WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ:Tasarruf Yetkisinin Sınırlandırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 73.90 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 07.05.2012(Pzt.)...

    Mahkemesince yeniden yapılan yargılama sonucunda; Davanın KABULÜ ile; Dava konusu edilen ve harita mühendisi Ömür Kadir Gayret'in 24/04/2018 tarihli raporunda ve ekli krokisinde yeşil renkle gösterilen 52.469,52 m2 yüzölçümüne sahip alanın tasarruf yetkisinin T1 VERİLMESİNE, karar verilmiştir. Davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davada idari yargının görevli bulunduğunu, dava konusu taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında yerlerde bulunduğunu, denizden doldurularak kazanıldığını, taşınmazın devri yönünde Maliye Bakanlığının takdir yetkisinin bulunduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur. İstinaf edenlerin sıfatı ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemede; Hakem sıfatıyla açılan dava; dava konusu dolgu alanının tasarruf yetkisinin davacı kurum üzerinde bırakılması istemine ilişkindir....

    Maddesine dayanan davalı eşin tasarruf yetkisinin sınırlandırılması isteğine ilişkindir. Anılan hüküm gereğince; ailenin ekonomik varlığının korunması veya evlilik birliğinden doğan mali ve bir yükümlülüğün yerine getirilmesi gerektiği ölçüde, eşlerden birinin istemi üzerine hakim, belirleyeceği malvarlığı değerleriyle ilgili tasarrufların ancak onun rızasıyla yapılabileceğine karar verebilir. Düzenleme böyle olduğuna göre, davalıya ait mal varlığı değerlerin belirlenmesi ve evlilik birliğinden doğan mali yükümlülüğün gerektirdiği ölçünün, tarafların ekonomik ve sosyal durumları nazara alınmak suretiyle saptanması, bu ölçünün gerektirdiği malvarlığıyla sınırlı olacak şekilde davalının tasarruflarının davacının rızasıyla yapılabileceğine karar verilmesi gerekir....

    GEREKÇE : Davalar;Kadının davasında tedbir nafakası-hakimin müdahalesi-tasarruf yetkisinin sınırlandırılması-erkeğin karşı davasında ise temelden sarsılmaya dayalı boşanma ve ferileri taleplerinden ibarettir. Tüm dosya kapsamı ile; Uyulan Yargıtay kısmi bozma ilamına,tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına,malvarlıklarına,uyap raporlarına,tanık beyanlarına,getirtilen ve ibraz edilen resmi belgelere,nafakanın niteliğine,günün ekonomik koşullarına,TMK 4 ncü maddesine göre davacı-davalı kadın lehine aşamada belirlenen nafakalar ile tahsilde tekerrüre neden olmamak üzere ve boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren aylık 10.000(onbin) TL.yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin uygun olacağı sonuç ve kanaatine varılmış,aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....

      GEREKÇE : Davalar;Kadının davasında tedbir nafakası-hakimin müdahalesi-tasarruf yetkisinin sınırlandırılması-erkeğin karşı davasında ise temelden sarsılmaya dayalı boşanma ve ferileri taleplerinden ibarettir. Tüm dosya kapsamı ile; Uyulan Yargıtay kısmi bozma ilamına,tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına,malvarlıklarına,uyap raporlarına,tanık beyanlarına,getirtilen ve ibraz edilen resmi belgelere,nafakanın niteliğine,günün ekonomik koşullarına,TMK 4 ncü maddesine göre davacı-davalı kadın lehine aşamada belirlenen nafakalar ile tahsilde tekerrüre neden olmamak üzere ve boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren aylık 10.000(onbin) TL.yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin uygun olacağı sonuç ve kanaatine varılmış,aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....

        Yine HMK'nun 394/3.maddesine göre; "İhtiyati tedbir kararının uygulanması sebebiyle menfaati açıkça ihlal edilen üçüncü kişiler de ihtiyati tedbiri öğrenmelerinden itibaren bir hafta içinde ihtiyati tedbirin şartlarına ve teminata itiraz edebilirler. " Yapılan incelemede; davacı taraf, dava dilekçesinde adı geçen taşınmazlar üzerindeki tasarruf yetkisinin sınırlandırılması ve söz konusu taşınmazlar üzerine ihtiyati tedbir konulmasını için dava dilekçesi ile talepte bulunduğu ve davacının ihtiyati tedbir talebinin mahkemece incelendiği, 11/08/2022 tarihli tensip ara kararının 17....

        Bunlardan birisi iddia edilen ayni hakkın güvence altına alınmasının gerekli olması(TMK m.1011/1), diğeri ise tasarruf yetkisini belirleyen belgelerdeki noksanlıkların sonradan tamamlanmasına kanunun olanak tanımasıdır(TMK.m.1011/2). Somut olayda, davacının satış talebi tasarruf yetkisinin kanıtlanamaması nedeniyle karşılanmamıştır. Bu durumda anılan Türk Medeni Kanununun 1011/2 maddesi kapsamında geçici tescil şerhinin verilip verilemeyeceğine kanunen olanak tanınıp tanınmadığının irdelenmesi gerekmektedir. Tescilin tasarrufa konu taşınmaz malikinin yazılı beyanı ile yapılacağı, tescil için de tasarruf yetkisinin ve hukuki sebebin belgelenmiş olması gerektiği Türk Medeni Kanununda düzenlenmiş, Tapu Sicil Tüzüğünde de açıkça belirtilmiştir. Tasarruf yetkisine ve hukuki sebebe ilişkin belgeler tamam değil ise tescil istemi reddedilecektir....

          Mahkemece, davacının taşınmaz üzerinde tek başına tasarruf yetkisinin bulunmaması, taşınmazın el birliği mülkiyet hükümlerine tabi olması, davacının diğer mirasçılarının muvafakatını almaması veya terekeye temsilci tayin edilmemesi ve dava konusu yerin kendisine verilmesini talep etmesi nedeni ile davacı tarafça ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş ise de, verilen karar isabetsizdir. Şöyle ki; TMK'nın 683. maddesinde düzenlendiği üzere; ''Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir." Davacının 113 ada 25 parsel sayılı taşınmazın tek başına maliki olduğu anlaşılmakta olup, bu nedenle taşınmaz üzerinde tek başına tasarruf yetkisinin bulunduğu kuşkusuzdur....

            Sanık hakkında işyeri dokunulmazlığının ihlali suçundan verilen 28.11.2013 tarihli beraat kararının Dairemizin 13.03.2018 tarih, 2017/220 Esas ve 2018/3489 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verildiği halde, bozma sonrasında anılan suça ilişkin yeniden verilen 23.10.2018 tarihli beraat kararının yok hükmünde olduğu kabul edilerek, hırsızlık suçuna ilişkin hasren yapılan temyiz incelemesinde; Yukarıdaki anılan bozma ilamımızda, müştekiden sanığa işyerinin anahtarını hangi amaçla verdiğinin, sanığın işyerinde çalıştığı dönem zarfında anahtar ile tek başına işyerini açma yetkisinin, yine bilgisayarlar ve kasa üzerinde tek başına tasarruf yetkisinin bulunup bulunmadığın sorularak sonucuna göre hukuki durumunun değerlendirilerek, sübut bulan suçtan mahkumiyetine karar verilmesi gerektiğinin belirtildiği ve bozma sonrasında dinlenen müştekinin de beyanında, sanığın tek başına işyerini açma yetkisinin olduğunu ancak bilgisayarlar üzerinde tasarruf yetkisinin bulunmadığını söylediğinin...

              Davacı her ne kadar davacı, tarafların yarı oranında hissedarı oldukları şirkette, davalı şirketin diğer ortağı ve yetkilisinin yönetim yetkisini kötüye kullanarak şirkete zarar verdiğini iddia ederek, bu zararın önlenmesi için, davalı şirketin diğer ortağı ve yetkilisinin temsil yetkisinin kaldırılması veya sınırlandırılması yönünde geçici hukuki koruma talep etmiştir. Bu talebin, HMK 389 vd.maddeleri kapsamında değerlendirilmesi gerekir. HMK 389.maddesi uyarınca, mevcut durumda meydana gelecek bir değişme nedeniyle gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında tedbir kararı verilebilir. Davamızdaki uyuşmazlığın konusu, davalı şirketin diğer ortağı ve yetkilisi ile davacı ortak arasında olduğu iddia edilen anlaşmazlıklar nedeniyle temsil ve ilzam yetkisinin kötüye kullanılıp kullanılmayacağıdır. HMK 390/3.maddesinde, yaklaşık ispat koşulu aranmıştır....

                UYAP Entegrasyonu