derecattan geçerek red kararın kesinleştiği de yukarıda ifade edilmiştir. SONUÇ: Dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozma gereğinin yerine getirilip davacı ......
a yapılan tasarruf ile davalı ..... ile dedesi ... arasındaki 13.11.2012 tarihli tasarrufun İİK'nun 277,278,280 .maddeler gereğince iptale tabi olup olmadığının değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetli görülmemiştir. 3-Tasarrufunu iptali davalarında harç ve vekalet ücreti takip konusu alacak miktarı ile (Kat'i aciz belgesine bağlanmış ise bu miktar)iptali istenen tasarrufun tasarruf tarihindeki değeri karşılaştırılarak düşük olan değer üzerinden nispi olarak hesaplanır. Somut olayda iptali istenen taşınmazın tasarruf tarihindeki değeri 123.000 TL, takip konusu alacaklar ise esas davadaki takip dosyası yönünden 1.4.2013 tarihli kati aciz belgesine göre 38.557,91 TL, birleşen dava yönünden ise 20.3.2013 tarihli kati aciz belgesine göre 35.466,90 TL'dir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin eşi Nami Güven'in yurt dışından emekli olduğu için en son Ocak 2014'e kadar 6 aylık periyotlarla yurtdışına gidip geldiğini, davacı ve eşinin müvekkilini istemediği için vefat eden Nami Güven'in davacıyı götüremediğini, Ocak 2014' den sonra Nami Güven'in ağır şekilde rahatsızlanması nedeniyle yurtdışına gidemeyecek hale geldiğini, bu tarihten sonra davacının iddia ettiği gibi müvekkilinin eşini davacıya göstermemezlik yapmadığını, müvekkilinin hiçbir ekonomik ihtiyacı olmayan, kendi halinde daha önceki evliliğinden 3 çocuğu olan ve ekonomik durumu da gayet iyi olan biri olduğunu, Nami Güven ile 11/07/2008 tarihinde nikah yaptığını, Ocak 2014'de Nami Güven'in rahatsızlığı ortaya çıkınca müvekkilinin ölüm tarihine kadar eşini bir an olsun yalnız bırakmadığını, ömrünün sonuna kadar ona destek olduğunu, hastalığı süresince düzenli olarak hastaneye götürdüğünü, fakat yatak yaraları artınca hastanelerin evde bakılmasının daha uygun olacağını...