WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 19/03/2021 NUMARASI : 2021/85 ESAS DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (BK 19 ve Devamı) KARAR : Dörtyol 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 19/03/2021 ve 15/04/2021 tarih ve 2021/85 Esas sayılı kararına yönelik olarak istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla Dairemize gönderilen dosyanın yapılan incelemesinde; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde borçlunun, davalı eşi adına edindiği mahkemece yapılacak sorgulama neticesinde tespit edilecek tüm mal varlığına ve 3. Kişilerdeki hak ve alacaklarına ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesi yani tüm nam-ı müstear tasarruflarının İİK. 277....

Asliye Ticaret Mahkemesi TARİHİ: 15/09/2022 tarihli ara karar NUMARASI: 2021/844 (E) DAVANIN KONUSU: Tasarrufun İptali KARAR TARİHİ: 19/12/2022 Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, gerçekte müvekkiline ait olduğunu iddia ettiği dava dilekçesinde unvanları yazılı bir kısım şirket hissesine ilişkin yapılan tüm muvazaalı tasarrufların iptali ile müvekkil üzerine hükmen tescil edilmesine/pay defterine işlenmesine ve dava sonuçlanıncaya kadar hisseler üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesi talebinde bulunmuştur. İlk derece mahkemesince yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmediğinden bahisle 15/09/2022 tarihli ara karar ile istemin reddine karar verilmiştir....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, İİK'nın 277 ve devamı maddeleri gereğince gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalılar vekilinin istinaf sebeplerinin incelenmesinde; İcra ve İflas Kanunu'nun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların "geçersiz" ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır....

    olması sebebiyle, davanın kabulü ile lehine sonuç doğuracak şekilde 34 XX 530 plakalı araç üzerinde 06/06/2018 tarihli tasarrufun iptali le ilgili araç üzerinde lehlerine cebri haciz ve satış yetkisi tanınmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalılar arasındaki hukuki ilişkinin İİK 280/3 maddesi uyarınca iptale tabii olduğunu, davalı şirketin müvekkiline karşı sorumlu olduğunu, davalılar arasında nam-ı müstear ilişkisi bulunduğunu, mahkemenin kararının kaldırılarak, talebi doğrultusunda ihtiyati haciz konulmasını talep etmiştir. Davalılar istinafa cevap vermemiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, TBK 19. maddesine dayalı tasarrufun iptali( nam-ı müstear) istemine ilişkindir. İhtiyati haciz İİK'nın 257. maddesi ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. İİK'nın 257. maddesinde düzenlenen ihtiyati haciz, alacaklının bir para alacağının zamanında ödenmesini güvence altına almak için mahkeme kararı ile borçlunun mallarına (önceden) geçici olarak el konulmasıdır....

    HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava; İİK'nın 277 ve devamı maddeleri kapsamında nam-ı müstear iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Tasarrufun iptali davalarında İİK 281/2. maddesine göre hakim, iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında alacaklının talebi üzerine ihtiyati haciz kararı verebilir. Teminatın lüzum ve miktarı mahkemece takdir ve tayin olunur. Şu kadar ki, davanın elden çıkarılmış mallar yerine kaim olan kıymete taalluku halinde, teminat göstermeksizin ihtiyati haciz kararı verilemez. Tasarrufun iptali davalarında dava kabulle sonuçlandığı takdirde, alacaklı tarafından başlatılacak yeni bir icra takibi sözkonusu olmayıp İİK'nın 281/2. maddesi gereğince uygulanan ihtiyati haciz, tasarrufun iptali davasının kabulü ile kesin hacze dönüşür ve davacı alacaklı verilen ilamı icra dosyasına ibraz ederek cebri icra işlemine devam eder....

    Arabuluculuğa başvuru dava şartı olup re'sen gözetilmesi gerekmektedir. 6325 Sayılı Kanunun 18/A maddesi ve HMK 115/2 maddeleri gereği dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmadığından davanın arabuluculuğa yönelik dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine" karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davanın, Türk Borçlar Kanunu m.19 ile İcra ve İflas Kanunu m.277 ve devamı maddelerine görülmesi gereken bir dava olduğunu, buna göre nam-ı müstear, muvazaa ve kanuna karşı hile iddiası ile tüzel kişilik perdesinin kaldırılması teorisine göre açıldığını, nam-ı müstear davalarının tasarrufun iptali davası mahiyetinde olduğunu, tasarrufun iptali davalarının da dava şartı arabuluculuk hükümlerine tabi olmadığından işbu davanın da anılan hükümlere tabi olmaması sebebiyle usul ve yasaya aykırı olan ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.Davalılar vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Davanın dava şartı arabuluculuk hükümlerine tabi olduğunu belirterek...

      Dava İİK'nun 277 maddesine dayalı olarak açılan nam-ı müstear neliğindeki işlemin iptali istemine ilişkindir. Nam-ı müstear, adını herhangi bir nedenle gizli tutmak isteyen bir kişinin, sözleşmeyi kendi hesabına, başka bir kişiye yaptırmasıdır. Tasarrufun iptali veya BK'nun 19.maddesine göre açılan davalar yönünden ise alacaklıdan mal kaçırmak isteyen borçlunun kendi adını gizli tutarak hukuki işlemi kendi hesabına, başka bir kişiye yaptırmasıdır. Bu tür işlemlerin İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak iptali istenilerek davacı alacaklının alacağına kavuşması sağlanır. İşlemin nam-ı müstear olarak gerçekleştiğini ispat külfeti davacıya aittir. Somut olayda, davacının alacağının dayanağı 18.03.2009 tarihinden başlayan kredi sözleşmesine dayanmaktadır. Dava konusu taşınmazlar 29.08.2014 tarihinde, davalı üçüncü kişi ... tarafından ihalede satın almış daha sonra dava dışı şirketlere satmıştır....

        Şti'ne husumet yöneltmediğini bu şirkete husumetin yöneltilmesi gerektiğini, dava şartı yönünden aciz halinin bulunmadığını, esasa yönelik olarak da davanın somut hiçbir delile dayanmadığını nam-ı müstear sebebine dayalı tasarrufun iptali davasının hukuken dinlenilebilir mahiyette olmadığını, davacı yanın muvazaa iaddilarının da haksız ve yasal dayanaktan yoksun olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir. Davalı...Çözümler Reklamcılık Ltd. Şti. yetkilisi ...; davanın ticari davalardan olmadığını bildirerek görev itirazında bulunmuş esasa ilişkin olarak da...Çözümler Reklamcılık Ltd. Şti'nin davacının iddiasının aksine ... ve ...'dan devralınmadığını Turhan Toktamış ve Müesser Toktamış isimli daha önceki hissedarlarından devralındığını...Çözümler Reklamcılık Ltd. Şti'nin ...'...

          Dava BK'nun 19.dayalı muvazaa nedeni nam-ı müstear olarak yapılan satış işleminin iptali istemine ilişkindir. Nam-ı müstear, adını herhangi bir nedenle gizli tutmak isteyen bir kişinin, sözleşmeyi kendi hesabına, başka bir kişiye yaptırmasıdır. Tasarrufun iptali veya BK'nun 19.maddesine göre dava yönünden ise alacaklıdan mal kaçırmak isteyen borçlunun kendi adını gizli tutarak hukuki işlemi kendi hesabına, başka bir kişiye yaptırmasıdır. Somut olayda, dava konusu taşınmaz davalı ....nın alacağı nedeni ile cebri icra yolu ile satılmış, alacaklı banka tarafından alacağa mahsuben satın alındıktan sonra iptali istenilen satış ile davalı Kemal'e satılmıştır. Davalı banka bu satışa rağmen henüz borçludan olan alacaklarını tahsil edemediklerini, davacının talebi ile satış iptal edilse bile öncelikle kendi alacaklarının tahsil edileceğinden davacı açısından bedel kalmayacağını bu nedenle dava açmakta hukuki yararının bulunmadığını ileri sürmektedir....

            UYAP Entegrasyonu