Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İstinaf Sebepleri Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen kararda kusur belirlemesinin hatalı yapıldığı, hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, tasarruf yetkisinin sınırlanması kararının kaldırılması talepleri ile ilgili İlk Derece Mahkemesince olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediği, davalı kadın vekili tarafından dayanılan vakıaların ispatlanamadığı, taraflar arasındaki evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ... Anadolu 6. Aile Mahkemesinin 2016/10 Esas sayılı kararı ile verilen tasarruf yetkisinin sınırlanması kararının ve kadın yararına ... Anadolu 7. Aile Mahkemesinin 2016/208 Esas, 2016/721 Karar sayılı kararı ile hükmedilen nafakanın kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği belirtilerek hükmün tamamı yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. C....

    Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu 1.Tahsilat Daire Başkanlığının yazı cevaplarında borçlu şirket Tezcan Proje... İnşt Taahh San ve Tic Aş 'nin kayyımlık yetkisinin Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredildiği, Kanun Hükmünde Kararname uyarınca yönetimi ve denetimi TMSF tarafından devrolunan şirketler ve bunların varlıkları ile ilgili olarak fona verilen yetkiler bu Kanun Hükmünde Kararname ile kıyasen uygulanır, hükmüne yer verildiği, 678 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 33.maddesi ile değiştirilen 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 134.maddesinin 5.fıkrasının son cümlesi uyarınca da Ticari ve İktisadi bütünlük oluşturulan varlıklar ile ilgili işletmelere ait menkul, gayrimenkul malları ile her türlü hak ve alacakları üzerinde üçüncü kişiler tarafından haczi, muhafaza altına alınması ve satışı talep edilemeyeceği anlaşılmıştır....

      GEREKÇE : Dava TMK 199. maddesi gereğince açılmış tasarruf yetkisinin kısıtlanması davası olup, TMK 199. maddesindeki düzenlemenin amacı; ailenin ekonomik varlığının eşlerden biri tarafından tüketilmesinin önüne geçmek, evlilik birliğinin geleceğini garanti altına almak ve aile huzurunun korumaktır. Bu hususların tehlikeye düştüğü durumlarda diğer eşin talebi üzerine belirli mal varlığı değerleri ile ilgili olarak eşin tasarruf yetkisinin sonlandırılabileceği ön görülmüştür....

      Bu durumda davacı alacaklı ile borçlu davalı arasındaki alacak davası her ne kadar tasarruf tarihi olan 31.03.2010 tarihinden sonra açılmış olsa da aralarındaki hukuki ilişkinin diğer bir anlatımla borcun doğumuna neden olan ticari ilişki tasarruf tarihinden önce 16.09.2009 tarihinden itibaren başladığından borcun doğum tarihinin tasarruf tarihinden önce olduğunun kabulü ile işin esasına girilerek tarafların delillerinin toplanması ondan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme sonucu yazılı olduğu üzere davanın reddine karar verilmesi doğru bulunmaıştır. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 14.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Bu durumda davacı alacaklı ile borçlu davalı arasındaki alacak davası her ne kadar tasarruf tarihi olan 31.03.2010 tarihinden sonra açılmış olsa da aralarındaki hukuki ilişkinin diğer bir anlatımla borcun doğumuna neden olan ticari ilişki tasarruf tarihinden önce 16.09.2009 tarihinden itibaren başladığından borcun doğum tarihinin tasarruf tarihinden önce olduğunun kabulü ile işin esasına girilerek tarafların delillerinin toplanması ondan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme sonucu yazılı olduğu üzere davanın reddine karar verilmesi doğru bulunmaıştır. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 14.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Davalı ... vekili, davanın görülebilmesi için gerekli aciz belgesinin olmadığını, tasarrufun iptali için borçlu tarafından yapılmış bir tasarruf olması gerektiği oysa müvekkilinin taşınmazı dava dışı şahıstan aldığını haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır. Davalı borçlu, duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi sunmamıştır. Mahkemece, İİK'nun 277.maddesine dayalı olarak açılan tasarruf davalarında iptal kararı verilebilmesi için kural olarak borcun tasarruf tarihinden önce doğmuş olması gerektiği, icra takibine dayanak olan bonoların incelenmesinde tanzim tarihinin 20/07/2012 olduğu ve borcun bu tarihte dolduğu, iptali istenen tasarrufun ise 25/05/2011 tarihinde gerçekleştiği anlaşılmakla borcun tasarruf tarihinden sonra doğduğu anlaşıldığı, kaldı ki davalı borçlu ... ile diğer davalı ... arasında da doğrudan bir tasarruf ilişkisi olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

            İflasın kaldırılması kararının kesinleşmesi halinde iflasın açılması ile meydana gelen bütün hüküm ve sonuçlar İİK' nın 184. vd. maddeleri uyarınca ortadan kalkar; borçlunun müflis sıfatı kalkar; borçlu sanki hiç iflas etmemiş gibi olur; borçlu malları üzerinde serbestçe tasarruf etme yetkisini (tekrar) kazanır ve masaya girmiş olan mallar borçluya geri verilir; iflas idaresinin görevi son bulur. Davacı kooperatifin takip ve dava tarihinden sonra hakkındaki iflas kararının kaldırılması ve kararın kesinleşmesi suretiyle takip ve dava ehliyetini yeniden kazanması ve ısrarla davaya devam edilmesini istemesi karşısında, mahkemece kesinleşen iflasın kaldırılması kararı dosyada olmasına ve takibe itirazda bu husus bildirilmesine rağmen, bu husus tartışılmadan ve gözden kaçırılarak, sadece iflas etmiş ve iflas kararı kaldırılmamış gibi gerekçe oluşturulması doğru görülmemiştir....

              Satış ve tasfiye işlemleri Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından yerine getirilir." hükmü getirilmiştir....

              Satış ve tasfiye işlemleri Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından yerine getirilir." hükmü getirilmiştir....

                Bu işlem neticesinde, devreden, devre konu olan alacak hakkı üzerinde tasarruf yetkisini kaybeder. Dolayısıyla devredenin artık alacağı tahsil etmek, borçluyu ibra etmek veya alacağı tekrar başka bir şahsa devretmek gibi bir takım tasarruf yetkisinin mevcudiyetini gerektiren işlemleri yapabilme imkânı kalmamıştır. Buna karşılık, devralan, alacak hakkı üzerinde tasarruf yetkisinin mevcudiyetini gerektiren bir takım işlemleri (devir, tahsil, ibra gibi) yapabilir. Devreden, aynı alacağı ikinci bir defa devrederse, karşı taraf, ilk temlikten haberdar olmasa bile, iyiniyetli olsa dahi, alacağı iktisap edemez. Çünkü ilk temlik geçerli olup, bu temlikle birlikte devredenin alacak üzerindeki hak sahipliği ve dolayısıyla tasarruf yetkisi sona erdiği için, ikinci temlik geçerli olmaz. Aynî hakların devrinden farklı olarak, alacağın temlikinde tasarruf yetkisinin olmamasına karşı iyiniyet korunmamıştır....

                  UYAP Entegrasyonu