Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

kaldırılıp, ortaklık yönetiminin yetkilisi Bahri Köse'ye bırakılmasını, en azından davalının temsil yetkisinin sınırlandırılarak kendisinin de ortaklığı temsile yetkili kılınmasını talep etmiştir....

    Mahkemece neticeten ve özetle"...kadının açtığı davanın kısmen kabulüne,Aile konutu olarak belirlenmesi talebinin konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına,tasarruf yetkisinin sınırlandırılması talebinin reddine,ortak konut ve ev eşyasından yararlanma talebinin konusu kalmadığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına,kadın lehine dava tarihi ile boşanma dava tarihi arasındaki dönem için ve boşanma dava dosyasında belirlenen nafaka ile tahsilde tekerrür etmemek kaydı ile aylık 3.500 TL.tedbir nafakasına,davalı-karşı davacı erkeğin davasında tarafların TMK 166/1.md.gereğince boşanmalarına,aşamadaki aylık 2.000 TL.tedbir nafakasının karar kesinleşene kadar devamına,sonrasında da aynı miktar yoksulluk nafakasına,tarafların tazminat taleplerinin reddine"karar verilmiş,karara karşı her iki yan istinaf başvurusunda bulunmuştur....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ:Tasarruf Yetkisinin Sınırlandırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 73.90 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 07.05.2012(Pzt.)...

        Mahkemesince yeniden yapılan yargılama sonucunda; Davanın KABULÜ ile; Dava konusu edilen ve harita mühendisi Ömür Kadir Gayret'in 24/04/2018 tarihli raporunda ve ekli krokisinde yeşil renkle gösterilen 52.469,52 m2 yüzölçümüne sahip alanın tasarruf yetkisinin T1 VERİLMESİNE, karar verilmiştir. Davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davada idari yargının görevli bulunduğunu, dava konusu taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında yerlerde bulunduğunu, denizden doldurularak kazanıldığını, taşınmazın devri yönünde Maliye Bakanlığının takdir yetkisinin bulunduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur. İstinaf edenlerin sıfatı ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemede; Hakem sıfatıyla açılan dava; dava konusu dolgu alanının tasarruf yetkisinin davacı kurum üzerinde bırakılması istemine ilişkindir....

        Aile konutunun, hak sahibi eş tarafından devri ve konut üzerindeki hakların sınırlandırılması, diğer eşin açık rızasına bağlıdır (TMK m. 194). Bu rıza alınmadan konutla ilgili yapılan tasarruf işlemi geçersizdir. Bu geçersizliği, rızası gereken eş konutun bu vasfını devam ettirmesi koşuluyla evlilik birliği süresince ileri sürebilir. Ayrıca, malik olmayan eş yararına, Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesinin "Aile konutuna" sağladığı haklar mirasçısına geçmez. Aile konutuna malik olmayan eşin ölümüyle birlikte diğer eşin rızası alınmadan yapılan tasarruf işlemi yapıldığı andan itibaren geçerlilik kazanır. Somut olayda, davacı erkek davanın devamında 05.12.2018 tarihinde ölmüştür. Evlilik malik olmayan eşin ölümüyle sona erdiğine göre dava konusu taşınmaz aile konutu olma niteliğini kaybetmiştir....

          Aile konutunun, hak sahibi eş tarafından devri ve konut üzerindeki hakların sınırlandırılması, diğer eşin açık rızasına bağlıdır (TMK m.194). Bu rıza alınmadan konutla ilgili yapılan tasarruf işlemi geçersizdir. Bu geçersizliği, rızası gereken eş konutun bu vasfını devam ettirmesi koşuluyla evlilik birliği süresince ileri sürülebilir. Evlilik, boşanma yahut da iptal kararıyla sona ermiş ise, Türk Medeni Kanunu'nun 194 maddesinin "Aile Konutuna" sağladığı koruma da sona erer, diğer eşin rızası alınmadan yapılan tasarruf işlemi yapıldığı andan itibaren geçerlilik kazanır. Toplanan delillerden, tarafların yargılama sırasında 30.12.2016 tarihinde kesinleşen kararla boşandıkları anlaşılmaktadır. Evlilik boşanma ile sona erdiğine göre dava konusu taşınmaz aile konutu olma niteliğini kaybetmiştir....

            Sanık hakkında işyeri dokunulmazlığının ihlali suçundan verilen 28.11.2013 tarihli beraat kararının Dairemizin 13.03.2018 tarih, 2017/220 Esas ve 2018/3489 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verildiği halde, bozma sonrasında anılan suça ilişkin yeniden verilen 23.10.2018 tarihli beraat kararının yok hükmünde olduğu kabul edilerek, hırsızlık suçuna ilişkin hasren yapılan temyiz incelemesinde; Yukarıdaki anılan bozma ilamımızda, müştekiden sanığa işyerinin anahtarını hangi amaçla verdiğinin, sanığın işyerinde çalıştığı dönem zarfında anahtar ile tek başına işyerini açma yetkisinin, yine bilgisayarlar ve kasa üzerinde tek başına tasarruf yetkisinin bulunup bulunmadığın sorularak sonucuna göre hukuki durumunun değerlendirilerek, sübut bulan suçtan mahkumiyetine karar verilmesi gerektiğinin belirtildiği ve bozma sonrasında dinlenen müştekinin de beyanında, sanığın tek başına işyerini açma yetkisinin olduğunu ancak bilgisayarlar üzerinde tasarruf yetkisinin bulunmadığını söylediğinin...

              Mahkemece, davacının taşınmaz üzerinde tek başına tasarruf yetkisinin bulunmaması, taşınmazın el birliği mülkiyet hükümlerine tabi olması, davacının diğer mirasçılarının muvafakatını almaması veya terekeye temsilci tayin edilmemesi ve dava konusu yerin kendisine verilmesini talep etmesi nedeni ile davacı tarafça ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş ise de, verilen karar isabetsizdir. Şöyle ki; TMK'nın 683. maddesinde düzenlendiği üzere; ''Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir." Davacının 113 ada 25 parsel sayılı taşınmazın tek başına maliki olduğu anlaşılmakta olup, bu nedenle taşınmaz üzerinde tek başına tasarruf yetkisinin bulunduğu kuşkusuzdur....

                Bunlardan birisi iddia edilen ayni hakkın güvence altına alınmasının gerekli olması(TMK m.1011/1), diğeri ise tasarruf yetkisini belirleyen belgelerdeki noksanlıkların sonradan tamamlanmasına kanunun olanak tanımasıdır(TMK.m.1011/2). Somut olayda, davacının satış talebi tasarruf yetkisinin kanıtlanamaması nedeniyle karşılanmamıştır. Bu durumda anılan Türk Medeni Kanununun 1011/2 maddesi kapsamında geçici tescil şerhinin verilip verilemeyeceğine kanunen olanak tanınıp tanınmadığının irdelenmesi gerekmektedir. Tescilin tasarrufa konu taşınmaz malikinin yazılı beyanı ile yapılacağı, tescil için de tasarruf yetkisinin ve hukuki sebebin belgelenmiş olması gerektiği Türk Medeni Kanununda düzenlenmiş, Tapu Sicil Tüzüğünde de açıkça belirtilmiştir. Tasarruf yetkisine ve hukuki sebebe ilişkin belgeler tamam değil ise tescil istemi reddedilecektir....

                  Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Tasarrufun Yetkisinin Sınırlandırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 267.80 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 01.02.2021 (Pzt.)...

                    UYAP Entegrasyonu