Aile konutunun, hak sahibi eş tarafından devri ve konut üzerindeki hakların sınırlandırılması, diğer eşin açık rızasına bağlıdır (TMK m.194). Bu rıza alınmadan konutla ilgili yapılan tasarruf işlemi geçersizdir. Bu geçersizliği, rızası gereken eş konutun bu vasfını devam ettirmesi koşuluyla evlilik birliği süresince ileri sürülebilir. Evlilik, boşanma yahut da iptal kararıyla sona ermiş ise, Türk Medeni Kanunu'nun 194 maddesinin "Aile Konutuna" sağladığı koruma da sona erer, diğer eşin rızası alınmadan yapılan tasarruf işlemi yapıldığı andan itibaren geçerlilik kazanır. Toplanan delillerden, tarafların yargılama sırasında 30.12.2016 tarihinde kesinleşen kararla boşandıkları anlaşılmaktadır. Evlilik boşanma ile sona erdiğine göre dava konusu taşınmaz aile konutu olma niteliğini kaybetmiştir....
GEREKÇE : Dava TMK 199. maddesi gereğince açılmış tasarruf yetkisinin kısıtlanması davası olup, TMK 199. maddesindeki düzenlemenin amacı; ailenin ekonomik varlığının eşlerden biri tarafından tüketilmesinin önüne geçmek, evlilik birliğinin geleceğini garanti altına almak ve aile huzurunun korumaktır. Bu hususların tehlikeye düştüğü durumlarda diğer eşin talebi üzerine belirli mal varlığı değerleri ile ilgili olarak eşin tasarruf yetkisinin sonlandırılabileceği ön görülmüştür....
İstinaf Sebepleri Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen kararda kusur belirlemesinin hatalı yapıldığı, hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, tasarruf yetkisinin sınırlanması kararının kaldırılması talepleri ile ilgili İlk Derece Mahkemesince olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediği, davalı kadın vekili tarafından dayanılan vakıaların ispatlanamadığı, taraflar arasındaki evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ... Anadolu 6. Aile Mahkemesinin 2016/10 Esas sayılı kararı ile verilen tasarruf yetkisinin sınırlanması kararının ve kadın yararına ... Anadolu 7. Aile Mahkemesinin 2016/208 Esas, 2016/721 Karar sayılı kararı ile hükmedilen nafakanın kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği belirtilerek hükmün tamamı yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. C....
Davacı dava dilekçesi ile davalının tasarruf yetkisinin kısıtlanmasını talep etmiş İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesi üzerine davalı tarafından istinaf yoluna başvurulmuş, Bölge Adliye Mahkemesince, ailenin ekonomik varlığının korunması gereği veya evlilik birliğinden ... mali bir yükümlülüğün yerine getirilmemesi gibi bir durum söz konusu olmadığından ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiştir. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden, tarafların fiilen ayrı yaşadıkları, davalı erkeğin mal varlığının bir kısmını elden çıkarma yönünde girişimlerde bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu hale göre, davalının tasarruf yetkisinin sınırlandırılmasında gereklilik bulunduğu gerçekleşmiş olup, 4721 sayılı Kanun'un 199 uncu maddesi koşulları oluşmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Tasarruf Yetkisinin Sınırlandırılması- 4320 Sayılı Yasayla İlgili Tedbir ve Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-4320 Sayılı Yasayla ilgili talepler hakkındaki temyiz incelemesinde; " Mahkemelerden verilen nihai kararlara karşı temyiz yoluna başvurulabilir " (HUMK. md. 427). Şu halde incelenen kararın niteliği ortaya konularak öncelikle kararın temyizinin kabil olup olmadığının çözümlenmesi gerekmektedir. 4320 sayılı kanun ile aileyi koruyucu tedbirlerin Aile Mahkemesi Hakimi tarafından ( 47875 S.K: md. 9/1) resen alınması hükme bağlanmıştır. Bu kanunun amacı aile içi şiddeti durdurma, özellikle kadını ve çocukları koruma olduğu sevk gerekçesinde açıklanmıştır....
İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş’ye 6758 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanunun kayyımlık yetkisinin devri ve tasfiye başlıklı 19. maddesi ile temsil kayyımı olarak Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun atandığı anlaşılmıştır, Bu durumda mahkemece Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na (TMSF) müzekkere yazılmak sureti ile, şirketin hukuki statüsünün tespit edilmesi ve kayyım sıfatının herhangi bir şekilde sona erip ermediği hususunun sorulması, temsil kayyımı sıfatı devam ediyorsa davanın Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na da yöneltilmesi gerekir, Hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Kaybolmuş eşya üzerinde tasarruf HÜKÜM : Beraat Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Sanık hakkında beraat kararı verilen kaybolmuş eşya üzerinde tasarruf suçuyla ilgili katılan SGK'nın her hangi bir somut zararının olmadığı, bu suç yönünden katılanın suçtan gören sıfatını taşımadığı, dolayısıyla 5271 sayılı CMK'nın 260. maddesi uyarınca hükmü temyiz yetkisinin bulunmadığı anlaşıldığından, 1412 sayılı CMUK'un 317. maddesi gereğince temyiz isteminin REDDİNE, 22.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Taleplerden birisi her iki şirkette yönetim kurulu başkanı olan davalının temsil ve ilzam yetkisinin mahkemece kaldırılması ve onun yetkisinin davacıya verilmesine ilişkindir. Bilindiği üzere, ----yöneticinin haklı nedenlerle azlinin ortaklarca talep edilmesi mümkün olup, mahkemece de yöneticinin azline karar verilebilir.--- yönetim kurulu üyelerinin azil ve yetkilerinin sınırlandırılması münhasıran genel kurula aittir. Bu husus Yargıtay--- tarihli olan kararıyla açıkça vurgulanmış olup; ----- üyelerinin azil ve yetkilerinin sınırlandırılması için açılan davalarda davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesinin yanlış olduğu vurgulanmıştır. TTK 364. maddede anonim şirketlerin yöneticilerin nasıl görevden alınabileceği, nasıl yetkilerinin sınırlandırılabileceği düzenlenmiş olup, bu hak münhasıran genel kurulda olduğu için, davacının bu talebinin reddine karar verilmiştir....
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun “İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı" başlıklı 2. maddesinde idari yargıda açılması gereken davalar açıkça gösterilmiş; bu düzenlemeye göre idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için açılan iptal davaları, tam yargı davaları ve idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan anlaşmazlıklara ilişkin davalar idari dava türleri olarak gösterilmiş, yargı yetkisinin sınırı ise idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlı olduğu belirtilmiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2023/4 KARAR NO : 2023/587 DAVA : Şirket Müdürünün Temsil Yetkisinin Kaldırılması veya Sınırlandırılması DAVA TARİHİ : 02/01/2023 KARAR TARİHİ : 22/09/2023 Mahkememizde görülmekte olan Şirket Müdürünün Temsil Yetkisinin Kaldırılması veya Sınırlandırılması davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkilinin ......